| |
|
|
En sansürcü olan hangisiydi?
ABDÜLHAMİD.
BU tarih tartışması Vahdettin'le bitmez. Sonunda mutlaka Abdülhamid de girer devreye. Girdi de. Ahmet Kekeç, Yeni Şafak'ta Abdülhamid'i şöyle sokmuştu devreye: - Bak işte, "sansürün kaldırılışının bilmem kaçıncı yıldönümü kutlamaları"nı yine kaçırdık. Bu, Abdulhamid sansürü oluyor. Her yıl 24 Temmuz'da, dernekleri, sendikaları, cemiyetleriyle ve duayen meslektaşlarıyla toplanır, "özgür basın", "halkın haber alma hürriyeti", "pis sansürcü" diye atıp tutarlar. - Zalim Sultan Abdülhamid döneminde kaç gazetecinin deliğe tıkıldığını bilmiyoruz ama, sansürsüz (!) İttihat Terakki döneminde kaç gazetecinin sürgüne gönderildiğini, kaçının yasaklandığını, kaçının vurularak öldürüldüğünü resmi tarihçiler de gizleyemiyor. Örneğin, Ahmed Samim ve Hasan Fehmi... Biri Galata Köprüsü'nde, biri Sirkeci'de börekçi fırınının önünde vuruldu. Vuranlar taltif edildiler. Hatta biri Ankara'ya vali bile yapıldı. - Madem sansür 1908 öncesine ait bir uygulamaydı, "Takriri Sükun Kanunu" neydi o zaman? "İstiklal Mahkemeleri" ne iş yapıyordu? Ahmet Emin Yalman, Zekeriya Sertel, Arif Oruç, Velid Ebuzziya, Eşref Edip niçin susturulmuşlardı? Tan gazetesi baskını ne oluyordu? - Önceki gün televizyonda izledim; ağzı bantlı, elleri kelepçeli bir grup gazeteci "sansürü lanet yürüyüşüne" katılmışlar, hükümeti ve yeni TCK'yı protesto ediyorlar. Peki Ahmet Altan'a yazı yasağı getirilirken bu arkadaşlar neredeydi? Mehmet Barlas, Nazlı Ilıcak, Koray Düzgören, Cengiz Çandar, Mehmet Ali Birand, Ahmet Tezcan, Can Ataklı, Etyen Mahçupyan, Ali Bayramoğlu, Hasan Karakaya, Nurettin Şirin? Bunları kim susturdu? Zalim Sultan Abdülhamid mi? Bu satırların yazarı 3 yıl (yazıyla üç yıl) eline kalem alamadı. Bu neydi peki?
|