TÜSİAD mektubu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk Sanayici Ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) yöneticileriyle bir araya geldiği toplantının medyada geniş yankı bulan arka cephesini kaleme aldığım yazıma TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı'dan da bir açıklama geldi. Söz TÜSİAD'ın; 'Yazınız, Hükümetle, bazı gündem sapmaları konusundaki fikir ayrılığımızı doğru bir şekilde vurgulamaktadır. Bununla beraber, yazınızda benimle temas kurarak gerçek dışı olduklarını doğrulayabileceğiniz, yanıltıcı haberler de yer almaktadır. TÜSİAD Onursal Başkanımız Sayın Feyyaz Berker ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız Sayın Cem Duna ile aramda sözünü ettiğiniz türde konuşmalar cereyan etmemiştir. Ayrıca, benimle ilgili olarak "şarap" konusundaki yakıştırmanızı çok çirkin bulduğumu belirtmek isterim. Bu konular üzerinde daha fazla durmadan, Hükümet'le olan ilişkilerimiz ve TÜSİAD'ın misyonu konusunda görüşlerimi sizinle kısaca paylaşmak istiyorum. 16 Temmuz 2005 tarihinde Sayın Başbakan'la TÜSİAD'da yaptığımız toplantı ve daha sonra kurucu üyeler ve eski başkanlardan oluşan "Başkanlar Konseyi" mizin de katılımıyla yenilen öğle yemeği sonrasında "Başbakan ile TÜSİAD arasındaki buzlar eridi." yorumunun doğru olmadığından hareketle, TÜSİAD'ın yönetimi ve misyonuyla ilgili bence son derece yanlış bir dizi değerlendirmeye yer vermektesiniz. Bu toplantılarda, öncelikle, Hükümet'in makro-istikrar ve AB'ye uyumla ilgili konularda çok başarılı bir grafik çizdiğinin benim ve katılımcı üyelerimiz tarafından vurgulandığını özellikle belirtmek isterim. Bununla beraber, TÜSİAD'ın gündemden sapma olarak mütalaa ettiği ve eleştirdiği yüksek öğretim yasası, meslek liseleri düzenlemeleri, medeni kanunda zina konusunun işlenmesi, yasa dışı Kuran kursları uygulamaları gibi konular, TÜSİAD tarafından yayınlanan basın bildirileri ve benim çeşitli toplantılarda yaptığım konuşmalarda ele alınmış olup, zaten Sayın Başbakan'ın bilgisi dahilindedir. Her hükümet döneminde, TÜSİAD'ın çatladığından ve misyonunun sona erdiğinden söz edilir. Bu sözler temenniden,özellikle burada size bu haberleri yazdıranların temennilerinden öteye gitmez.. TÜSİAD'ın misyonu, en geniş tarifiyle, Türkiye'nin çağdaş uygarlık düzeyini yakalamasıdır. Benim, AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlayacağı bir dönemde TÜSİAD başkanlığından değil istifa etmem, üstlendiğim görevi tamamlamadan istifayı düşünmem bile söz konusu olamaz. Saygılarımla...' Evet bizim yazıya gelen cevap böyle. Ömer Bey'in içi rahat etsin, bize kimse haber/yazı yazdıramaz. Ayrıca, yazımın akabinde konuyla ilgili medyada çıkan diğer haberlerle bir kıyaslama yapıldığında, üç ayrı kaynaktan derleyerek kaleme aldığım yazımın durumu ortadadır. Bu sebeple Ömer Sabancı'dan gelen açıklamaya noktasına, virgülüne dokunmadan koydum. Takdir okuyucunun.
'100 Esnaf Ağası' Bir açıklama da gerçek esnaf yöneticisinden; 'Konfederasyon, federasyon, esnaf birlikleri ve esnaf odaları başkanları ve diğer yöneticiler hakkında yazdığınız tüm yazılarınızı diğer yazılarınız gibi dikkatle takip ediyorum. Dolayısıyla 11 temmuz tarihli yazınızı da dikkatle okudum. Bu konuda bütün yazdıklarınızı kısmen doğruluğuna inanan, üç dönemdir de Ankara Otomobil Sanatkârları Odası'nın denetim kurulu başkanlığını üstlenen ve bir daha da göreve talip olmayacak olan bir esnaf yöneticisiyim. Köşenizde yazdığınız yüksek maaş alan yönetici sayısı, 30 binin içerisinde 100 kişiyi geçmeyeceği inancındayım. Birkaç görevi üstlenerek bu yüksek ücreti alabilen 100 kişi için benim şahsi tabirim ile çay parası karşılığı görev yapan binlerce oda başkanını aynı kefeye koymamanız lazım diye düşünüyorum. Çıkarılan yeni kanuna da tamamen taraftarım. Hasan Işık'
|