Yargı ile hükümetin ipi Telekom'da kopacak
Çok açık ve çok net; Türk Telekom'da dananın kuyruğunun kopacağı nokta Danıştay sürecidir. AK Parti Hükümeti'nin yargıyla karşı karşıya gelmesinde kendine özgü bir misyon üstlenecek olan Danıştay süreci bize gore, "siyasetin" rotasını belirleyecek. Sakın ola; abarttığımızı düşünmeyin. Niye mi? Türk Telekom, büyük lokma. Türkiye'nin özelleştirme yolculuğunu, siyasetçinin erken seçim rotasını çizer de ondan.
Türk Telekom'dan gelecek para iktidar için seçim yatırımıdır. Öyle ya; OECD kriterlerine göre dünyanın 18'inci büyük ekonomisine sahip Türkiye'de büyük lokmayı özelleştirmek kime nasip olmuş ki? Kolay mı! Bu kriter bizim birinci ligde koştuğumuzu gösteriyor. Ama gelin görün ki; beş yılda bir krizlerle boğuşan Türkiye, en değerli şirketini birinci ligde koşan bir ülke şirketine değil, üçüncü ligde yarışan ülke şirketlerine satıyor.
Başbakan Yardımcısı Abdülllatif Şener de açık açık konuşuyor. Diyor ki: "Türkiye Arjantin olabilir." Hay aksi şimdi nereden çıktı bu? Tam da Türk Telekom'un Bakanlar Kurulu'nda bol bol konuşulacağı bir günde. Gizliden gizliye iktidar içinde muhalefet yapma stratejisi mi? Yoksa hükümet içi danışıklı döğüş mü? Anlamak mümkün değil. Ama anlaşılır olan bir nokta var. Gelin hafızanızı zorlayın. Ve; tam 11 yıl öncesine dönün.
Tansu Çiller, Başbakan. Mümtaz Soysal milletvekili. Ve Türk Telekom özelleştirmesi tartışması yine manşetlerde. Mümtaz Soysal, Türk Telekom'un özelleştirilmesiyle ile ilgili Anayasa Mahkemesi'ne iptal başvurusu yapılacak. İmza lazım. Hoca diyor ki; "Kamu yararı, hukukun üstünlüğü, Anayasa'ya uygunluk." Solcu hocaya kimler destek veriyor derseniz, liste belli; Salih Kapusuz, Mehmet Elkatmış, Zeki Ergezen, Edip Safter Gaydalı, Abdüllatif Şener, Mustafa Baş. Hepsi imza atıyor, destek veriyor. Edip Safter Gaydalı ANAP'lı. Diğerleri Refah Partisi milletvekili. Şimdi ise AK Partili. Refah Partili olarak yüzde yüzüne 20 milyar dolar değer biçilen Türk Telekom'u Çiller'e sattırmadılar(!) Ama şimdi Türk Telekom'un yüzde 55'ini 6 milyar 550 milyon dolara güle oynaya sattırıyorlar Enteresan değil mi?
Şener, "o gün attığım imzanın arkasındayım" diyor. Acaba diğer vekiller ne düşünüyor? Bilmiyoruz ama Şener açıklıyor; "Yapılan her işin anayasal düzene, hukuk düzenine uygun olması lazım. 1994'te PTT'nin T'si ile ilgili konu; Anayasal hukuki düzene uygun değildi. 1982 Anayasa'sının 47'inci maddesi devletleştirmeydi. 1999 Ağustos'unda yapılan değişiklikle devletleştirme ve özelleştirme aynı maddeye yerleşti. Sorun çözüldü. Üstelik PTT'nin T'si tekeldi. Telekom hizmetleri serbestleşmemişti. Mobil telefonlar yoktu." İşin çarpıcı yanı bugün değişen ne? O gün hukuki gerekçelerle Mümtaz Soysal'a hak verenler bugün ne diyecekler, merak ediyoruz. O gün ekonomik gerekçeleri göz ardı edenler, bugün ekonomik gerekçelerle Türk Telekom'u satıyorlar! Bakıyoruz. Oysa hem hukuksal altyapı hem ekonomik gerekçelerle sağlıklı bir telekom özelleştirmesi yapılamaz mıydı? Elbette yapılırdı.
Kısacası; bu noktada Türk Telekom'la ilgili Danıştay görüş bildirir, onay vermez. Ama "kamu yararı" konusu yepyeni bir sürecin habercisi olur. Çünkü Kamu İşletmeleri Geliştirme Merkezi kolları sıvadı. Mümtaz Soysal ve ekibi çalışıyor. Seydişehir Alüminyum'da başlatılan "kamu yararı" konusu aynen Türk Telekom için de kullanılacak. Ve ister istemez "kamu yararı" konusunda farklı bir hukuki süreç başlayacak. Dilekçeler verilecek, yargı savaşı büyüyecek. Türkiye'nin en değerli mücevheri Türk Telekom kum fırtınasında uçup gidecek! Olacak iş mi?
|