Düğün rüya mı kabus mu?
Düğün sezonunda olmamız, magazin dergilerinin 'Yılın En İyi Düğünleri' eki vermeleri, benden beş yaş küçük çıtırların "Evleniyorum, davetiyeni nereye göndereyim?" diye aramaları, ünlülerin pastadan yüzük pırtlatan sevgilileri yetmiyormuş gibi şimdi de 'Modern Gelin' kitabı çıkmış... Düğün meselesine hakim kişi Meltem Öksüm, yazmış da yazmış... Bu işler, 'Evet' dedim, 'Evet' dedi, ayağına bastım oldu da bitti değilmiş. Aklınız varsa kitabı okur, evlilikten vazgeçersiniz. Bu iş daha başından bu kadar zahmetliyse, devamını almayayım, alana engel olmayayım valla! Şimdi "Aman Ayşe, sen de abarttın, ne güzel düğün yapıp, eğleneceğiz" demeyin. Bu işler düğün yerini, nikah memurunu, şahitleri ayarlamakla kalmıyor.
OTURMA DÜZENİ DERDİ! Misal; kitaba göre, düğünde yuvarlak masa seçmediniz; bittiniz, davetsiz misafirleri ayakta diktiniz. Çünkü ancak yuvarlak masalara ek servis açılabilirmiş. Sonra kim kiminle aynı masada oturacak meselesi büyük dava. Es kaza Hülya Avşar, Petek Dinçöz, Bülent Ersoy üçlüsünün aynı masaya konuşlandırıldığını düşünsenize! Ayrıca devir kimin eli, kimin cebinde devri. Ayrılmış sevgililer, onların kız kardeşleri, kavgalılar, rakipler, ayrılmış gençlerin anne-babaları, onların en yakın arkadaşları aynı masaya oturtulmayacak, ama kimse bulunduğu masada yabancılık çekmeyecek! Misafirlerin arabaları için vale servisi, ücreti halledilecek, gerekirse ücret cebinizden ödenecek. Davetiyeler her aileye düğünden bir ay önce bir adet gidecek. Bu arada pastanın da modası varmış, pardon yani. Hani şu havai fişek ve müzik eşliğinde yanar döner pastalar gelir ya... Onların çoğu maketmiş. Genelde maket pastanın ortasına iki, üç dilim gerçek pasta yerleştirilir, gelinle damat onu keser, birbirlerine yedirirmiş. İşin yoksa, o kafayla gerçek dilimleri bulmaya çalış... Ya müzik? Müziksiz düğün bir hiçmiş! Yani aileler ilk dans şarkısı için kapışırken, bu konuda yorum yapamayacağım. Velhasıl kitapta DJ sorgulama bölümü de mevcut. Adam bu sorulardan sonra mesleği bırakmazsa iyisiniz... Nikah şekeri, düğün günü sabahtan akşama kadar iç mekan, dış mekan şip şaklayacak bir fotoğrafçı, kameraman, gelin arabası, kuaför, makyöz, gelinlik ayarlanacak. Temmuz bile olsa yağmur yağmaması için dua edilecek. Bitmedi... Ayakkabı, iç çamaşırı, yüzük, catering, kına gecesi, balayı... Ve ne olacak? Poponu yırtsan da kimseye düğünü beğendiremeyeceksin. Nikah şahidinden, gelinlik modeline, masa düzenine kadar annenle kavga edeceksin. Pistte kıvırtacağına gecede beş yüz kişiyi öpecek, yan yana fotoğraf çektireceksin, ayakların şişecek, yattığın yeri bilmeyeceksin. Tövbe de. Ey anne! Düğün isteme benden, buz gibi soğurum senden!...
|