'Türk biberinde 400'den fazla yabancı madde kalıntısı çıktı'
Almanya Yaş Meyve Sebze İthalatçı Firma Birlikleri Başkanı Krebs Türk biberinde ilaç kalıntısı sorununun devam ettiğine dikkat çekti.
Avrupa'nın en büyük yaş meyve sebze tedarikçisi olan Almanya Yaş Meyve Sebze İthalatçı Firma Birlikleri Başkanı Michael Krebs, "Türkiye'de zirai ilaç kalıntısının önlenmesi konusunda her türlü desteği vermeye hazırız" dedi. Antalya İhracatçı Birliği'nde düzenlenen toplantıya katılan Almanya Yaş Meyve Sebze İthalatçı Firma Birlikleri Başkanı Michael Krebs, konuşmasında, 2001 yılında Türk biberinde yaşanan "ilaç kalıntısı" sorununun devam ettiğini söyledi. Krebs, Almanya'ya gönderilen Türk biberinde 112 analiz yapıldığını ve 400'den fazla yabancı madde kalıntısına rastlandığını söyledi. Michael Krebs, üzümde de 364 yabancı madde kalıntısına rastlandığını, biber ve üzümde rastlanan maddelerin büyük bölümünün Almanya'da yasaklanan ilaçlar olduğunu bildirdi. Türk biberi anazilerinde kalıntı oranının yüzde 17.75'nin limitlerin üzerinde olduğunun ortaya çıktığını vurgulayan Krebs, aynı sorunun, şeftali, üzüm ve narenciye de de yaşandığına dikkat çekti.
SON TARİH 1 OCAK AB ülkelerinde 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren gıda güvenliği konusunda yeni bir yasanın yürürlüğe gireceğini anlatan Krebs, AB ülkelerine girecek sebze ve meyveye analiz zorunluluğu getirildiğini kaydetti. Krebs, Türk yaş meyve ve sebzesinin analiz yapılmadan AB ülkelerine giremeyeceğini söyledi. Yaş meyve ve sebzede yaşanan sorunun sadece Türkiye'de değil, İspanya, İtalya ve Yunanistan'da da yaşandığını, ancak bu ülkelerin AB üyesi olmalarından dolayı bazı avantajlara sahip olduğunu vurgulayan Krebs, "2006 tarihinden itibaren AB ülkelerinde yeni Gıda Güvenliği Yasası yürürlüğe girecek. Şu anda AB ülkelerindeki ithalatçı firmalar da neyin nasıl olacağını bilmiyor" dedi. Zirai ilaç kalıntısının önlenmesinin tek yolunun üretimin denetlenmesi olduğunu anlatan Krebs, sözlerini şöyle sürdürdü: "6 yıldır fazla bir şey değişmedi. Zirai ilaç kalıntısından ihracatçı ya da ithalatçı firma sorumlu tutuluyor. Bunun sorumlusu ne ihracatcı ne de ithalatçıdır. Üreticilerin yaptığı hatalardan bizler sorumlu tutuluyoruz. Bu nedenle de her iki tarafta büyük ekonomik zarar görüyor."