|
|
Ekip iyi olunca işler iyi yürür, iki elin sesi yani...
Her ne kadar savcılar ve cezaevi müdürleri bütün yapılanları sık sık Adalet Bakanı'na atfetseler de bence işin sırrı ekip olmakta. Mahkumlara okuma yazma öğretilen sınıfın içindeyiz. Müdür Remzi Uluşahin anlatıyor: "Gece yarısı koğuşlardan birini su bastı, fazla yağmur yağdığı için. Kepçe lazım. Ben nereden bulayım? Ömür savcımı aradım, gecenin bir yarısı. O da başsavcıyı. Hemen kepçe geldi, sorun çözüldü. Eskiden böyle değilmiş ki işler." En üstteki fotoğraf takı atölyesinden. Bazı mahkumlar yüzlerinin görünmesi istemediler. Yataklar ise erkek koğuşlarının yanındaki revire ait.
Öncelikle bir yanlışı düzeltmem gerekiyor. Pazartesi günkü yazımda cezaevindeki koğuş kapılarındaki görevliler bir resim altında yanlışlıkla "polis" diye yazılmış. Halbuki eski isim gardiyan, yeni isim İnfaz Koruma Memuru. Dikkatli okuyucularıma teşekkür ediyorum. Hata bende tabii. Sayfada gördüğünüz karikatürler ise erkek mahkumlardan birine ait. İsim yazamıyorum çünkü çizerin iznini alamadım. Ama hem çizgiler hem de anlatmak istedikleri son derece etkileyici değil mi? Bandırma Hapishanesi'ndeki kadın mahkumlara mektup yazmak isteyen ve adres soran okuyuculara ise binlerce teşekkür... İşte ben bu yüzden Türk olduğum için müthiş iyi hissediyorum kendimi. Aramızda, zaman geçip birtakım değerler kısmen yitirilse bile hep insan kalanlar var. O yüzden binlerce teşekkür.
|