Baykal: Londra-Zürih bitti...
CHP lideri Deniz Baykal, önceki gün İstanbul Kongresi'nden aldığı galibiyetten memnun. Buna karşın, üzerinde konuşmak istemiyor. "İşimiz Gümrük Birliği ve Kıbrıs, ona bakalım" diyerek soruları geçiştiriyor. Baykal, Gümrük Birliği Ek Protokolü'nün imzası ve ardından yayınlanan deklarasyon ile iki büyük hatanın yapıldığı inancında. Önce de belirttiği gibi, Ek Protokol'ü "Kıbrıs Rum kesimini tanımak" olarak kabul ediyor. İkinci hata olarak kabul ettiği ise Ek Protokol'e imza sonrası Ankara'nın yayınladığı "Rum kesimini tanımıyoruz" deklarasyonu... Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan'ı dünkü kabulünde de aslında konuya kısaca değiniyor.
Deklarasyonla kabul Fazla bir açılım yapmıyor, kısaca şu cümleyi söylüyor: "Kıbrıs konusunda LondraZürih Anlaşmaları bir temel olmaktan çıktı..." Telefonda sohbet ederken sözüne açıklık getiriyor. Kıbrıs Rum kesiminin Ek Protokol'le tanınmadığına ilişkin yayınlanan deklarasyonun üçüncü maddesindeki şu ifadeye dikkat çekiyor: "Türkiye bu nedenle, Kıbrıs Rum makamlarının, halihazırda olduğu gibi Kıbrıs'ta sadece ara bölgenin güneyinde otorite, denetim ve yetki icra ettiği ve Kıbrıs Türk halkını temsil etmediği şeklindeki tutumunu sürdürecek ve anılan makamların tasarruflarını buna göre muameleye tabi tutacaktır..." Baykal, "...ara bölgenin güneyinde otorite" cümlesinin üzerine basarak tekrar edip ekliyor: "Yeşil Hat'ın kuzeyinde değil, sadece güneyinde otoritenin bulunduğunu deklarasyon ile kabul etmiş miyiz?" Hemen ardından şu ikinci soruyu yöneltiyor: "Peki kuzey neresi KKTC, güney Rum kesimi... Yıllardır güneydeki otoriteyi kabul etmediğimizi, bunun gayrı meşru olduğunu söyleyen kimdi? Şimdi güneydeki otoriteyi kabul ettik. Hem de Rum kesimini tanımadığımızın göstergesi olduğunu iddia ettiğimiz deklarasyon ile kabul ettik..." Baykal, hemen ardından Okuyan ile yaptığı görüşmede de dile getirdiği sözü tekrar ediyor: "Şimdi, güneyin otoritesini kabul ettiğinize göre, Kıbrıs konusunda LondraZürih Anlaşmaları temel olmaktan çıktı mı, çıkmadı mı? Güneyin otoritesini beyan ettiğinde, LondraZürih Anlaşmaları ile sağlanan Ada'daki garantörlük ve otorite kullanımı ile ilgili durum ne oldu? Böylece ortadan kalktı mı kalmadı mı?" Baykal deklarasyon metninin Dışişleri Bakanlığı diplomatları tarafından hazırlanıp hazırlanmadığını da sorguluyor. Gelecek ay başında çıkacak olan Müzakere Belgesi'yle daha fazla tavizlerin isteneceğine dikkat çekiyor.
Emeklilik hazırlığı Baykal, bu kaygıları belirtirken Dışişleri Bakanlığı'nın konuyla ilgili uzmanları deklarasyonun 8 aylık uğraş sonunda çıktığı ve iyi bir metin olduğu görüşünde. Bununla birlikte, 3 Ekim'de başlayacak müzakerelerin hangi esaslar dahilinde gerçekleşeceğini belirleyecek Müzakere Belgesi'ne son anda hoş olmayan eklemelerin yapılabileceği kaygısına katılanların sayısı ise oldukça fazla. Örneğin; müzakerelere ilişkin hiçbir şart olmamasına karşın Ermenistan sınır kapısının açılması şartı eklenebilir. Veya, Kıbrıs Rus kesimine de limanların ve havaalanlarının açılmasına dönük taleplerle karşılaşılabilir... Türkiye'ye ayrıcalıklı ortaklık önerisinde bulunulmasını isteyenler olabilir. Ancak, şurası da unutulmamalı ki, Müzakere Belgesi'nin çıkacağı eylül başında Avrupa'nın üç başat ülkesi İngiltere, Fransa ve Almanya'da Türkiye'ye olumsuz bakanlar henüz iktidara gelmeyecek. Türkiye'ye destek veren mevcut hükümetler görevini sürdürüyor olacak. Bütün bunlara rağmen, Ankara'nın bu sürece hazır olduğunu söylemek de zor. Hala müzakere sürecinin hangi ekiple götürüleceğine karar verilebilmiş değil. Daha da ilerisi, bugüne kadar bütün yükü omuzlarında taşıyanlar da emeklilik için dilekçe hazırlıyor...
|