|
|
|
|
|
|
"Demokratik sürecin geriye doğru işlemesine izin vermeyeceğiz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin geldiği noktadan geriye adım atılmayacağını, demokrasinin bütün vatandaşlar tarafından hissedilerek derinleşeceğinin herkes tarafından bilinmesini isteyerek, ''Demokratik sürecin geriye doğru işlemesine izin vermeyeceğiz' dedi.
Başbakan Erdoğan, Diyarbakır'da toplu konut anahtar teslim töreninde yaptığı konuşmasında, ülkenin hiçbir sorununu yok saymadıklarını ve sorunları yok saymanın millete saygısızlık anlamına geleceğini söyledi.
Ülkenin her sorununu gerçek kabul ettiklerini ve bunlarla
yüzleşmeye hazır olduklarını belirten Başbakan, milletin her bir ferdinin herşeyin en iyisine layık olduğunu ifade etti.
Erdoğan, milletin sorunlarını bahane ederek, terör ve şiddet ortamı oluşturmaya çalışanların karşısına da devlet ve millet olarak topyekün sarsılmaz bir iradeyle çıktıklarını vurguladı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Devletimize, bayrağımıza ve cumhuriyetimize topyekün sahip çıkıyoruz. Terörün ve şiddetin bu ülkenin en büyük düşmanı olduğunu ve buna asla göz yumulmayacağını bir kere daha söylüyorum. Masum vatandaşlarımızı katleden, kahraman güvenlik güçlerimizi şehit eden, bu milletin geleceğine suikast düzenleyen teröristler, bu ülkenin masum evlatlarını da kendi emellerine alet ediyorlar.
Bu yüzden anneler, babalar sizlere sesleniyorum: Evlatlarınızı bu terör belasından kurtarmak için devletin her türlü yardıma açık olduğunu biliniz. Buradan bir kez daha sesleniyorum; bu ülkede hangi sorun varsa onun çözümü için adres biziz. Sorunların sahibi biziz. Göreve geldiğimiz günden beri ülkenin itibarı, vatandaşlarımızın ihtiyaç ve talepleri için dinlenmeden, yorulmadan koşuyor ve tüm dünyayı ve Türkiye'yi adım adım geziyoruz. Gittiğimiz her yere, her şehrimize çok özel anlamlarla gidiyoruz, çok özel mesajlar götürüyoruz. O mesajın özü, birliktir, beraberliktir, kalkınmadır, huzurdur, refahtır. Gittiğimiz her yerde halkımızın büyüme ve kalkınma sevincini yaşıyoruz. Yılların kördüğüm haline getirdiği meseleleri çözüyoruz.
3 yıla yaklaşan iktidarımız döneminde ülkemizin birikmiş sorunlarını çözmek için irademizi açık yüreklilikle ortaya koyduk. Açık söylüyorum, ülkemizi baştan başa mamur hale getirmek, insanımızın yüzünü güldürmek istiyoruz. Bu atmosferi zedeleyen, yaralayan tüm gerekçeleri hep birlikte ortadan kaldırmalıyız ve inanıyorumki kaldıracağız. Allah'ın izniyle bunu birlikte yapacağız.
Şundan hiç endişeniz olmasın, söyleyecek sözü olan herkesi dinlemeye hazırız, hakkaniyet sahibi herkese kulak vermeye hazırız. Yeter ki gelecek umutlarımıza gölge düşüren şiddeti ve kavgayı bertaraf edelim.''
Başbakan Erdoğan, ülkenin ortak kaderini paylaşan tüm vatandaşların sağduyusuna, aklıselimine inandıklarını ve en zor şartlar altında bile bu güveni yitirmediklerini ifade ederek, ''Türkiye'nin geldiği noktadan geriye adım atılmayacağını, demokrasinin bütün vatandaşlarımız tarafından hissedilerek derinleşeceğini herkesin bilmesi gerekir. Demokratik sürecin geriye doğru işlemesine izin vermeyeceğiz'' dedi.
Ankara'da dün Türkiye'nin düşünen, yazan, çizen kesimiyle bir görüşme yaptığını ve bu toplantının büyük bir takdir topladığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle konuştu:
''Ama bunu hazmedemeyen siyasetçiler olduğunu da gördük. Çünkü düşünceye saygısı olmayanlar, düşünce hürriyetinden bahsedemezler. Özgürlüklere tahammül edemeyenler özgürlükten bahsedemezler. Din ve vicdan özgürlüğünü hazmedemeyenler, din ve vicdan özgürlüğünden bahsedemezler. İşte bunu hazmedemeyenler zaten adeta güneş karşısındaki kartopu gibi erimeye mahkumdurlar. Biz bunlara aldırmadan yolumuza devam edeceğiz.
Bu ülkede ayrımcılığı teşvik edenler, ayrımcılıktan yarar umanlar bir gerçeği bilecekler. Biz yola çıkarken 'Bizim 3 kırmızı çizgimiz var' dedik. Bir, 'etnik milliyetçilik' dedik. 'Ülkemizde birçok etnik unsur var, bunlar arasında ayrım yapamayız' dedik. Bunların hepsi birer alt kimliktir. Bizi birbirimize bağlayan bir bağ vardır. Bu bağ, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bağıdır.
İkincisi, 'bölgesel milliyetçilik'tir. Biz, insanlar arasında ayrım yapmamayı medeniyetimizin gereği olarak kabul ediyoruz. Yaratılmışların en şereflisi insana endeksli olarak partimizi kurduk, yola öyle çıktık. 'İnsanı yücelt ki devlet yücelsin' anlayışı ile yolumuza devam ediyoruz. Yunus'un deyişiyle 'Yaradılanı sev yaradandan ötürü' anlayışıyla insanlara bakıyoruz. Batı-doğu kuzey-güney, bunlar arasında ayrım yapamayız. Bugüne kadar yapıldı maalesef, ama şimdi biz, bunu gideriyoruz. Dolayısıyla bizim anlayışımızda, bizim düşüncemizde bölgesel milliyetçiliğe de yer yoktur.
Üçüncüsü, 'dinsel milliyetçiliğe' de yer yok. Hangi din ve mezhepten olursa olsun, biz, hepsine eşit mesafede olan bir anlayışın temsilcileriyiz ve bunu da bu şekilde sürdürmekte kararlıyız.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|