kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Prof. Dr. Bengi Semerci @ SABAH
 

Mesleği kim seçecek?

Üniversite sınav sonuçları belli oldu. Kimi uzun süre çalıştı, kimi son yıl önemini anladı. Kiminin tüm yaşamı bu sonuca bağlandı, kimi ise olursa iyi olur dedi. Şimdi yeni bir karar vermek gerekiyor: Alınan puana göre mesleği belirlemek. Aslında bir anlamda yönlenmeler lise ikinci sınıfın başında yapıldı. Gençler fen, sosyal ya da matematik gibi ağırlıklara göre bir sınıf seçimi yaptılar. İlk önemli karar buydu. Meslek seçiminin ilk adımıydı. Şimdi, puana bakılacak, biraz gönül ne ister diye düşünülecek, ailenin gönlü daha yukarda olacak, son kararı puan verecek.

EĞİLİMLER VE YÖNLENDİRME
Çocuklar okula başladıkları andan itibaren değerlendirilmeli. "Neyi daha iyi becerebiliyorlar, hangi konularda daha başarılar?" gibi soruların yanıtları yıllar içinde aranmalı.
Toplanan bu bilgilerle, aralarda çocuğun olduğu düşünülen eğilimleri desteklenmeli ve test edilmeli. Sonra çocuk zaten hangi alanda başarılı ve mutlu olurum sorusunun yanıtını bilerek meslek seçimi aşamasına gelecektir. Bizim çocuklarımızın yönlendirilmesi ise farklı olmaktadır. Okul eğitim sisteminde, beklenti çocuğun herşeyde başarılı olmasıdır. İlköğretimi bitiren çocuklarımızın eğer özel ilgili bir ailesi ve öğretmeni yoksa, eğilimlerini ve yeteneklerini bilmemize olanak yoktur. Beklenti herşeyde başarılı olan çocukların, genelin "iyi" kabul ettiği mesleklere yönelmeleri, diğerlerinin becerebilirlerse herhangi bir üniversiteye girmeleridir. Oysa çocuklar bu seçimi yaparken yeteneklerini bilmedikleri gibi, çoğunlukla mesleklerin ne yaptıklarını, sürecin ne olduğunu da bilmeden seçim yapmak zorunda kalmaktadırlar. Kitapçıkta yer alan fakültelerin çoğunu bitirdikten sonra ne olunacağını bilmeyen, ama o bölüme bile girmeyi şans ve başarı sayıp, sonra sorunlarla boğuşan gençleri kliniklerde izliyoruz.

YARIŞA GİRMİŞLERDİ
Geçen gün iki farklı genci, ayrı ayrı gördüm. Her ikisinin ortak konusu meslek seçimiydi. Birinin ailesi doktor, diğerininki mühendis olmasını istiyordu. Onların gönüllerinde ise gazetecilik yatıyordu. Evet, her ikisi de gazeteci olmak istiyordu ama isteklerinin amacı farklıydı. Biri köşe yazarı olarak, çok yorulmadan ünlü ve zengin olmak isterken, diğeri gazeteci olarak tüm haksızlıklarla mücadele etmek isteğindeydi. Hiç gazeteci tanımamışlardı, eğitimi ve süreci hakkında gerçek bilgileri yoktu. Diğer ortak yanları ise, her iki ailenin de bu seçime karşı çıkması ve onların anlamayacaklarını iddia etmesiydi. Evet, onlar bunu anlamayacak yaştaydılar. Yaşamları boyu yapacakları işi seçecek kadar büyüdükleri düşünüldüğünden, arkadaşlarıyla birlikte bir yarışa girmişlerdi. Üstelik amacı ve yöntemi, onlara sorulmadan belirlenmiş bir yarışa. Sonuçta üniversiteye girenin mi, giremeyenin mi yoksa bazen her ikisinin de kaybettiği belli olmayan bir yarışa.

