Sıkı maliye ve para politikası varken cari açık nasıl rekor kırar?
Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, dün Finansal İstikrar Raporu'nun ilkini tanıtırken cari açıkla ilgili bir soruya şu yanıtı verdi: "Cari açıkla ilgili değerlendirmeler 2001 öncesinin alışkanlıkları ile sürdürülüyor. Şimdi ne değişti? Geçmişle en büyük fark maliye politikasının sıkı olması. Merkez Bankası bağımsız, para politikasını sıkı bir şekilde uygulayabiliyor. Daha da önemlisi artık kur rejiminin değişmiş olması. Bu kur rejiminde Merkez Bankası kimseye döviz satmak zorunda değil. Neticede ne olur derseniz, sermaye çıkışları ile karşılaşırsak, maliye ve para politikalarının sıkı olması kafi gelmiyorsa, o zaman kur yerini değiştirecektir. Bundan kimse endişe etmemeli. Son dört yılda yedi kere Türk Lirası ani değer kaybetmiş. Bu rejimde devalüasyon olmaz ama ani değer kayıpları olabilir. Bunda bir mahsur yok." Başkan'ın bu sözlerinden bizim çıkardığımız şu: Maliye politikası sıkı. Para politikası sıkı. Kur rejimi de değişmiş. Merkez Bankası rezevlerinden satış yapmak durumunda değil. Olsa olsa kur oynar. O zaman korkulacak bir şey yok. Ben bu görüşe katılmıyorum.
Herkesin sorunu Dalgalı kur rejiminde Merkez Bankası'nın rezevlerinden satış yapma zorunluluğu yok. Kurda bir taahhüdü de yok. Harhangi bir durumda kurun sıçraması karşısında belki ilk aşamada Merkez Bankası'nın sorunu olmayabilir. Ama başta borçlarının yüzde 40'ı döviz üzerinden olan Hazine, özel sektör, döviz borcu ve yükümlülüğü olan hane halkı olmak üzere hemen herkesin kur sıçramasından dolayı canı yanar. Bundan herkes korkar ve zarar görür. Kur sıçramasından kimse korkmuyorsa, zaten sorun yok demektir.
Yepyeni durum Merkez Bankası'nın görüşüne katılmıyorum çünkü, maliye ve para politikası sıkı iken bile cari açık büyüyor. Bu araçların kullanılmasına karşılık cari açık artabiliyorsa demek ki, politika uygulayıcısının elinde bu artışı durduracak başka araç yok. Bu durum ekonomiyi yönetenleri, rahatlatma yerine ürkütmeli, önlem almaya itmeli. Merkez Bankası bir süreden beri cari açıkta durumun geçmişten farklı olduğunu söylüyor. Evet cari açıkta eski durum yok. Yepyeni bir durum var. Kamu açıkları azalırken, bütçe açığı azalırken, Merkez Bankası sıkı para politikası uygularken bile, artık rekor düzeyde cari açık veriyoruz. Üstelik ekonomi geçen yılın ikinci yarısından itibaren normal büyüme düzeylerine inmiş. Sanayi üretimi hız kesmiş. Bu durumdayken bile, dış açığın rekor büyümesi devam etmiş. Bu yepyeni bir durumdur.
Çaresi aranmalı En azından ekonomiyi yönetenler cari açığı önlemekte kullanılan en önemli iki enstrümandan yoksundurlar. Sıkı maliye ve para politikasıyla cari açığı önlemede alınabilecek daha fazla mesafe yoktur. Şimdi bunun üzerinde düşünülmesi lazımdır. Nedenlerinin ortaya konulması ve çaresinin bulunması gereklidir. Yoksa, enflasyonu çok başarılı bir şekilde tek haneye indirirken, cari açığın ekonomi için ciddi bir tehdit haline gelmesine seyirci kalmış oluruz.
Sonuç "Yılanı kollayıp akrebi gözden kaçırdık" Mısır Atasözü
|