|
|
|
|
|
|
Kataraktın ilaçla tedavisi yok, tek çözüm ameliyat
Kataraktın en bilinen belirtileri, bakılan yerde oluşan bulanıklık ve siyah noktalar. Daha çok 50 yaşından sonra ortaya çıkan rahatsızlığın tedavisi ise sadece ameliyatla yapılabiliyor
Görme bozukluklarının yaklaşık yüzde kırkını oluşturan ve müdahale edilmediği zaman görme kaybına yol açan kataraktın, belirtilerini, tedavisini ve risk gruplarını, Dünya Göz Hastanesi Kornea ve Katarak Bölüm Başkanı Profesör Doktor Kazım Devranoğlu, sizler için yanıtladı:
* Katarakt nedir? Katarak, gözün saydam ortamlarından bir tanesi olan lensin, yani göze giren ışınları retina üzerine odaklamayı sağlayan göz merceğinin, saydamlığını kaybetmesidir. Göz merceği, gözün renkli kısmının arkasında bulunur. Bu mercek; göze gelen ışınları, kabaca görüntüyü, gözün sinir tabakası üzerine odaklayarak, görmemizi sağlar. Genç yaşlarda, bu lensin uyum yapma yeteneği vardır. Bu kişilerde 45 yaşına kadar herhangi bir kırma kusuru yoksa, lens sayesinden hem uzağı, hem de yakını net görebilirler. İşte net görmemizi sağlayan küçük merceğin saydamlığını kaybetmesine biz katarakt diyoruz.
* Yaşlılık kataraktının belirtileri neler? Yaşlılıkta oluşan katarakt genellikle 50 yaşından sonra ortaya çıkar. Belirtilerini şöyle özetleyebiliriz: Kişinin gözlük numarasının aniden değişmesi, kataraktın habercisi olabilir. Bunun dışında görmede netliğin bozulmasını da sayabiliriz; ki, bakılan yerde siyah lekeler görülmesi veya bakılan yerin bir kısmının görülememesi gibi şikayetler, kataraktın en çok bilinen belirtilerdendir.
BEBEKLERDE VAKİT KAYBETMEYİN * Doğumsal (Konjenital) katarakt nasıl oluşur ve belirtileri neler? Doğumsal katarakt doğumdan itibaren görülen, lensin tek veya çift taraflı olarak saydamlığını kaybetmesi ve opaklaşmasıdır. Doğuştan olan kataraktlar, annenin gebelik sırasında geçirdiği enfeksiyonlara, kullanılan ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkabildiği gibi, hiçbir nedene bağlı olmadan da oluşabilmektedir. Bir göz bebeğinin diğerinden farklı renkte (beyaz) olması veya gözde kayma (şaşılık) olması, doğumsal kataraktın belirtisi olabilir. Bebeklerde bu belirtiler görüldüğü an, hiç zaman kaybetmeden göz uzmanına başvurulmalıdır. Doğumsal katarakt, görmeyi engelliyorsa ve özellikle tek taraflıysa, tanı konulur konulmaz ameliyat edilmelidir. Ameliyat zamanı konusunda göz uzmanı detaylı muayeneden sonra karar verir. Doğumsal kataraktlı gözde en önemli sorun göz tembelliğidir (ambliyobi). Göz tembelliğini yenebilmek için ameliyat, göz doktorunun önerisi doğrultusunda mümkün olan en kısa zamanda yapılmalıdır.
* Katarakt tedavisi nasıl uygulanır? Kataraktın ilaçla tedavisi olmadığı için tek çözüm yöntemi cerrahidir. Ameliyatta saydamlığını kaybeden opaklaşmış lens alınarak hastanın tekrar iyi görmesi sağlanır. Görme bulanıklığı hastanın günlük işlerini aksatacak seviyede (okuma güçlüğü, televizyon izleme güçlüğü, araba kullanmada zorluk) ise, ameliyat kararı hastanın ihtiyaçlarına göre uzman hekimler tarafından belirlenir. Dünya Göz Hastanesi'nde katarakt ameliyatları, bu konuda deneyimli öğretim üyesi ve uzman doktorlardan oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirilmektedir. Ameliyat sırasında anestezi olarak damla anestezisi (damla ile gözün uyuşturulması) kullanılmaktadır. Gereken hastalarda genel anestezi veya lokal anestezi (iğne ile gözün uyuşturulması) de tercih edilmektedir. Ameliyat ortalama 20 dakikada tamamlanmaktadır.
