Ankara akşamları...
RTÜK Yasası'ndaki zorunluluk dolayısıyla, Meclis'in bugünkü olağanüstü toplantısı da olmasa, Ankara sakin günlerini geçirmeye devam edecekti... Akdeniz kadar olmasa da aylardan temmuz ise Ankara akşamlarının siyasi havası bir başka oluyor... Daha çok restoranların bahçelerinde yenilen yemek eşliğindeki akşam sohbetlerinin odaklandığı konular da günlük polemiklerden uzaklaşıp, daha makro düzeye çıkıyor. Çankaya'dan başlayıp, aşağı doğru inersek..
Sezer'in rahatsızlığı Eski KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a madalya töreninde belirgin görülen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in el titremesi rahatsızlığı yeni değilmiş... Doktorlar, Sezer'in rahatsızlığını uzun süre önce tespit etmiş, kendisine de bildirmiş. Hatta Sezer'e, tıbbi olarak engellenemeyen rahatsızlığı ile ilgili bazı tavsiyelerde bulunulmuş. Hemen söyleyelim, hastalığı parkinson değilmiş... Tıp dilinde "esansiyel tremor" diye tanımlanan, Türkçe'de 'kontrol edilemeyen titreme...' olarak bilinen rahatsızlığı artmış.
Çankaya hesabı Çankaya'dan yolun karşısındaki Başbakanlık Konutu'na geçiliyor. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Cengiz Erdoğan'ın dün bir kez daha vurguladığı gibi; "Bir kurum veya kişiden, seçimin süreciyle ilgili bir tek soru dahi gelmemiş..." Bazı bakanlar özel sohbetlerinde, "Çan eğrisinin tepe noktasını geçtik, seçim için uygun zamandayız" dese de AKP'de bu yıla dönük seçim hazırlığı da yokmuş. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına gelince.. ABD dönüşü Cumhurbaşkanlığı'na aday olmayacağını ima eden tavrı ve şu sözünün altı çiziliyor: "Merak etmeyin tavsiyeleri dinleriz. Herkesin tanıdığı birini göndeririz oraya..." Bu söz, isimler üzerindeki spekülasyonları da artırıyor.
Özkök üzerine tezler Hep soruyla tamamlanan spekülasyonlarda, önceliği Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök alıyor. * Org. Özkök'ün görev süresi gelecek yılın ağustos ayında bitmiyor mu? 10 ay sonra da Cumhurbaşkanlığı seçimi yok mu? * AKP, emekliye ayrılmış Özkök'ü Çankaya'ya aday gösterir mi? * Anayasa değişikliğiyle bir zamanlar gündeme gelen 5+5 formülünü işletir mi? * Org. Özkök, beş yıl görev yaptıktan sonra, Erdoğan yarı başkanlık sistemine geçişi sağlayıp "Başkan" olarak gelir mi? * Dışardan birini Cumhurbaşkanı adayı göstermesi parti içinde normal karşılanır mı? * Erdoğan olmayacaksa, parti içinde Cumhurbaşkanı olma hayaliyle bekleyenler bu işe ne der? Org. Özkök üzerine tezler burada durmuyor. Hemen viraj alınıp, başka spekülasyonlara geçiliyor. Orhan Veli'nin, "Dedikodu" şiirindeki dizelere benzer bir hal alıyor. "Derler ki" diye başlayıp "...mış mıymış? ...muş muymuş?" ekli imgelerle tamamlanıyor. * Org. Özkök'ün Ağustos 2006'ta dolacak Genelkurmay Başkanlığı görev süresi bir yıl daha uzatılabilir miymiş? Baştan dedik ya.. Damara giren siyasetin, boş kalınca ortada fol yok, yumurta yokken ürettiği engin imgeler...
Başbakanlık'ta durum Başbakanlık binasına gelince.. Bürokratların hazırladığı yasa tasarılarının, Başbakanlık'ta büyük değişikliğe uğratılmasından bakanlar rahatsızmış... Hükümetten tasarı olarak gelen bazı yasaların, bakanlar ve AKP milletvekillerinin verdiği çok sayıda önerge ile komisyonlarda değiştirilmesinin nedeni buymuş... Başbakanlık da komisyonlarda "bu değişiklikler neden yapılıyor" diye yakınıyormuş. TCK'da olduğu gibi, değiştirilmesine rağmen, tekrar değişik çalışmasının gerekçesi bundan kaynaklanıyormuş. Bazı bakanlar, "Bir tarafta Sezer, diğer tarafta Başbakanlık bize çift dikiş yaptırıyor" diye yakınıyormuş... Dedik ya, Ankara boş kalınca "makro" düşünüyor. ...mış mıymış... muş muymuş...
|