 |  |
Laçkalığın daniskası
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, akademisyen olması nedeniyle, sebep-sonuç ilişkisini çok iyi bilir. Eğitimde ürkütücü kalite düşüşünün nedenini geçen yıl açıkyüreklilikle ve cesaretle ortaya koymuştu: "Türkiye'de her türlü af, sistemi dejenere ediyor. Öğrenci affı da öyle." Sonucu da bu yıl hep birlikte gördük: Ortaöğretim Kurumları Seçme Sınavı'nda 65 bin, Öğrenci Seçme Sınavı'nda ise 57 bin öğrenci sıfır aldı. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı Ünal Yarımağan'ın dün yaptığı açıklamalar tablonun ne denli tüyler ürpertici olduğunu ortaya koydu: Üniversite giriş sınavında 1.7 milyon adayın 1.1 milyonu fen testine, 350 bini de sosyal bilimler testine elini bile sürmedi!
Önlemlere ne oldu? Geçen yıl da ÖSS'de 64 bin aday sıfır alınca Çelik, orta öğretimde kaliteyi yükseltmek amacıyla bir dizi önlem getirmiş, "Ortaöğretim kurumları sınıf geçme ve sınav yönetmeliği"ne biraz olsun çekidüzen vermişti: Lise son sınıfta üniversiteye hazırlanma gerekçesiyle rapor alınmasının önüne geçmek için devam zorunluluğu getirmiş, 7-8 dersten sorumlu olarak üst sınıfa geçmeyi kaldırmış, bir üst sınıfa geçişte borçlu ders sayısını 2 ile sınırlandırmıştı. Hatta AB ülkelerinin tümünde olduğu gibi liseden sonra "Olgunluk sınavı" getirilmesi için "düşünce" bazında çalışma da başlattıklarını söylemişti. Bu düzenlemeyi açıklarken "Maalesef ortaöğretim kurumlarımızda bugüne kadar yapılan uygulamalardan dolayı eğitimde ciddi bir laçkalaşma meydana gelmiş. Eğitimimizi derleyip toparlamak, bedavacılığı ortadan kaldırmak, disiplin getirmek istiyoruz" diyen Çelik şimdi eğitim tarihine kara leke olarak geçecek bir adım attı. 10 ay önce aldığı kararların hepsini yırtıp attı: Liselerde geçen ders yılında kırık not ya da devamsızlık nedeniyle sınıfta kalan öğrencilerin hepsi affedildi. İsterse 10 dersten başarısız olsun, "Ortalama yükseltme sınavı"na girip sınıf geçecek. Dahası SABAH'ın mizah şaheserinden farksız bir örnekle anlattığı gibi, "Öğrenci istediği dersten sınava girebilecek. Böylece matematik ve fizik kırıklarını beden eğitimi dersinde takla atarak, amuda kalkarak düzeltip bir üst sınıfa atlayacak."
Hesabını zor verir O öğrenciler de gelecek ya da onu izleyen yıl ÖSS'de fizik testinin tek sorusuna bile dokunmayacak, binlercesi sıfır çekecek. Sonra da Çelik "Canım Batı ülkelerinde de doğru-dürüst okuma yazması bile olmayan binlerce lise mezunu var" diye geçiştirecek. Çok sıkıştırılırsa kabahati YÖK'e ya da ÖSS müfredatına yükleyecek. Çelik bundan sonra sakın "AB ile yüzleşeceğimiz ilk konu bilim, araştırma ve eğitimdir. Bu alanda AB standartlarını yakalamak için birinci, ikinci vitesle değil, dördüncü, hatta beşinci vitesle gitmek zorundayız" türünden demeçler vermesin; kimse inanmaz. Çünkü kimbilir kaç uzmandan duyduk, kaç raporda okuduk: "Eğitim-öğretim bir bütündür. Konu ancak sistemli bütünlük içinde ele alınırsa, eğitim ve öğretimden beklenen toplumsal yarar sağlanabilir. Temel eğitimden yüksek öğretime kadar tüm aşamalar bir merdivenin basamaklarını oluşturur. Aradaki bir basamak çökerse merdiven işe yaramaz hale gelir..." Çelik ve bakanlığı getirdiği afla bir değil, birkaç basamağı birden çökertti. Hesabını veremeyeceği bir vebal altına girdi. Yazık. Bilgi yüzyılında cahiller ordusu yetiştiriyoruz ve Türkiye'nin geleceğini karartıyoruz.
|