|
|
|
|
Röntgen cihazları uyarısı
Körfez Radyoloji Derneği (KORAD-DER) Başkanı Heybet Arslanoğlu, Türkiye'de birçok kamu hastanesindeki röntgen cihazlarının kullanım sürelerinin doldurduğunu söyledi.
Arslanoğlu, kaliteli hizmet üretmek, meslek hastalıklarından korunmak ve çözüm önerileri oluşturmak için dernek kurup faaliyete başladıklarını bildirdi.
Radyoloji ve nükleer tıp teknisyenlerinin hastanelerin genellikle bodrum katlarında havalandırmasız ve radyasyon riski altında hizmet verdiğini ifade eden Arslanoğlu, birçok hastanede kendileri için dinlenme odasının
bile bulunmadığını söyledi.
Türkiye'de radyoloji ile ilgili her türlü cihazın ithal edilmesi, kurulması ve denetlenmesinin Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun (TAEK) yetkisinde olduğunu anlatan Arslanoğlu, ''TAEK'in verilerine göre Türkiye'deki cihaz sayısı 9 bin 101. Ancak Türkiye'de lisansı olmayan yaklaşık 27 bin cihaz kullanılıyor'' dedi.
Bu cihazların yaklaşık yüzde 60'nın da kamu hastanelerinde kullanıldığını öne süren Arslanoğlu, şunları kaydetti:
''Türkiye'deki pek çok kamu hastanesindeki röntgen cihazları kullanma sürelerini doldurmuş, kullanılamaz halde iken bu cihazlarla çekimler yapılıyor. Cihazlar modernize edilmiyor. Bu da rayolojide kaliteyi düşürüyor.
Denetleme yetersiz olduğu için cihazların yaydığı radyasyon miktarı ölçülemiyor, teknisyen ve hastanın aldığı doz miktarı tespit edilemiyor.
Hemen hemen her radyoloji teknisyeninin ne kadar doz aldığını belirten, yakaya takılan dozimetresi vardır. Bunlar periyodik olarak TAEK'e gönderiliyor ve orada ölçümler yapılıyor. Ama sonuçlar çok ilginç geliyor.
Örneğin o ay izinde olan teknisyenin sonucu, daha çok röntgen çekimi yapıp aldığı dozun yüksek olması beklenen teknisyenden çok daha yüksek çıkıyor.''
''KURŞUN PLAKA YETERSİZ''
Arslanoğlu, röntgen ünitelerinin duvar, tavan ve döşemelerinin yasa gereği cihazın gücüne göre en az 20 santim beton ve 3-5 milimetre kalınlığında kurşun plaka ile kaplanması gerektiğini belirterek, pek çok hastanede kurşunlamanın yetersiz veya hiç olmadığını iddia etti. Arslanoğlu, şunları söyledi:
''Kurşun olsa bile birçok tadilat yapıldığı için işlevini yitirmiştir. Bu nedenle çevremizde birçok meslektaşımız kansere yakalanmaktadır. Hem kamuda hem özel sektörde hemen hemen her klinikte okul mezunu olmayan kişiler bu mesleği icra etmektedir. Radyoloji fiziğinin eğitimini almamış olan bu kişilerin radyasyon güvenliği ve radyasyon sağlığı konusunda bilgisi tartışılır. Radyoloji mesleği sadece birkaç film çekmeye indirgenemez.''
Sağlık Bakanlığı'nın radyoloji teknisyenlerinin çalışma saatlerini 5 saatten 8 saate çıkarmak için çalışma yaptığını ifade eden Arslanoğlu, şu görüşleri savundu: ''Konu ile ilgili birçok kurum ve kuruluştan görüş istenirken konunun asıl muhatabı olan teknisyenler, sendikalar ve meslek örgütlerinden görüş alınmamıştır. Sağlık Bakanlığı bu çalışmayı başlatırken AB uyum sürecini öne sürüyordu.
AB ülkelerinde teknisyenler 8 saat çalışıyor ama orada tüm röntgen üniteleri radyasyon güvenliği yasalarına uygundur. Kaçak ya da lisanssız cihaz yoktur. Denetimler ve bakımlar periyodik yapılır.
AB ülkelerinde bir teknisyen başına ortalama 2800-3100 kişi düşerken, ülkemizde 10 bin, 10 bin 500 kişi düşmektedir. Orada bir teknisyen günde ortalama 18-20 inceleme, bizde ise ortalama 70-85 inceleme yapılıyor.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|