|
|
|
|
|
|
Darıca'nın hayvanları ne olacak?
Boğaziçi Hayvanat Bahçesi, kapanma tehlikesiyle karşı karşıya. Parkın sahibi Faruk Yalçın "Masrafları karşılayamıyoruz" diyor.
Üç bin hayvanın evi olan Darıca Boğaziçi Hayvanat Bahçesi artık yılda 1 milyon YTL'ye ulaşan masraflarını karşılayamıyor. Ziyaretçi sayısı artarsa buranın sakinleri 12 yıllık yuvalarından kopmayacak. İşte bir parkın hazin öyküsü.
Darıca'nın son günleri
Türkiye'nin en kapsamlı hayvanat bahçesi olan Darıca'daki Boğaziçi Hayvanat Bahçesi ilgisizlik nedeniyle kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya.
Heybetli görüntüsüyle insanı ürküten Sibirya kaplanı Erkan, kafesine biraz yaklaşınca aniden sinirleniyor. Öyle bir kükrüyor ki adeta yer gök inliyor. Onu daha fazla kızdırmaya gerek yok diyoruz ve uzaklaşıyoruz. Hemen ileride şempanzeler havuzun içine girmiş, birbirlerine su atıyorlar. Sempatik şempanze Gina bizi görünce hemen ağacın üstüne çıkıyor ve başlıyor öpücük göndermeye. Onu tüm şirinliğiyle geride bırakıp ilerliyoruz ve karşımıza parkın zürafası çıkıyor. Boynunu uzatıp elimizde yiyecek bir şeyler var mı diye kolaçan ediyor. Canlı renkleri ve asil duruşlarıyla göz dolduran flamingolar yeni dünyaya gelen yavrularıyla meşgul. Bunlar sadece birkaç örnek. Darıca'daki Boğaziçi Hayvanat Bahçesi'nde 350 değişik kuş, 40 memeli, 25 sürüngen ve 25 balık türünden olmak üzere 3000'e yakın hayvan yaşamını sürdürüyor. Ancak bundan sonra nerede olacakları belli değil. Çünkü Türkiye'nin en kapsamlı ve Avrupa Birliği Hayvanat Bahçeleri Birliği'ne üye tek hayvanat bahçesi olan Boğaziçi Hayvanat Bahçesi, ilgisizlik nedeniyle kapılarını kapamaya hazırlanıyor. 1991 yılında kurulan ve 1993 yılında ziyarete açılan ve her geçen yıl popülasyonu biraz daha genişleyen hayvanat bahçesinin baştan beri tek bir finansörü var. Parkı kuran işadamı Faruk Yalçın, hayvanat bahçesinin giderlerinin, gelirinin 5 katı olduğunu ve her yıl ortalama 1 milyon YTL para koyarak devamını sağladığını söylüyor. Devletten, belediyeden ve halktan hiçbir destek göremediklerini dile getiren Yalçın, beklediği desteği alamaması halinde parkı kapatmak zorunda kalacağını şu sözlerle açıklıyor: "Bu kararı vermek kolay değil elbette. Biz burayı yaşatmak için yapılabilecek her şeyi yaptık. Şimdi buraya sahip çıkılması gerekiyor. Halkın, mahalli idarelerin, devletin, belediyelerin duyarlı olması lazım. Buraya Amerika'dan Avrupa'dan turistler geliyor. Darıca neredeyse İstanbul'dan daha çok tanınan bir yer haline geldi. Kapanırsa her açıdan yazık olacak. Kapanmaması için artık son emeklerimizi sarf ediyoruz. Ama hiçbir çare bulamazsak yapacak bir şey kalmayacak."
