|
|
|
|
|
|
Kangala yurtdışı tatili yasak
Koruma altına alınan hayvanların yurtdışına çıkarılması özel izin gerektiriyor. Van, Ankara kedisi, kangal, Artvin engerek yılanı ve yaban koyunu yasaklılar listesinde.
Kültür mirası listesinde evcil dostlarımız da var
Koruma altına alınan hayvan ve bitki türlerinin yurtdışına çıkarılması yasak. Kangal köpeği, Van, Ankara kedisi gibi bildik türlerin yanı sıra bazı yaban hayvanları ve bitkilerin ticareti de özel izin gerektiriyor.
Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Michael Christides ve eşi Van'ı ziyaret ederken Van Kedisi Araştırma Merkezi'ne de uğramış ve burada çok sevdiği Van kedisi yavrularından birini almak istemişti. Ancak büyükelçinin bu isteği reddedildi! Önce yavruların en az 2-3 ay anne sütü emmeleri gerektiğini söyleyerek isteği rededen görevliler, sonrası için sabırsızlıkla kedileri bekleyen aileye kötü haberi verdiler. Van kedisinin dışarı çıkarılması yasaktı. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof.Dr. Zahit Ağaoğlu Van kedilerinin yıllar boyunca ihmaller yüzünden neslinin tükenmesi tehlikesiyle karşı karşı olduğunu söylerken "Bırakın yurtdışına biz il dışına çıkmasına bile karşıyız" diyor: Geçmiş yıllarda Van'dan çok sayıda kedi götürülmüş. Gittiği yerlerde de farklı kedilerle çiftleştiği için ırk bozulmuş. Bu nedenle il dışına çıkarılmasına dahi karşıyım. Bu hayvan Türkiye'nin kültür mirası. Bu kültür mirasını bizden sonraki nesillere doğru bir şekilde kendi karakteristik özellikleriyle aktarmamız gerekiyor. Biz Yüzüncü Yıl Üniversitesi Van Kedisi Araştırma Merkezi olarak saf ırkın saf ırkla çiftleştirilmesi için gayret gösteriyoruz." Van kedilerinin yurtdışına çıkışı yasalarla kontrol altına alınmış durumda. Tabii sadece Van kedilerinin değil. Yine Anadolu'ya özgü ırklar olan Kangal köpekleri, Ankara kedileri, Mersin Çatalburun köpekleri, Akbaşlar, Kelaynaklar, Saka türleri, Kars çoban köpeği, Anadolu yaban koyunu, Kızıl Geyik, Boz ayı, Artvin Engerek yılanı, Akdeniz fokları gibi yüzlerce sayıda ırkı saymak mümkün. Bu türler 2003 yılında çıkan 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu ile koruma altına alınmış durumda. Bu kanuna göre tüm yabani ırkların izinsiz yurtdışına çıkarılması yasak.
CITES SÖZLEŞMESİ Ayrıca nesli tehlike altındaki yabani hayvan ve bitki türlerinin uluslararası değişimi ya da ticareti CITES (Convention on International Trade in Endangered Species of Wild Flora and Fauna) veya Washington Sözleşmesi adı verilen uluslararası bir sözleşmeyle de kontrol altında tutuluyor. İlk kez 3 Mart 1973'de 21 ülke arasında imzalanan CITES Sözleşmesi bugün 6 coğrafik bölgede 156 ülke tarafından kabul görmüş bir anlaşma. Ek listede yer alan 30 binden fazla bitki ve hayvan türünün uluslararası ticareti sözleşme hükümlerince düzenleniyor. 1996 yılından bu yana Türkiye'nin de taraf olduğu CITES'in ülkemizdeki muhatabı Çevre ve Orman Bakanlığı. Sözleşmenin uygulanmasıyla ilgili yönetmelik ise 2001 yılında yayınlandı. Bakanlığa bağlı bir birim olan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü İstanbul Şube Müdürlüğü'nden Ahmet Yaşar Yıldız, CITES'ın türlerin yurtdışına çıkarılmasıyla ilgili kurallar koyduğunu söylüyor: "Bu sözleşmeye göre kota altında olan türlerin de ticareti yapılabiliyor ama kontrol altında olmak zorunda. Örneğin Brezilya'da bazı papağan türleri kota dahilinde yaban hayatından yakalanabiliyor. Ticareti de yapılabiliyor. Bütün koruma altındaki ırklar CITES'a tabi. CITES'da üç ayrı liste var. Birinci liste yani Ek 1, ticareti çok sıkı kontrol altında olup nesli tükenmekte olan türler için. Bunlara çok zor izin verilir. İkinci liste nesli tükenme tehlikesi olan türlerdir. Üçüncü liste ise ülkelerin kendi koruma altına aldıkları ırkları kapsar. Bunları ülkeler CITES'a bildirirler. Mesela bizim bir saka türümüz ya da boz ayımız gibi. Oraya bildirilince listeye alınır ve menşei olarak Türkiye gösterilir." Türkiye'de CITES'a tabi olan türlerin usulsüz satışları ise sürüyor. Yurtdışından kaçak yollarla getirilen hayvanlar pet shoplarda rahatlıkla alıcı bulurken, ülkemize has ırklar da yurtdışına kaçırılıyor. Bu tür usulsüz satışların önüne geçmek için çaba gösterdiklerini söyleyen Ahmet Yaşar Yıldız, gelen ihbarlar üzerine baskınlar yaptıklarını ekliyor: "Özel izne tabi hayvanları izinsiz alan da satan da suç işliyor. Belgesiz bir hayvanın satın alınmaması gerekli. Sözleşmeye aykırı türleri bulunduranların elinde CITES belgesi yoksa hayvanlara el konuluyor. Hepsi savcılığa sevk ediliyor. İdari para cezaları kesiliyor. CITES'a tabi olan hayvanların herhangi bir türevi, boynuz, diş, post gibi, bunlar dahil bir vatandaşın elinde bulundurulması belgeye tabii. İzinsiz kimse elinde bulunduramaz, satışını yapamaz."
YILDA 5 MİLYAR DOLAR Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nden Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ yasadışı ticaretin birçok bitki ve hayvan türlerinin azalışının en önemli nedenlerinden biri olduğu görüşünde: "Legal ya da illegal yaban hayatı ticareti giderek büyüyen bir sektöre dönüşmüş durumda. İllegal ticaretin yıllık tutarı yaklaşık 5-8 milyar dolar civarında. Bu ticareti önlemenin en kesin yolunun gümrüklerde kontrol noktalarının oluşturulması olduğu düşünülmüş ve soylarının devamı tehdit altında olan türlerin uluslararası ticaretini kontrol altına alabilmek amacı ile CITES sözleşmesi yapılmış. Buna üye olan her bir ülke CITES listelerinde yer alan, tükenme tehlikesi altında olan türlerin ülkeye giriş ve çıkışını kontrol altında tutuyor. CITES ile dünya çapında 25 bini bitki olan yaklaşık 30 bin türün ithalat ve ihracatı kontrol altına alınmış. Ülkemizde kontrol altına alınan türlerin listesi de hayli uzun. Bunların içinde Akdeniz foku, camgöz, Mersin balığı, Akdeniz kaplumbağaları, su samuru, nal burunlu yarasa, çakal, kurt, kelaynak, boz ayı, Anadolu yaban koyunu, kara leylek, akbaba, tepeli pelikan, sırtlan, karakulak, bazı kartallar örnek olarak verilebilir."
Neslihan Tunç
|
|
|
|
|
|
|
|
|