|
|
|
|
|
|
Terapist kayıtları sırrı çözecek mi?
Marilyn Monroe'nun terapi kayıtları, Los Angeles Times gazetesinde yayımlanınca, ölümüyle ilgili soru işaretleri yeniden gündeme geldi. Bantlarda, Joan Crawford'la yaşadığı tek gecelik lezbiyen ilişkiden de söz eden M.M. 43 yıl sonra yeniden gündeme oturdu.
1962'nin 5 Ağustos'unda, Marilyn Monroe'nun cesedi Brentwood'daki evinde bulundu. 36 yaşındaki efsane kadın oyuncu çıplaktı ve yatakta yüzükoyun yatıyordu. Dr. Thomas Noguchi başkanlığında yapılan otopside, ölüme yüksek dozda uyku hapının neden olduğu anlaşıldı. Psikiyatristlerden oluşan kurul ise, Marilyn'in büyük olasılıkla intihar ettiğini belirterek soruşturmaya son noktayı koydu.
MEZARI BAŞINDA ANILDI M.M'nin ölümünün ardından tam 43 yıl geçti. Fakat onu hiç unutmayan hayranları, bu yıl da önceki yıllarda olduğu gibi, ünlü oyuncunun Westwood Village Memorial Park'taki mezarında bir anma töreni düzenlemeyi ihmal etmedi. Bu yıl Monroe'nun mezarını ziyaret edenler arasında, oyuncunun otopsisinde bizzat bulunan, dönemin Los Angeles Bölge Savcısı John W. Miner da vardı. Bugün 86 yaşında olan eski savcı; Monroe'nun intihar ettiğine bir an olsun bile inanmayanlardan... Ona göre, otopsinin kesin olarak ortaya koyduğu gerçek, Monroe'nun ölümüne neden olan uyku haplarının ağızdan alınmadığı ve vücuda kalın bağırsak yoluyla girdiğiydi! Otopsi sonucuna göre, Monroe'nun 'çok yüksek sayıda' uyku hapı aldığı belirlenmişti. Eğer Monroe hapları ağız yoluyla almış olsaydı; hepsini yutmaya fırsat bulamadan kendinden geçmiş olurdu.
DELİLLER YETERLİ DEĞİLDİ Miner'ın düşüncesini destekleyen diğer kanıt ise, ünlü oyuncunun ölümünden bir süre önce, psikiyatristi Dr. Ralph Greenson'la yaptığı terapilerde kaydedilen bantlar. Monroe'nun ölümünün ardındaki giz, bugüne dek birçok kitap ve belgesele konu oldu. Bu dinmeyen merak, 1980'li yıllarda ünlü oyuncunun ölümüyle ilgili soruşturmanın bir kez daha açılmasını gündeme getirmiş; fakat savcılık dosyada 'kimi belirsiz yanlar' olduğunu kabul etse de, yeni bir soruşturma için delil bulunmadığını belirterek dosyayı kapatmıştı. Söz konusu soruşturma sırasında konuşulan isimlerden biri de Miner'dı. O dönem, Greenson'daki bantların varlığından söz eden fakat içeriğinden bahsetmeyen Miner, aslında bantlardaki konuşmaların hepsini neredeyse bire bir kağıda dökmüştü. Eski savcı, kısa süre önce aldığı notların bir kopyasını Los Angeles Times'a gönderdi.
YAŞLILIK KORKUSU! Monroe'nun intihar etmiş olamayacağına dair iddiaların bir kez daha alevlenmesi de, notların gazetede yayımlanmasıyla başladı. Miner'ın aldığı notlara göre, Monroe psikiyatristiyle yaptığı konuşmalar boyunca, sürekli olarak gelecek planlarından; bir Oscar almak için büyük istek duyduğundan bahsediyor. Kayıtların bir yerinde, aynada çıplak vücudunu izlediğini söyleyen Monroe, yaşlanmakta olduğunun ve acele etmesi gerektiğinin de farkında görünüyor: "Göğüslerim sarkmaya başladı bile. Ama belim hiç de fena değil. Kalçalarımsa hâlâ bulunabilecek en iyi kalçalar!"
SORU İŞARETLERİYLE DOLU Miner'a göre, Monroe'nun tüm bu bantlar boyunca söylediklerini dinleyen birinin, onun intihar edeceğine ihtimal vermesi mümkün değil! Konuyla ilgilenen araştırmacıların elindeki tek sağlam kaynak Miner olsa da; eski savcının bu bantları dinlemiş tek insan olması, orijinal bantların bulunamayışı ve 80'lerdeki soruşturmada, Miner'ın bantları çözdüğüne dair herhangi bir şey söylemeyişi, kafalarda belli belirsiz soru işaretleri yaratıyor.
Emre AĞANOĞLU
|
|
|
|
|
|
|
|
|