|
|
|
|
|
|
'Gerekirse sınır ötesi operasyon yapılır'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, gerektiğinde, şartlar gerektirdiğinde sınır ötesi harekat da yapabileceğini belirterek, ''Temenni ederiz ki böyle bir şart oluşmaz'' dedi.
ABD'nin Türkiye'nin PKK'ya karşı sınır ötesi operasyonuna karşı olduğu yönündeki bir haberle ilgili olarak, Başbakan Erdoğan: "Gerektiğinde Türkiye sınır ötesi operasyon yapar. Bunlar uluslararasında olağan şeyler. Ama ne diyorum, gerektiğinde, gerekli olduğu halde. Durup dururken bunlar olmaz. Bir şeyler olduğu zaman, herhalde Türkiye de üzerine düşeni muhakkak yapacak. Ama gerekirse. Temenni ederiz ki böyle bir şart oluşmaz'' dedi.
Erdoğan, terörün uluslararası alanda tırmanışta olduğunu, Türkiye'de de son zamanlarda hareketlenme içine girdiğini söyledi. CNN Türk'te konuşan Erdoğan, ''Belki farklı ülkelerden aldıkları desteklerden de kaynaklanabilir'' diyerek, şunları kaydetti: ''Niye derseniz, terörü sahiplenenler var. Bunu ben 'terör örgütleri listesine aldım' demekle teröre karşı mücadele edilemez. Eğer siz, bunu terör örgütleri listesine almışsanız ve terörist de elinizde ise gereğini yapma sorumluluğunuz var. Yapmazsanız o terör bir gün sizi de vurur.''
''NİYE DİYARBAKIR, HAKKARİ?''
''Bu sözlerinizle, ABD'ye seslendiğinizi düşünüyorum'' değerlendirmesi üzerine Erdoğan, şöyle konuştu: ''AB üyesi ülkelerde var, onlara da söylüyorum, sadece ABD değil. AB üyesi ülkeler içinde yakalanan teröristler var, bunlar yakalanıyor, 'yargıla' diyorsun yargılamıyorlar, 'teslim et' diyorsun teslim etmiyor, bu ne demek? Ülkemize geliyorlar. Gelen insan diplomat, bakan... Nereye gidiyor? Diyarbakır'a, Hakkari'ye gidiyor. Tamam da görüşme yapacaksan, görüşmeyi yapacağım yer, burası Başkent Ankara. Ankara'da yapman lazım. Niye orası. Ne yapmaya gidiyorsun, gerekçen ne?''
İllegal örgütlerle görüşmenin terörü azdırdığını ifade eden Erdoğan, Türkiye'de ayrımcılık faaliyeti içine girenlere, ''iyi yapıyorsunuz'' diyemeyeceklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, etnik, bölgesel ve dinsel milliyetçiliğe karşı olduklarını, bunların kırmızı çizgileri olduğunu bildirdi.
Erdoğan, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yol çalışmalarına hız verdiklerini, toplu konut çalışmalarının devam ettiğini, okul ve hastane yapıldığını ifade etti. Başbakan Erdoğan, köyleri ham yollardan kurtarma ve su verme çalışmalarının da sürdüğünü anlattı.
ÜNİVERSİTELER
Başbakan Erdoğan, ''üniversitelerden, kaynak sıkıntı yaşadıkları için akademik çalışma yapamadıkları yönünde açıklamalar oldu. Hükümet kaynak vermiyor mu? Üniversite meselesine nasıl bakıyorsunuz?'' sorusunu yanıtlarken, dönemlerinin en önemli özelliğinin bilime destek vermek olduğunu ifade etti. Erdoğan, bunu ilk olarak ilköğretim ve lisede, ''eğitime yüzde yüz destek'' kampanyası ile başlattıklarını söyledi.
Üniversiteleri devletin yaptığını, maaşlarını devletin verdiğini anlatan Erdoğan, iktidara geldikten sonra üniversitelere aktarılan kaynağın sürekli arttığını söyledi. TÜBİTAK'ın, Ar-ge çalışmalarına 450 trilyon lira ayırdıklarını ifade eden Erdoğan, üniversitelerin öğretim üyelerinin de buradan projeyle başvurup yararlanabileceklerine dikkati çekti.
Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde ilk defa kendi dönemlerinde, TÜBİTAK'ın araştırma geliştirme çalışmalarına kaynak ayrıldığını söyledi. Maliye Bakanlığı'nca üniversitelerin araştırma fonlarına kaynak aktırıldığını da kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Ülkemizde hala bilimsel olarak yapılacak herhangi bir çalışma yok. Bizim onlara katkı vermemizi engelleyecek hiçbir önyargımız yok. Yeter ki bunu samimiyette ortaya koysunlar. verilen imkanı bir defa kullansınlar, harcasınlar'' diye konuştu.
''Kullanmıyorlar mı?'' sorusu üzerine Erdoğan, ''Hayır canım, neyi kullanıyorlar, en ufak bir şey olduğunda parayı konuşuyorlar, ellerinde paraları var, kasa mevcutlarında bunlar gözüküyor'' dedi. Döner sermaye ile ciddi kaynağı da üniversitelere bıraktıklarını anlatan Erdoğan, bunları halkın gözlerinden kaçırmanın mümkün olmayacağını söyledi. Erdoğan, ''Bu verdiğim rakamlarla buralar abat olur, ihya olur'' şeklinde konuştu.
Akademisyenlerin, gençleri eğitmekle uğraşmaları gerektiğini, üniversiteleri ise idarecilerin yönetmesi gerektiğini anlatan Erdoğan, Maliye Bakanlığı'ndan aktarılan kaynağın, 1999 yılında 9 milyon 550 bin 850 YTL olduğunu, 2005'de 129 milyon 576 bin 289 YTL'ye çıkarttıklarını kaydetti. Erdoğan, paranın artık değer kaybetmediğine işaret ederek, ''Kalkıp da 'hangi imkanlarla biz bunu yapacağız' dediklerinde, biz buna üzülürüz. Biz diyoruz ki siz yapın, çalışın'' dedi.
'Öğretim üyesi, profesör, doçent yok' dendiğini, bunu üzülerek izlediğini ifade eden Erdoğan, bir üniversitede araştırma görevlilerinin atıldığını söyledi. Araştırma görevlilerinin işine 19 Mayıs Üniversitesi'nde son verildiğinin ifade edilmesi üzerine, başka üniversitelerde de olduğunu belirten Erdoğan, ''İnsanları düşüncesinden, tipinden dolayı sen nasıl kalkarsın da atarsın, böyle bir hakkın mı var? Adama sorarlar, peki bunların yerine kimi getirdin?'' diye konuştu.
''BU TEZGAHLARDAN BİZ DE GEÇTİK''
Üniversite öğrencisinin, karşınızdaki öğretim üyesinin düşüncesinin ayrımını yapmayacağını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bu tezgahlardan biz de geçtik. Ben o zaman bir siyasi partinin gençlik kolu başkanıydım. Dersime gidiyordum. Öyle eylemler olurdu ki o gün okula gitmeyiverirdim. Böyle seneleri geride bıraktık. Farklı bir döneme gireceğimizi beklerken, gençliği yeniden öğretim üyelerinden mahrum bırakmak, 'burada öğretim üyesi yok, yeni üniversiteler, fakülteler açamayız, 10 öğrenciden 1'ini ancak alabiliriz, 9 tanesi açıkta kalır'. Bu bahanelerle kimse bizim karşımıza çıkamaz.''
''Yeni üniversiteler açılacak mı?'' sorusu üzerine Erdoğan, bir hazırlığın içinde olduklarını, bazı illerinin sosyo-ekonomik yapılarını incelediklerini, yeni dönemde bazı illerde üniversite açacaklarını söyledi.
''TOPLUMSAL MUTABAKAT İÇİNDE ÇÖZECEĞİZ''
''Üniversite reformu gündeminizden çıktı mı?'' sorusunu yanıtlayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Hayır, şu anda biz onu da toplumsal gerilim içinde değil, uzlaşma içinde çözmek istiyoruz. Ve biz onu bir süre buzdolabına koyduk. Bunu bir toplumsal mutabakatı sağlamak suretiyle getireceğiz. Çünkü YÖK'ten herkes şikayetçi. Şu andaki YÖK uygulamasından herkes şikayetçi. Dolayısıyla hazırlıklar yapılıyor. Tekrar yeniden ele almak suretiyle, bir mutabakat içinde bunu çözme gayreti içinde olacağız.'' Erdoğan, YÖK'ten bu konuda, iyi niyetle gelecek teklife kapalı olmayacaklarını da söyledi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|