|
|
|
|
|
|
Cinsel ilişki sırasında, beyinde ödüllenme hormonu salgılanıyor
Cinsel ilişki sırasında beynin salgıladığı hormonların insan hayatını zenginleştirdiğine dikkat çeken uzmanlar, toplumsal yasaklarla bastırılan cinselliğin aslında büyük bir itici güç olduğunu belirtiyor
Alman Nişantası Kliniği'nden psikiyatri uzmanı Dr. Emel Kesgin çiftler arasındaki cinsel isteksizlik konusunda soruları yanıtladı:
Cinsel isteksizlik nedir? Cinsel isteksizlik, yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen kişinin cinsel arzu duymaması durumudur. Önceleri yaygın kabul gören bir inanç olarak bireylerin cinsel istek düzeylerinin ve kapasitelerinin doğuştan kazanılmış özellikler olduğu düşünülmekteydi. Ancak klinik deneyimler ve yapılan çalışmalar sonucu görülmüştür ki, cinsel istek her iki cinsiyette doğuştan gelen bir dürtüdür; yani içgüdüdür ve yaşam olayları, eğitim ve kültürel yasaklarla baskılanmadığı sürece cinsel dürtüler her insan için önemli bir itici güçtür. Doğal olarak hem üremenin devamı, hem de haz duygusunun sağlanmasıyla sonuçlanan cinselliğe karşı isteğin azalması ya da hiç olmaması sağlıklı ya da normal kabul edilmemelidir. Cinsel ilişki sırasında beynimizde ödüllendirme hormonları salgılanır ve tüm canlılar gibi insanlar da ödüllendirici bir davranışı tekrarlama eğilimindedir. Bu çok insani ve sağlıklı bir davranıştır, yaşamın insana sunduğu zenginliklerdendir. Dolayısıyla cinsel isteksizlik bir cinsel işlev bozukluğu olarak algılanmalı ve tedavi arayışına gidilmelidir.
BİRÇOK NEDENİ VAR Cinsel isteksizlik fizyolojik mi yoksa psikolojik mi? Her ikisi de olabilir. Cinsel isteksizlik ergenlik döneminden beri var olan bir sorunsa, ilk basamakta psikolojik faktörlere bağlı olabileceği düşünülmektedir. Bunlar daha çok cinsellikle ilgili yanlış bilgilendirilmeler, tabular, sosyal baskılar ve kendimizin bile farkında olmadığı içsel çatışmalar, korkular olabilmektedir. Ancak daha önce sağlıklı bir cinsel hayatı olan birinde isteksizlik başladığında pek çok faktör söz konusu olabilir. Bu durum hormonal, nörolojik bir rahatsızlıktan kaynaklanabileceği gibi sıklıkla psikolojik nedenlerden de kaynaklanabilmektedir. Cinsel isteksizlik ilişki içinde tek bir kişinin sorunu olmaktan çok ilişkinin, yani iki kişi arasındaki günlük yaşama ait tüm alanlardaki iletişimin bir sorunu olarak karşımıza çıkabilir. Çoğu zaman tek kişiye ait bir sorunmuş gibi sunulduğunda bile çözümün iki kişi arasında sağlandığı gözlenir. Evde bütün ipleri elinde tutan tarafa karşı belki de diğerinin tek silahı cinsel açıdan isteksiz davranmaktır.
CİNSEL MİTLER Tedavisi var mı? Elbette. Eşlerin cinsel istek düzeyleri farklı olduğu zaman, ilişkide sorunlar ortaya çıkar. Bu durum eşler arasında ciddi çatışmalara yol açabilir. Tedavinin amacı eşler arasında bir uyum oluşturmaktır. Tedavi seçeneği olarak ilaçtan ziyade, bilişsel davranışçı tekniklerle yürütülen terapiler öncelikli olarak kullanılır.
Cinsellikle ilgili en yaygın hatalar neler? Biz bu yanlış inanışlara cinsel mitler diyoruz. Özellikle ülkemiz gibi cinselliğin genelde baskılandığı toplumlarda sağlıksız cinsel yaşamın altında yanlış bilgilendirmelerin etkisi büyüktür. Örneğin, "Cinsellik doğal bir süreç, iki insan birbirini severse cinsel hayatları iyidir," cümlesi bir mittir. Bu inanışta olan bireyler arasında cinsel bir sorun yaşandığında, eşler birbirlerine karşı sevgilerini sınamaktadır. Oysa cinsellik her iki taraf için de öğrenilen bir süreçtir. Bunun gibi pek çok mit vardır ve bunların saptanıp düzeltilmesi gerekmektedir: "Erkek, penisin sertleşmesinin ardından en yakın zamanda ilişkiye girmelidir'', "cinsel ilişki kadın ve erkeğin aynı anda orgazm olması ile güzeldir'', "vajinal orgazm olamamak bir eksikliktir'' gibi...
Erken boşalma mutlaka hastalık mıdır? Her erkek hayatının bir döneminde bu sorunu yaşayabilir ve doğaldır. Genelde tedavi gerektiren grup ilk cinsel deneyiminden beri aynı sorunu yaşayanlardır. Erken boşalma sorunu olan erkek karısını mutlu edememenin suçluluğunu yaşarken, kadında ise orgazma ulaşamamanın huzursuzluğu olabilir. Zamanla erkekte performans endişesinin de duruma eklenmesiyle eşlerin her ikisinde de cinsel isteksizlik başlayabilir.
Kadınların her cinsel birleşmeden sonra orgazm olmaları gerekir mi? Orgazmın öznel bir duygu olduğu ve her kadında farklı algılandığı bilinmelidir. Önemli olan, kadının yüksek düzeyde cinsel gerginlik ve coşkudan sonra rahatlama hissi duyup duymadığıdır. İki çeşit orgazm vardır. Klitoral ve vajinal orgazm. Bir kadın her ilişkide vajinal yoldan orgazm olamayabilir. Bazı kadınlar vajinal yoldan hiç orgazm olamazken, bazıları olur. Vajinal orgazm öğrenilmesi gereken bir orgazm türüdür ve bir kadının defalarca ilişkide bulunmadan vajinal yoldan orgazm olabilmesi beklenmemelidir. Orgazm olamayan bir kadın ilişki esnasında kendini orgazm taklidi yapmak zorunda hissedebilir. Bunu yapmasının nedeni eşine kendisinin ya da onun yetersiz olduğu duygusu yaşatmamaktır. Ancak bu şekilde belki de ufak değişiklerle bile düzeltilebilecek bir sorun gündeme bile gelmeyecektir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|