ULAŞIM SORUNU Kendisine yıllık 1 milyon YTL'ye mal olan bu hobinin artık kendisinden çıktığını düşünen Faruk Yalçın, parkın yaşatılması için atılabilecek en önemli adımlardan birinin ulaşım sorununun çözülmesi olduğunu düşünüyor: "Parkın kurulduğu yer itibariyle bir ulaşım zorluğu var. Buraya sadece kendi arabası olanlar gelebiliyor. Ancak biz halkın gelmesini istiyoruz. Tam 12 yıldır belediyelerle bu konuda uzlaşmaya çalışıyoruz ama bir sonuç alamadık. İstanbul il sınırları dışında kaldığı için Büyükşehir Belediyesi otobüs seferi koyamıyor. Gebze Belediyesi İstanbul'dan yolcu taşıyamayacaklarını söylüyor. Yani herkes topu birbirine atıyor. Kış aylarında buraya insan uğramıyor. Ulaşım imkanı olsa mutlaka gelir insanlar." Aslında NATO müteahhidi olan Faruk Yalçın'ı bu işe yönlendiren kuşlara olan merakı. Zaten hayvanat bahçesinin ilk kuruluş amacı da bir kuş parkı oluşturmakmış. Birkaç değişik hayvan daha getirince ve hayvanlar çevreden çok ilgi görünce park yavaş yavaş genişlemeye başlamış. İlk başlarda kupkuru bir tarla olan araziyi parsel parsel satın aldığını anlatan Faruk Yalçın, buralara yeni üniteler kurarak değişik hayvanlar getirdiklerini söylüyor: "Ayrıca İtalya'dan Hollanda'dan nadide bitkiler de getirdik. Bu şekilde parkı yavaş yavaş genişlettik. Dışardan uzmanlar geldi buraya. Avrupa Hayvanat Bahçeleri Birliği'nin başkanı defalarca geldi. Onları burada ağırladık. Bugün Avrupa'daki en ileri teknik burada var. Hayvan hastanemizde endoskopiyle bir hayvanın iç hastalıkları bile tetkik edilebiliyor. Tüm zorluklarına rağmen bugünkü durumuna getirdik. Kimse farkında değil ama korkunç bir yatırım oldu burada." Türkiye'deki yetkililer tarafından pek desteklenmese de Boğaziçi Hayvanat Bahçesi'nin başarılı çalışmaları Avrupa Hayvanat Bahçeleri Birliği tarafından 8 yıl önce takdir görmüş. Ve bir anlamda Türkiye'nin girmek için çabaladığı Avrupa Birliği'ne Boğaziçi Hayvanat Bahçesi sakinleriyle birlikte 8 yıl önce girmiş: "O zaman Avrupa Hayvanat Bahçeleri Birliği bize beğenilerini bildiren bir teşekkür mektubu yazdı ve bizi de aralarına kabul ettiklerini bildirdiler. Bu şekilde Avrupa Hayvanat Bahçeleri Birliği üyesi de olduk. Tabii bir sürü şartları var. Kaç tane hayvan var, olan yeni hayvanları bildiriyorsunuz, bütün hayvanların künyeleri, aile bilgileri hepsi ismen kayıtlı ve sürekli kontrol altında. Bugün hayvan sayısı 3000'lere yaklaştı. Avrupa'da bile zor ulaşılan üretimler yapıyoruz burada. Mesela flamingolar üretiyoruz. Kelaynaklar, turnalar ürettik. Aslan başlı cüce maymunları ürettik ki, Avrupa gıpta ediyor. Hiçbir yerde üretemiyorlar bunları. Bu tesisi kurmak, bu durumlara getirmek ve yaşatmak kolay değil. Ama kapamak çok kolay. 'Burayı kapayın' dedim mi hemen bir günde kapanır. Ama bu duruma getirmek için 15 sene emek verdik. Kolay değil."
AVRUPA'YA GİDECEKLER Boğaziçi Hayvanat Bahçesi'nin kuruluşundan bu yana Halkla İlişkiler Müdürü olarak görev yapan Aydan Tekin ise içinde bulundukları durumdan dolayı son derece üzgün: "Burası artık hobi olmaktan çıkmış bir kurum. Kendi çalışmalarıyla, üretimleriyle bir noktaya gelmiş ve topluma mal olmuş bir kurum. Ve hala yaşamını bir kişinin desteğiyle sürdürmekte. Yaklaşık 5 ton et tüketimi var, 3 ton civarı balık, 40 ton civarı meyve sebze tüketimi var.3- 5 ton arası tahıl, buğday tüketiliyor. Elektrik ve su masrafları var. 50'ye yakın personelin maaşları var. Faruk Bey varlığında bu kadar sıkıntı yaşamamalı. Yokluğunda da burası yoluna devam edebilmeli. Yani böyle bir kurumun ömrü kurucusunun ömrüyle sınırlı olmamalı. Faruk Bey 82 yaşında. O olmadığı zaman ne olacak? Hepsi heba mı olacak? Devleti karşımıza alıp kavga etmek gibi bir niyetimiz de yok elbette. Amacımız ortak çalışmalar yapabilmek. Beraber çözmemiz gereken konular var. Ama ne yazık ki pozitif cevaplar alamadık bugüne kadar" Hayvanat bahçesinin kapatılması durumunda bu kadar hayvanın ne olacağı da akla gelen bir başka soru. Aydan Tekin bu hayvanların Türkiye'de bakımlarının yapılabileceği yerler olmadığını ve bu nedenle Avrupa'daki hayvanat bahçelerine gönderileceğini söylüyor: "Buranın kapatılacağını söylesek hemen gelip bütün hayvanlara sahip çıkarlar ve alıp götürürler." Diğer taraftan parkta 15 yıldır son derece donanımlı ve tecrübeli bir ekibin oluştuğunu söyleyen Aydan Tekin kapatılma durumunda bu insanların da zor duruma düşeceğini eklemeden geçemiyor.
Neslihan Tunç
|
|
|
|
|
|
|
|
|