* Doğumsal katarakt tedavisi de aynı mı? Doğumsal katarakt tedavisi de 'FAKO' yöntemiyle yapılmakta ve yaş uygunsa göz içine katlanabilir mercek yerleştirilmektedir. Doğumsal kataraktın tedavisinde en önemli bölüm; ameliyattan sonra yapılacak olan göz tembelliğiyle mücadele bölümüdür. Bu bölümde aile hekim işbirliği çok önemlidir. Eğer bu iş birliği yapılmazsa erken yapılan ameliyatın hiçbir faydası olmaz. Doğumsal katarakt ameliyat sonrası, yapılan ameliyatta mercek konulup konulmamasına bağlı olarak, çocuğun gözlük veya kontakt lens kullanması gerekir.
BİR HAFTA BANYO YASAK * Ameliyat öncesi hastanın yapması gerekenler neler? Katarakt ameliyatı, kullanılan teknik malzemelerin gelişimiyle birlikte, günümüzde kısa süreli tedavi şekline gelmiştir. Ancak başarılı bir katarakt ameliyatını etkileyen üç önemli unsur vardır: Hekimin deneyimi ve ameliyat yapılan kurumun teknolojik ve hijyenik alt yapısı bir yana; ameliyatın başarısını etkileyen üçüncü unsur, ameliyat esnasında gözün içerisine konulan ve ömür boyu göz içerisinde kalacak olan merceğin kalitesidir. Kullanılması gereken merceğin mutlaka FDI (Amerika Gıda ve İlaç İdaresi) ve CE onaylı olması gerekmektedir. Hastaların buna özen göstermesi gerekli.
* Ameliyat sonrası hasta nelere dikkat etmeli? Hastayı ameliyat sonrasında 20 gün ile bir ay arası takip ediyoruz. Ameliyattan sonra, gözde oluşacak iltihapları önlemek için hastalarımıza göz damlası veriyoruz. Bunu yaklaşık üç hafta kullanıyorlar. Üç haftadan sonra damla tedavisini kesiyoruz ve hastanın gözüne uygun gözlüğü yazıyoruz. Eğer gözlük daha erken verilirse, gözlük numarasında zamanla değişiklikler olabilir. Ameliyat öncesinde göze takılan mercek numarasını hesaplayarak, hastanın ameliyattan sonra uzağı gözlüksüz olarak görmesini sağlıyoruz. Çünkü hastalar katarakt ameliyatından sonra, büyük ölçüde uzak gözlüğü kullanmaya ihtiyaç duymaz, yakın gözlüğü kullanırlar.
* Bu dönemde bir enfeksiyon söz konusu olabilir mi? Hastanın ameliyattan sonraki ilk bir hafta boyunca banyo yapması yasak! Çünkü banyo sırasında göze sabun veya su kaçması durumunda, hastanın gözünü ovuşturması göz enfeksiyonuna sebep olabilir. Aynı şekilde göze yabancı bir madde girmesi veya elin sürekli gözle temas halinde olması durumunda da bu risk oluşabiliyor. Göz enfeksiyonu bu ameliyatın en korkulan komplikasyonudur. Göz kaybına kadar gidebilen göz iltihabı durumları vardır. Tedavisi çok zor ve güçtür, hatta tedavi edilemeyen enfeksiyon durumları da yaşanabilir. Bu, binde bir ya da beş binde bir oranında görülen bir komplikasyondur.
* Kataraktın tekrar oluşması mümkün mü? Ameliyat sırasında kataraktın içini boşaltıyoruz, ama torbanın arka zarını yerinde bırakıyoruz. Bu arka zar zamanla, özellikle hasta gençse, saydamlığını kaybediyor. Normalde saydam bir cam gibi olan bu arka zar, buzlu cam gibi olabiliyor. Bu tamamen hastanın yapısıyla ilgili bir durum. Bu durumda hastaya cerrahi bir müdahale yerine, özel bir lazer tedavisi uyguluyoruz. Üç ya da beş dakikada saydamlığını kaybetmiş olan kısmı temizliyoruz, böylece hasta eskisi gibi görebiliyor.
* Kataraktta risk grubunu kimler oluşturuyor? 55 yaş üzeri herkeste katarakt oluşabilir. Bunun dışında şeker hastaları, güneşe çok fazla maruz kalanlar, sigara ve alkol kullananlar, antioksidan besinleri az alanlar, kadınlar, zenciler ve miyoplar kataraktın risk grubunu oluşturuyor. Şeker hastalarında ise katarakt daha erken yaşta görülebiliyor. Genellersek, bu hastalık en çok 55 yaş üstü kişilerde görülür. Çünkü vücudun yaşlanmasıyla orantılı olarak göz merceği de yaşlanır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|