Yoksulların borçlarının silinmesine karşı mıyız?
Sekizler grubu (G8) diye adlandırılan zengin ülkeler geçenlerde İskoçya'nın Gleneagles kentinde bir araya gelerek, yoksul 18 ülkenin IMF'ye olan borçlarının silinmesine karar verdiler. Bu karar, başta Afrika olmak üzere yoksulluk düzeyi yüksek bir çok ülke için bir umut ışığı oldu. Sadece borç silme operasyonu ile fakirlikten kurtulmalarına olanak bulunmayan bu ülkelere, "sizin yanınızdayız" mesajının verilmesi önemliydi. Ancak bu kararın işlerlik kazanabilmesi için IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun da onayının alınması gerekiyor. Zira borcu veren onlar. Silmek için de onların kararı lazım. Kurul bu ay içinde toplanıp, konuyu görüşecek.
İtirazlar İşte bu noktada, Avrupa'nın bazı küçük ülkeleri bir hareket başlattılar. Bu silme operasyonunun şarta bağlanması fikrini ortaya attılar. Dış basından öğrendiğimize göre, başta Belçika, Avusturya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç olmak üzere AB'nin bazı küçük fakat gürültüsü fazla ülkeleri, borçların affedilmesi için IMF'nin performans kriterlerine benzer bir sistem kurulmasını önermişler. Kriterleri tutturanların borçları ancak o zaman silinebilecek. Esas kararın alınması sürecinde kendilerine danışılmadığı için olsa gerek, bu ülkeler "şart isterük" diye tutturmalarının nedenini, silinen borç karşılıklarının iyi yerlerde kullanılmasının sağlanması ve IMF ile diyaloglarının devam etmesinin yararlı olacağı şeklinde açıklıyorlar. ABD ise, G-8'lerin borç silme kararının şart içermemesi nedeniyle bu görüşlere karşı çıkıyor. Düşünün bu ülkelerin çoğu yıllardır açlık, hastalık ve eğitimsizlik içinde kıvranıyor. Günde yaklaşık 20 bin kişi yoksulluktan yaşamını yitiriyor. İlaç yok. Sıtmanın kaynağı sivrisineklerden korunacak 5 dolarlık cibinlik alacak paraları yok. Eğitimi gerçekleştirecek öğretmen yok. İçecek temiz suları yok. Kolera ve AIDS etrafta kol geziyor. Bu ülkeler yaşam savaşında. Zaten hiçbirinin borç ödeme olanağı, niyeti ve kaynağı yok. Dolayısıyla, bu ülkelere borç silmek için şart getirmenin ve koşullar ileri sürmenin, hangi gerekçe ile olursa olsun, insanlığa sığacak bir yanı yok.
Bizi ilgilendiren yanı Peki bu bizi neden ilgilendiriyor diye sorarsanız, yanıtı basit. Biz de bu işe dolaylı olarak karışıp, "şart" isteyen ülkeler konumuna düşüyoruz. Zira, bu görüşü ortaya atıp destekleyen Belçika, Lüksemburg ve bizi AB'de tam üye olarak görmek istemediğini açıkça dillendiren Avusturya ile birlikte IMF'in İcra Direktörleri Kurulu'nda % 5,15 oy gücü ile aynı sandalyede temsil ediliyoruz. Bu oy gücü içinde Türkiye'nin ağırlığı 0,49. Şartlı borç silme için İcra Direktörümüz elini kaldırdığında Türkiye'de, otomatik olarak, bu kararı isteyen ülkelerden biri olacak. Hükümet öyle düşünüyorsa diyeceğimiz bir şey yoktur. Düşünmüyorsa, İcra Direktörüne bu yönde direktif verir. Bizim oyumuz, "şartsız borç silinsin" diyenler arasında sayılır, bir ayıptan kurtulmuş oluruz. Bize yakışan da budur.
|