|
|
|
|
İznik Çinileri yeni koleksiyonuma yön verecek
Yoğun yaz döneminde, zaman buldukça gelecek sezonlarda gerçekleştirmeyi planladığım projeler için çeşitli araştırmalar ve konsept hazırlıkları yaptım. Projelerimden bir tanesi önümüzdeki sezondaki koleksiyonlarımdan birini İznik çinileri ile bağdaştırıp, klasik İznik çinilerinden daha modern ve farklı yorumlanmış çinileri de kullanmaktı...
İZNİK ÇİNİLERİ VAKFI... Yaklaşık bir ay önce İznik Vakfı ile temasa geçtim. Vakıf Başkanı Sayın Prof. Dr. Işıl Akbaygil ile görüştüm. Bunun üzerine böyle bir projeyi daha kapsamlı hale getirip, İznik Vakfı ve Dilek Hanif ortak çalışmaları olarak sunma fikrinde bulundular. Ve bana tam aradığım tarz bir çalışmalarından, sergilerinden söz ettiler. Zaha Hadid, Nevzat Sayın, Bülent Erkmen, Canan Tolon, Ettore Scottsass, Emre Senan, Ömer Uluç, Akın Akbaygil, Mine Ertan, Han Tümertekin, Murat Morova, Ebru Tabak, Günnur Özsoy, Canan Dağdelen, İsmet Doğan ve Osman Dinç'in de içlerinde yer aldığı 16 mimar ve tasarımcının farklı şekillerde yorumladığı İznik Vakfı Çinileri'nin bulunduğu serginin adı 'Çiniiçin'... Ayasofya'da 4 Temmuz'dan beri devam eden sergi 15 Eylül tarihinde sona erecek. Sergi; içeriği, konsepti ve amacıyla koleksiyonum için aradığım, ihtiyacım olan kaynaktı. İznik Vakfı'ndan Füsun Hanım'la birlikte sergiyi ziyaret ettim. Sergide İznik Çinisi'nin çağdaş bir şekilde yorumlanmasıyla 'geleneksel' olarak bilinenin, farklı algılanmasının ve yorumlanmasının mümkün olabildiği ve sanatın zaman dışılığı gösterilmeye çalışılmış. İznik Çinileri çok farklı görüntülere büründürülmüş. Sayın Işıl Akbaygil'in bana açıkladığı gibi, vakfın en büyük amacı da buymuş...
'ÇİNİ SANATI'NIN ZİRVESİ Vakıf; 1995 yılından beri, son dört yüz yıldır unutulan geleneksel İznik Çinileri'nin, üretim tekniklerini tekrar keşfetmek ve geçmişin hazinelerini yeni nesillere aktarabilmek için çalışıyormuş. Vakfın tasarım ofisi; eski teknikleri, tarifleri, formülleri kullanarak, yeni şekil ve motifler yaratıp, günümüzün ihtiyaçlarını karşılayacak renk, tasarım ve formlar geliştiriyormuş. Bu sergi ve vakıf sayesinde İznik Çinileri hakkında çok önemli ayrıntılar öğrendim, etkilendim ve aklımdaki proje ile ilgili olarak daha da heyecanlandım. İznik, 'Çini Sanatı'nın zirvelerinden biri... Mimari bir eleman olarak, hem iç hem dış yapıda kullanılabiliyor. Farklı anlamları, estetik güzellikleri dışında temiz astarları, sert sırtları, sır altı tekniğindeki bezemeleriyle başarılması zor bir teknik. Hafif matlığı gözleri yormayan sırların ayrıca genleşmek, büzüşebilmek ve uygulandıkları duvarların solumasını sağlamak gibi özellikleri de var. Cami, saray, Türk ve dünya müzelerindeki örnekleri halen hayranlık uyandırıyor.
TEKRARIN SONSUZLUĞU Hazinemiz olan geleneksel İznik Çinileri'ni, yaşatmak gelecek nesillere aktarmak için yapılan en önemli çalışmalardan biri 'Çiniiçin Sergisi'. Sergi, sonsuz kere tekrar eden "birim"in tekrarla sonsuzluk duygusunu temsil edebilmesi üzerine kurulu bir temel düşünceden hareket ediyormuş. Nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan şekiller, çoğalıp akıp gitmenin kaçınılmaz düzeni içinde tekrarlanarak başlangıçta olmayan bir duruma dönüşüyorlar... Gerçekten ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Dünyadan ve ülkemizden değerli mimar ve tasarımcıların İznik Çinisi yorumları görülmeye değer. En önemlisi bizim kültürümüze ait bu özel tekniği, sanatı ve geleneği yaşatmak, gelecek kuşaklara aktarmak adına bizlerin desteğinin, ilgisinin önemli olduğunu düşünüyorum. Şu an aklımda İznik Vakfı ve bu çalışmaları, İznik Çinileri'nden yola çıkarak hazırlayacağım koleksiyonumu birleştireceğimiz projemizin gelişimi ve çalışmalar var. İznik Vakfı ile beraber gerçekleştirmeyi düşündüğümüz fikirlerimiz, hedeflerimiz umarım Kültür Bakanlığı desteğiyle gerçekleşir ve bu önemli değerlerle emeklerin hakkını verecek bir proje ortaya çıkar.
Dilek Hanif
|
|
|
|
|
|
|
|
|