|
|
|
|
Bu kadın bir büyücü
Sizin de hayatınızda muhakkak olmuştur, yaşadığınız bir olayı bir başkasına anlatırken "Orada muhakkak olmalıydın" gibisinden bir cümle sarf edersiniz. Bu da öyle bir durum. Aylar öncesinden "Ha geldi ha geliyor" diye heyecanlanırken sonunda Tori Amos geldi de gitti bile. Konserde şömine başında masalcı teyzeden masallar dinleyen çocuklar gibi onun anlattıklarını dinledik. Kesinlikle söyledikleri değil, anlattıkları. İnsanın her şarkısı mı anlamlı olur, bir şarkı bile öylesine yazılmaz mı yani? Geçen hafta Tori Amos'u izlerken kendimi onun büyüsünden çıkarabildiğim sıralarda bunları düşünüyordum işte. Sağlı sollu iki piyanonun arasında bütün şarkılarını seslendirirken bütün insanlarla birlikte onun etkisine girmiştim bile.
GÖZKAMAŞTIRICI Bir arkadaşım bir ara 'Bu kadın büyücü yahu' dediğinde, ben hipnozlanmış bir şekilde gözlerimi sahneden alamıyordum bile. Konser seyirciler tarafından çıt çıkarılmadan izlenirken birden piyano tuşlarından birinden sızan elektrikle çarpılan Tori zıplayıverdi. Yanına koşan bir kişi iyi olup olmadığına baktı sonra toplam iki dakika bile boşluk bırakmadan konsere devam etti. O an aklıma magazin programlarında konser sırasında zehirlenme tehlikesi atlattığını söyleyen Sibel Can'ın abartılı ve yapmacık boğulma numaraları geldi. O da şarkıcı bu da şarkıcı diyor insan ama aradaki fark ölçülemez sanırım Neyse, konser bitti biz şanslı on kişi kulise alındık. Tori Türkiye'de onu çok seven hayran- basın ve sanatçılar arasından bazı isimlerle tanışmak istemiş ve bu parti düzenlenmiş. Bu yüzden arka tarafta masalara oturup beklemeye başladık. Konser bitiminden en fazla 15 dakika sonra Bayan Amos, üzerine daha rahat bir şeyler alarak içeri geldi. Aurası o kadar göz kamaştırıcıydı ki, o yaklaşırken gözlerimizi kısmak zorunda kaldık. Şifacı kadınlar gibi gözüküyordu uzaktan.
ACAYİP BİR ENERJİ İlk olarak sıranın en başında hepimiz gibi heyecandan titreyen Nil Karaibrahimgil'in ellerini tuttu ilk önce. Yanındaki Serdar Erener'le beraber mutluluğu yüzünden okunan Nil'le fısır fısır sohbet ettiler. O anda herkes içinde bir aydınlanma hissetmiştir benim gibi eminim. Konuşma sırası bana geldiğinde arkadaşımın 'Büyücü o' lafı tekrar aklıma geldi. Çünkü kalbimin yerinden zıplamaması için onu tutmam gerekiyordu sanki. Öyle acayip bir enerjisi var ki onun yanında olduğum o kısacık an içinde kendimi bir Budist rahibin huzurlu kollarında gibi hissettim. Türk seyircisinin enerjisinden çok hoşlandığını söyleyen ve hepsini kucaklamak istediğini söyleyen Bayan Amos'a, "İsterseniz onların yerine beni kucaklayabilirsiniz" dedim ve sizin yerinize onunla kucaklaştım, kusura bakmayın.
|
|
|
|
|
|
|
|
|