|
|
|
|
Türk kadını Avrupa'nın en şişmanı
Obezite dünyada en çok para harcanan sorun. Aşırı şişmanlığa bağlı hastalıklar ve sendromlar da giderek artıyor. Yapılan son araştırmalar ise Türk kadınlarının Avrupa'nın en "kilolu" kadını olduğunu gösteriyor.
Modern çağın getirdiği alışkanlıklar obezitenin artışının en önemli nedeni. Yunanistan'da yapılan Dünya Obezite Kongresi'nden sonra da çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Kongreye konuşmacı olarak katılan Türk Diyabet Cemiyeti Genel Sekreteri Doç. Dr. Volkan Yumuk da menopoz sonrası meme kanseri riskinde görülen artış ve obezite ile kalp damar hastalıkları arasındaki ilişki konulu iki çalışmayla bu kongreye katılmıştı.Yumuk'un bu sunumları Türkiye'deki sonuçların tüm dünyadaki sonuçlarla paralelik gösterdiği yönünde. Ancak bu sempozyumdan çıkan sonuç gerçekten bu sorunun ne kadar ürkütücü boyutlara ulaştığını gösteriyor. İstatistiklere göre Türkiye'de her beş kişiden biri obez. Volkan Yumuk bunu şöyle açıklıyor: "Çünkü kalp damar hastalıkları, tansiyon, kanser, kireçlenme, safra kesesi hastalıkları, bazı kadın hastalıkları şişmanlığın komplikasyonları." Yumuk, dünyada yapılan sağlık harcamlarının yüzde 4-6'sını obezitenin oluşturduğunu belirtiyor.
YENİ BİR SENDROM Obeziteyle ilgili bir diğer yeni araştırma da Metabolik Sendrom Derneği tarafından yapılmış. Araştırmanın sonuçlarına göre Türkler artık gittikçe daha obez bir toplum oluyor. Bu sonuç sadece büyük kentlerde değil kırsal kesimde de değişmiyor. Metabolik Sendrom Derneği'nin yaptırdığı araştırmanın bir diğer sonucuna göre de Türk kadını Avrupa'nın en obez kadını. Bizler için yeni bir terim olan Metobolik Sendrom şişmanlıkla çok yakın ilişkisi olan ve yeni tespit edilmiş bir hastalık. İlk olarak 1998 yılında adı konmuş. Türkiye'de 2003 yılında İç Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Aytekin Oğuz ve bir grup bilim adamı tarafından Metabolik Sendrom Derneği kurulmuş. Bu sendromun erken teşhisi pek mümkün olmuyor. Çünkü insanlar sadece hiper tansiyon, şişmanlık, ya da kan şekerinin yüksekliği için ayrı ayrı doktora gidiyorlar.
ÖLÜMCÜL HASTALIK Yaptılan araştırma geçtiğimiz aylarda bütün bölgelerde 83 noktada 4 bini aşkın kişi üzerinde yapılmış. Buna göre 20 yaş üstündeki erişkinlerin yüzde 34'ü metabolik sendromdan muzdarip. Bu kent ile kırsal kesimde farklılık göstermiyor. Ancak kadınların oranı erkeklerden daha fazla. Bu oran erkeklerde yüzde 28 iken kadınlarda yüzde 40'lara kadar çıkabiliyor. 40 yaşın üstündeki kadınlarda metobolik sendrom oranı ise yüzde 50'lere çıkıyor. En büyük neden ise bel çevresinin genişlemesi. Yani Avrupa'nın en obez kadınları Türkler. Kadınların bel çevresi ile erkeklerin bel çevreleri neredeyse aynı çıkmış bu araştırma sonucunda. Erkeklerin yüzde 17'sinde kadınların yüzde 55'inde, bel çevresi, olması gerekenden daha geniş. "Bir insanın metabolik sendromlu sayılabilmesi için kaç kriter bir arada olmalı?" sorusuna Aytekin Oğuz şöyle cevap veriyor: "Bel çevresi genişliğinin kadınlarda 88, erkeklerde 102 santimetrenin üstünde olması, yani şişmanlık. Lipid bozuklukları (kolesterol-trigliserid). Kan basıncı yüksekliği. Şeker hastalığı. Bunlardan en az üçünün bir arada olması bu sendrom için yeterli oluyor." Oğuz, Türk kadınlarının Amerikalı kadınlardan daha fazla metabolik sendroma yakalandığını da hatırlatıyor. Metabolik sendrom maalesef sinsi bir hastalık. İlk şikayet kalp krizi ya da felç olabiliyor. Metabolik sendromun bir başka ismi de "Yeni dünya sendromu". "Ölümcül dörtlü" olarak adlandıranlar da var. Aytekin Oğuz bilinçlenmenin ilkokul çağında başlaması gerektiğini hatta bazı gıdaların üzerine "Dikkat metabolik sendroma yol açar" yazılması gerektiğini belirtiyor.
Aynur ERDEM
|
|
|
|
|
|
|
|
|