AİLELER NE İSTİYOR?
Tabii ki bütün aileler çocuklarının iyi bir meslek sahibi olmasını ve para kazanabilmelerini istiyor. Genellikle mutlu olup olmayacakları ikinci planda kalıyor. Çünkü ailelere koşulların öğrettiği, bir insan saygın bir işe sahip ve para kazanıyorsa mutlu olmalıdır bilgisidir. Oysa, ülkemiz sahip olduğu, okuduğu, emek verdiği işi sevmeyen, hatta nefret eden, aklı hâlâ başka işlerde olan mutsuz genç, erişkinlerle dolu. Sevmedikleri ve istemedikleri işi yapan mutsuz kişiler, iş içinde hiçbir zaman yeterli performansı gösteremiyorlar. Bir insanın, tüm yaşamı boyunca sevmediği ve mutsuz olduğu bir işi yapması, sanırım ona verilebilecek en büyük cezadır. Çevrenize bakarsanız, okudukları alan dışında çalışan kişiler göreceksiniz. Bu, okul yıllarının boşa harcanması, o işi severek yapacak birinin engellenmiş olmasıdır. Ailelerin çocukları için yaptıkları, iş seçimini etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bunlardan en sık rastlananı, kendi hayallarinde olan ama yapamadıkları işi çocuklarının seçmesidir. Bir başka etmen, kendi işlerine çocuklarını yönlendirmek, emek verdikleri işi, yine kendinin büyüttüğü birine bırakma isteğidir. Bunu toplumsal statü ve maddi açıdan iyi olduğunu düşündükleri mesleğin seçilmesini arzulama, övünerek söyleyebilecekleri bir işin peşinde olma gibi gerekçeler izler.

DOĞRU OLAN NEDİR?
Elbette ki çocuklarımızı yönlendirmek, doğruyu göstermek görevimizdir. Ama yönlendirmeler bizim arzularımız için olmamalıdır. Doğru, her zaman bizim doğrumuz olmayabilir. Herşeyden önce çocuğumuzun kapasitesini ve yeteneklerini gerçekçi değerlendirmek, hem bizi hem de çocuğumuzu mutlu ve başarılı yapacaktır. Onu yapamayacağı şeylere zorlamak, sadece mutsuz olmasına değil, başarısız olup, yaşamdan kopmasına neden olabilir. Bu meslek seçim sisteminde ve sonrasındaki ekonomik sorunlarda rahat olmak pek mümkün değil. Ama başından beri çocuğu iyi değerlendirir, yeteneklerini fark etmesini sağlayarak, doğru yönlendirirsek isteklerimizi sağlıklı bir şekilde gerçekleştirebiliriz. Sonuçlar elinizde, seçimleri sisteme rağmen, mümkün olduğunca başarılı ve mutlu olacağınız şekilde yapmanızı diliyorum. Bu seçimi sadece puana ve toplumsal yanlışlara bırakmayın, siz yapın. Seçeceğiniz sadece bir iş değil, kimliğinizin önemli bir parçası çünkü.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Film dünyası ve psikiyatri   / 23-07-2005
 Aile Dayağı   / 21-07-2005
 Geç Yaşta Anne Baba Olmak   / 18-07-2005
 Kimlik bunalımı ve kimlik karmaşası   / 16-07-2005
 Kimlik duygusu   / 14-07-2005
 Hermafrodit çocuklar ve cinsel kimlikleri   / 11-07-2005
 İş yerinde ilişki ve aldatma   / 09-07-2005
 Müstakbel alkolizm: DİPSOMANİ   / 07-07-2005
 Ruhsal hastalıkların olmadığını, ilaçların zararlı olduğunu söyleyenler   / 04-07-2005
 Eş (Evlilik) terapisinin temelleri (2)   / 02-07-2005
AYŞE ÖZYILMAZEL
Diyet tutkunlarının dikkatine!
Hanımlar dikkat! Diyet...
HAKAN & UTKU
Galatasaray'a transferde kelepir öneriler
Tanju Çolak:...
Prof. Dr. BENGİ SEMERCİ
Mesleği kim seçecek?
Üniversite sınav sonuçları belli...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Sebzeli yaz makarnası
Bol kaynar...
Evli bakireliğin baş nedeni tabular
Evli bakireliğin baş nedeni tabular
Toplumumuzda kadınlar cinsel açıdan kendilerini yeterince tanımıyor,...
Çocuklara iyotlu yetişkinlere iyotsuz tuz
Çocuklara iyotlu yetişkinlere iyotsuz tuz
Tiroit bezi, vücudun tüm dengesini alt üst edebiliyor. Çünkü tiroit...
Hamile değil kalmak istiyor
Hamile değil kalmak istiyor
Önceki hafta görkemli bir düğünle İbrahim Kutluay'la evlenen...
Keyifleri yerinde...
Keyifleri yerinde...
Milli binici Sencer Can'dan ayrılan Sevil Sabancı, iki ay önce...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.