DPT'nin söyleyecek sözü var: AB sürecinde figüranlık istemiyor
ANAP'ın eski Genel Başkanı Mesut Yılmaz, "AB'ye girmenin yolu Diyarbakır'dan geçer" demişti. Öyle olmalı ki, Başbakan Tayyip Erdoğan, dört kez ertelediği Diyarbakır gezisini bu kez gerçekleştirdi. Biz, "Başbakan AB süreciyle ilgili ne diyecek" derken o da ne? Başbakan vatandaşa bol ödüllü siyasi mesajları peşpeşe iletip rakamlarla sayılarla umut vaad etti. Görünen, 2006 hem seçim(!) hem geçim(!) yılı olacak... Oysa 3 Ekim'de çok önemli AB maratonu başlıyor. AB'ye gönül verenler, bu süreç için "Türk insanının sınıf atlama sürecidir" diyor. Demek ki sınıf atlayacağız! Nüfusunun üçte biri tarımda olan bu ülkede söyleyin Tanrı aşkına nasıl sınıf atlayacağız. Tarımda devrim yapmak kolay mı? Zaten başmüzakereci Ali Babacan işin belkemiğini oluşturacak "Müzakere Heyeti" ile ilgili olarak yepyeni bir yapı oluşturulmayacağını söylüyor! Dışişleri Bakanlığı, AB Genel Sekreterliği ve DPT, "Müzakere Heyetinde" yer alacak kurumlar. Anladığımız kadariyle AB Genel Sekreterliği işin koordinasyonunu yapacak. Henüz resmi olarak verilmiş bir karar yok. Kararı, hükümet verecek. DPT Müsteşarı Ahmet Tıktık da; "Konu netleşmedi. Ekimi bulur. Ama biz, DPT olarak Müzakere Heyeti Üst Kurulu'nda yer almak istiyoruz. Politika ve strateji bazında söyleyeceklerimiz var. DPT olarak üst düzey kuşbakışı bir fotoğraf çiziyoruz. Alt kurullarda yer almak istemiyoruz" diyerek DPT'nin tavrını net ortaya koyuyor. Ancak bu söylemler AB uzmanlarını rahatsız ediyor. Onlar "Herkes durumdan vazife çıkartıyor. Kimse işin farkında değil. Çuvallamayız inşallah" diyerek süreçle ilgili kaygılarını dile getiriyor.
ADI KONMAYAN KAVGA Bu da neyin nesi demeyin. Biliyoruz ki tüm bakanlıklar ayakta, "iş bizim işimiz" diyor. Güzel de, 'acaba ne yapıyorlar' derseniz ortada adı konmamış kavga var. Özellikle de tarımda. Ulusal Kalkınma Stratejisini hazırlayamadık daha. Sivil insiyatifler açısından sürece kimler dahil olacak derseniz yine kafalar karışık. Hal böyle iken AB Genel Sekreterliği ile DPT 2006'da devreye girecek 500 milyon Euro hibe için eylülde biraraya gelip çalışmaya başlayacak. Hibe, insan kaynakları, KOBİ'lere destek, ulaştırma, çevre ve bölgesel kalkınma programlarını kapsıyor. Böyle bir süreçte iç politika kazanı kaynıyor, ister istemez AB süreci kulak arkası ediliyor. Başbakan Erdoğan böylesine önemli bir dönemde eylül ortasından başlamak üzere aralık sonuna kadar Yeni Zelanda, Yemen vs birçok ülkeye seyahate hazırlanıyor. İlginç değil mi? Galiba yükselen ulusalcılık iktidarı da rahatsız ediyor...
|