|
|
10 numara Gerets
Hollanda kampında Gerets'i yakından izliyorum. Taraftar, "Ne zaman bir 10 numara alacağız?" diye merak ediyor ama ben G.Saray'ın 10 numarasının teknik direktör Gerets olacağına inanıyorum. Nasıl mı? Belçikalı hoca medyaya mesafeli yaklaşıyor. Soruları asla cevapsız bırakmıyor. Bir soru dolaylı yoldan ikinci kez sorulduğunda karşısındakini gözleriyle eziyor. Karizmatik görüntüsünün yanı sıra Gerets çok zeki bir insan. Vücut dilini mükemmel kullanıyor. İdmanlarda davranış olarak ayrım yapmıyor. Hoca-İnsan ilişkilerini çok iyi uyguluyor. Futbolcularla gerektiğinde tek tek görüşüyor, bir babaarkadaş gibi yaklaşıyor. Ama konu işe gelince prensiplerini, disiplinini tavizsiz sergiliyor. Maç sırasında kulübeden asla bir oyuncusunu tribünün kucağına itecek hareketlerde bulunmuyor. Saha içi uygulamada yanlış yapanı kenara çağırıp ne yapması gerektiğini anlatıyor. Maçı oyuncularıyla birlikte yaşıyor ve oturduğu yerden gözleriyle tüm oyunu süzüyor. Gerets'in antrenman anlayışı sayesinde G.Saray bu sezon ligin en çok koşan, mücadele eden, pres yapan takımı olur. Şaşırdınız değil mi? Oysa G.Saray geçen sezon 70'ten sonra fizik olarak oyundan düşüyordu. Belçikalı hoca izlediği kasetlerden bu sorunu iyi analiz etmiş olacak ki; G.Saray'ı öncelikle fizik gücü üst düzeyde bir takım yapmaya çalışıyor. Sabah ve akşam olmak üzere yapılan temposu yüksek çift idmanlar ile maç sabahı yapılan idmanlar G.Saray'lı futbolcuların dayanıklılığını, direncini ve fiziksel kapasitesini sürekli tırmandırıyor. İşin ilginç yönü hiçbir futbolcu ağır antrenman programından şikayet etmiyor. Çünkü futbolcular antrenmanlardan keyif alıyor. Gerets de öğrencilerinin keyif almasını sağlayacak bir çalışma programı uyguluyor. Manisa Vestel maçı dönüşü sohbet ettiğim Song, "Müthiş çalışıyoruz, güçleniyoruz" derken Suat Usta, "İdmanlar sonrası soluğu yatakta alıyorum. Bu ağır temponun ardından hiçbir futbolcu sokağa bile çıkamaz" diyor. G.Saray'ın en çok koşan futbolcularının başında gelen ve adeta gençliğine dönen kaptan Hakan Şükür "Çok çalışıyoruz. Ben böyle bir tempo görmedim. Ama keyif alıyoruz" yorumunu yapıyordu. Gerets'in maçlarda tüm oyunculara şans vermesi, "Oyuncunun ismi önemli değil, prensiplerime, çalışma anlayışıma uyması önemli" felsefesiyle hareket etmesi takım içi rekabeti de körüklüyor. G.Saray 4 yıl üst üste şampiyon olurken en büyük etken kulübede oturanların sahada oynayanları tehdit eden hırslarıydı. O dönemde her oyuncu sakatlık yaşamaya korkardı çünkü formasını kaybetmek istemezdi. G.Saray'da erozyona uğruyan kulübe gücü ve hırs Gerets'in adalet anlayışı sayesinde geri dönmeye başladı. Ben Gerets'in G.Saray adına büyük şans olduğuna inanıyorum. G.Saray yönetimi bu şansı iyi değerlendirmeli ve Belçikalı hocanın ön liberoya ve orta alanın soluna istediği oyuncuları mutlaka transfer etmeli.
|