Halk meselesi (2)
Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Başbuğ' un 19 Temmuz'da gazetecilerle yaptığı " toplantı "daki konuşması üzerine, üçüncü, " Halk meselesi "nde ikinci yazı. Özellikle...
* "En büyük dayanağımız, bölge halkının terörden bezmiş olması. Örgütü tekrar eski günlere döndürecek desteği vermeyecek olması..."
* " Terörle mücadelede en büyük zorluk teröristle masum halkın ayırt edilmesindedir. TSK bu konuda hataları kabul edemez. Hatalar teröristlere en büyük kazancı sağlar. Teröristler bizi halkla karşı karşıya getirmek ister... "
* " Demokratik haklar ve hukuki düzenlemelerle güvenlik ihtiyaçları arasındaki dengenin tam sağlanamaması ve hukuki durumdan teröristin faydalanması... "
* " Terörün diğer yaratıcı sebeplerinin göz ardı edilmemesi... Eğitim ve işsizlik sorununun çözülmesi. "
* " Etnik, kültürel farklılıklar olabilir. Ama etnik farklılıklara milliyetçi yaklaşım hakim olursa, etnik milliyetçilik ortaya çıkar ki, kabul edilemez... " tespitleri üzerine. Bir de, " güçsüz olduğu için, mayın, patlayıcı kullanıp sıcak çatışmadan kaçınan örgüt " var.
Bu tespitlerden bazılarının önemine, bazılarının birbiriyle çelişebildiğine dün değinmeye çalıştım. Şu açıdan: 1990'lara göre en büyük fark, halkın örgütü o zamanki gibi desteklememesi ise, üç soru önem kazanır:
1. O zamanlar neden " bölge halkı " o desteği vermişti? Yani, " bölge halkı " kendi çocuklarından " 20 bin ölü terörist " ve onca tutuklu ile mahkumu nasıl çıkarmıştı? Böyle bir sayı ve yoğunluğa sadece " terör " deyip geçmek izah edici miydi?
2. O desteğin eski seviyede olmamasında, askeri önlemlerin, güvenlik politikalarının dışında demokratikleşmenin, başka bir yolun ve hayatın mümkün olduğunun görülmesinin de rolü yok mudur?
3. O destek olmadığında, terörle mücadelede yeniden 1990'ların yöntemleriyle kifayet edilebilir mi? Terörle mücadelenin halka bakışı, halkın temsiline yaklaşımı ne olur?
Bu sorular sadece Genelkurmay'ın tespit ve hareket tarzının önüne konmuş sorular değil elbette. Bu sorulara içten biçimde akıl yorup yormadığı şüpheli bir hükümet... Bu sorulara, antidemokratik liderlik ve silahlı örgüt gölgesinden kurtulup elbette kendi zaviyesinden ama içten, bağımsız bir cevap aradığı şüpheli Kürt siyasi hareketi... Meseleleri kavrayış tarzlarını silahlara kilitlemiş insanlar ile kilide kolayca mahkum olabilecek bir medya zihniyeti de mevcut. Elbette, Orgeneral Başbuğ' un " etnik milliyetçilik "e dair bence de doğru tespitinin, sadece " Kürt etnik milliyetçiliği " ile sınırlı düşünülmesinin yarattığı sorunlar da mevcut. Hukuk sürecinde dahi, küçük bir çocuğun terörist olduğunu kanıtlama, davayı baskı altında tutma çabaları mevcut. Ama şu da mevcut: Bizim burada bir iki yazıyla anlamak ve anlatmak için fazla fazla sözcükleri seferber ettiğimiz konuda... Çocuklarını şehit veren anneler... " Terörist çocukları "nın ardından ağlayan anneler mevcut. Ardımızda, karanlık, kanlı, acılı, çok kayıplı, kendi kendimizi tükettiğimiz onca yıl mevcut. Mevcutlu biçimde gidiyoruz işte.
|