|
 |
 |
 |
 |
|
Gevşeyin, başağrınız geçsin
Tedavi edilemeyen başağrıları artık kabus olmaktan çıkıyor. Prof. Dr. Serdar Erdine, migren dahil tüm ağrıların giderilebileceğini ama önce ağrı düşüncesini beynimizden atmamız gerektiğini söylüyor.
Yaşamının herhangi bir döneminde baş ağrısından yakınmayan insan yoktur. Ancak baş ağrılarının gerçek kaynağını bilmek ve doğru ilaç kullanmak çok önemli. Ağrı uzmanı Prof. Dr. Serdar Erdine, kronik başağrılarının bir hastalık olduğunu, gelişigüzel ilaç kullanmanın ise ağrıları daha da çok arttırdığını söylüyor.
* Kaç çeşit başağrısı var?
Migren tipi, yani damarsal baş ağrısı, gerilim baş ağrısı, psikiyatrik nedenlere bağlı baş ağrısı, göz, kulak, diş, burun, sinüslerden kaynaklanan baş ağrıları ve boyundaki yapılardan kaynaklanan baş ağrıları diye, sıralayabiliriz.
* Başı ağrıyan insanlar doktor doktor gezer ama bir türlü ağrılarından kurtulamazlar...
Aslında her tip başağrısının tedavisi var. Ama başı ağrıyan hastalar genellikle "Benim migrenim var" şeklinde olaya yaklaşır. Halbuki migren tanısı konmuş çoğu hastanın bile ağrısının nedeni migren değildir. Önemli olan doğru tanıyı koymak ve hastaya ona göre ilaç tedavisi uygulamaktır.
* Her ağrı kesicinin işlevi aynı mıdır? Halk arasında öyle bir kanı var sanırım...
İnsanlar ağrının kaynağını bilmeden gelişigüzel ilaç kullanıyorlar. Oysa her tip başağrısı için aynı ağrı kesici kullanılmaz. Ağrının bir özelliği vardır; ağrı bir süre sonra insanın hafızasına yerleşir. Beyin o ağrıyı kaydeder ve bu hastalık yaşamınızın bir parçası olur. Önce bunu beyinden atmak gerekiyor. Tıpkı tansiyon, şeker hastası gibi başağrısı çeken insanlar da her gün düzenli olarak doğru ilacını alırlarsa, 6-12 ay gibi bir sürede ağrısı geçer.
HER İLACI ALMAYIN
* İlaç tedavisi kesin çözüm mü? Dikkat ederseniz herkes birbirine "Bir ağrı kesicin varsa verir misin, başım çok ağrıyor" der çoğu zaman. Oysa yanlış ilaç kullanmaktan dolayı başağrıları tam tersine artar. Hastaların çoğu da bu yüzden yıllarca ızdırap çekiyor. Ancak geçmişte kronik dediğimiz uzun süreli ağrılar sadece basit bir bulgu gibi görünürken, aslında bunların başlı başına bir hastalık olduğu anlaşıldı. Bu yüzden de ilacın yeterli olmadığı yerde girişimsel tedaviler uygulanıyor.
* Nedir bu girişimsel tedaviler?
Örneğin, boyun fıtığından dolayı ağrı çeken kişilerin fıtıklı bölgesine "elektrot" adı verilen iğnelerle ulaşıp, oraya belirli ilaçlar vererek fıtığın küçülmesi sağlanıyor. Ya da radyo frekans dalgaları ve laser göndererek fıtığın içini buharlaştırmaya yönelik bir uygulama yapılıyor. Son yıllarda geliştirilen bu yöntemlerin hastalar üzerinde çok etkili olduğu görülüyor.
* Fıtıktan dolayı gelişen bir ağrı değilse ne yapılıyor?
O zaman da ağrıya neden olan sinirleri yakma yöntemine başvuruluyor. Örneğin "nevralji" dediğimiz çok şiddetli yüz ağrıları vardır. Bu ağrılarda da o bölgeye giden siniri yakmaya yönelik bir tedavi uygulanır. Girişimsel yöntemlerin sayısı 45 ulaştı. Yalnızca boyun ve baş ağrılarında değil, her türlü kaynaklı ağrı tedavisinde kullanılıyor. Kanserli hastaların ağrılarını dindirmek için de kullanılıyor.
* Kanser ağrısı için uygulanan yöntem nedir?
Morfin ağrıyı dindirmezse ağrılı bölgeye giden sinirler tahrip edilerek ağrı yokediliyor. Bunun da yetmediği yerde, omuriliğe yerleştirilen pompalarla morfin verilebiliyor. Bu arada halk arasında bilinen bir yanlış morfinin alışkanlık yaptığıdır. Ama morfin alışkanlık yapmaz. Kronik ağrılı hastalarda morfin kullanılabilir.
* Siniri yoketmek tehlikeli değil mi?
Hayır çünkü sözüne ettiğimiz sinirler ağrı sinirleridir. Yani his sinirleri değil. Örneğin, dişiniz ağrıdığında dişinizi çekmemek için önce kanal tedavisi yapılır ve sinirleriniz alınır. Bu da onun gibi.
İlknur K. Akman
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
