| |
2 aylık rapor
Tam 2 ay oldu. Ben artık yürüyen bir insanım. Yürüyüş maceramın 40. gününde bu köşede yazdığım yazının gördüğü ilgi beni çok şaşırttı. Bilseydim, seneler önce yürümeye başlardım. Biz bu meslekte büyüklerimizden fazla göze batmanın pek de hayırlı bir şey olmadığını öğrenmiştik. Fakat, bir tek yürüyüş yaparak ve bunun sonuçlarını okurlara duyurarak, bu kadar ilgi toplamak da insanı doğrusu şaşırtıyor.
Yürüyüş Guru'su Türkiye'nin mebzul miktarda "guru"su var. Astroloji guruları, aşk guruları, seyahat guruları, yemek guruları, içki guruları var. Güzin Abla misali, geçimsizlik ve karşılıksız aşk guruları da var. Melankoli guruları, "Aşk Doktor" larımız bile var, medyada... Geçen gün bunlara bir yenisi eklendi. Pazar ilavelerinden birinde, 4 genç ve alımlı kadının resmi basılıydı. Altında ne yazıyordu biliyor musunuz? Türkiye'nin İlişki Guruları! Bendeniz şu fakirin, bu türden bir "Yürüyüş guru"su falan olmaya hiç niyetim yok. Sadece sağlıklı bir yaşam istiyorum, halk arasında bir yürüyüş ihtilali çıkartarak başıma iş almak istemem. Aklı başında bir insanın çıkıp yürümeye başlaması için benden işaret beklemesi gerekmez.
40 bin kalori 2 aydır, hiç aksatmadan yürüyorum. İşin sırrı devamlılıkta. Bir nevi "sürümden kazanmak" gibi bir şey. Her sabah, yaklaşık 100 dakika olmak üzere, yaklaşık 10 km yol yürüyorum. Harcadığım kalori günde, 650-700 civarında. İki ayda yürüdüğüm yol 600 km olmuş. İstanbul'dan yola çıksam, İzmir'e varmış oluyorum. 2 ay sonra da İstanbul'a dönmüş olacağım. Harcadığım kalori ise, ayda 20.000, iki ayda 40.000 kalori eder. Yürümeden önceki beslenme alışkanlıklarımı, akşamları bir iki kadeh devirmeyi, tenis de oynamayı aynen sürdürüyorum. Fakat yürümekle önemli bir fark yarattım... 2 ayda 600 km yol kat etmişim ve toplam 40.000 kalori harcamışım. Bunu bir de yıllık düşünün. 1 yılda, yürünen mesafe 3.600 km, harcanan kalori ise 240.000 olacak. Böyle bir sportif faaliyete, yağ mı dayanır, dostlar?
Kaç kilo verdim? Bu düzenli sarfiyat, bedenimdeki fazla yağları çözmeye başladı. Yürürken "ayran yayığı" gibi çalkalanıp duran göbekteki yağ molekülleri, göğüs ve sırt bölgesindeki inatçı yağlar kendiliğinden çözülmeye başladı. Yürümeye başladığım gün 88 kiloydum. Aslını sorarsanız, tartı aleti zaman zaman 90 kilo falan da göstermiyor değildi ama gittikçe kilo alan her insan gibi ben de kendimi avutma yolları buluyordum. Tartının üzerinde bin bir şekle giriyordum, ibre birazcık daha az göstersin diye... İyice hafif çekeyim diye neredeyse tıraş olmadan çıkmıyordum tartı aletine... Sanki bir adamda 2 kilo sakal olurmuş gibi... Tabii ev ahalisi bu numaraları yutmuyordu. Karım hır çıkmasın diye kilomu sormayı kesmişti ne zamandır. Şimdi 80 kiloyum. Ve artık o tür tartı hokkabazlıklarına ihtiyacım kalmadı. Yiğitçe çıkıyorum tartının üzerine ve ibreye bakıyorum. Çünkü sadece düzenli yürüme sayesinde, o ibreye hükmedilebileceğini öğrendim. Sözüm sözdür, 4 ayın sonunda İngiliz tayı gibi olacağım! Bir Ferrari edinip Formula 1'e yazılacak halim yok ama, kendi bedenimi Ferrari gibi kullanmakta da özgürüm.
|