|
|
|
|
|
Çocuklarımız için bu ayıbı durdurun
|
|
"Dev ilaç şirketleri Türk çocuklarını Afrika'daki gibi kobay yapacak".
Çocuklar üzerinde tıbbi deney yapılmasına imkân veren maddeyi sessizce TCK'ya sokan Adalet Komisyonu üyeleri "Doktorlar istedi, yaptık" dediler.
Konunun uzmanı Dr. Onursal Cin ise, "Yabancı ilaç firmaları böyle istiyor. Ülkelerinde yapamadıkları deneyleri 100 dolara çocuklarımızda yapıyor" görüşünde.
Çocuğu bu 'madde'den kesinlikle uzak tutun
Yeni TCK'da çocukların kobay olarak kullanılmasına izin veren 90. maddedeki değişiklik tartışma yarattı. Konunun uzmanı Dr. Onursal Cin uyarıyor: "Çocuklarımızın üzerinde ruhsatsız ilaçları deneyecekler".
Dün, TCK Kadın Platformu kurucusu avukat Hülya Gülbahar'ın tüylerimizi ürperten iddialarını manşete taşımıştık. Gülbahar diyordu ki " Sağlıklı çocukların kobay olarak kullanılmasına izin veren madde, yabancı dev ilaç şirketleri devreye girince TCK'ya sokuldu. Çocuklar üzerinde tıbbi deneyleri kısıtlayan madde Adalet Komisyonu'nda sessiz sedasız değişti. İki yabancı ilaç firması komisyon üyelerine 'Niye sağlıklı çocuklar üzerinde deney yapılmalı?' başlıklı bir rapor verdi." Hülya Gülbahar'ın iddiaları yabana atılır cinsten değildi. Peki ne olmuştu da yasada sessiz sedasız değişiklikler yapılmıştı? Adalet Alt Komisyonu'nda zaman zaman tartışmalara neden olan "İnsan Üzerinde Deney" başlıklı 90. Madde 31 Mart 2005'te Meclis genel kurulunda kabul edilmişti. Bugün görüşlerini sorduğumuz, CHP'li üyeler, alt komisyonda "Türkiye gibi gelir düzeyi düşük ülkelerde bu kötü kullanılır" diye itiraz ettikleri madde değişikliğini farmakoloji uzmanlarını dinledikten sonra kabul ettiklerini söylüyorlar. Bu arada "Çocukların üzerinde deney yapılmasını nasıl kabul ettiniz?" sorusunu yönelttiğimiz milletvekilleri öfkeliydi. Avukat Hülya Gülbahar'ın iddiaları ise başta teklif sahibi AKP Tabzon Milletvekili Cevdet Erdöl olmak üzere kanunun çıkmasına katkı yapan milletvekillerini kızdırmış anlaşılan. Milletvekilleri, "Bilimin gereğini yaptık. Uzmanlar, doktorlar, bilim adamlarının istediği bir düzenlemeydi" diyerek yapılan değişikliğin doğru olduğu görüşünde ısrar ettiler. Peki başta son derece sakıncalı bulunan bu madde ne oldu da değişti? Onu da anlatalım.
GELİR DÜZEYİ DÜŞÜK ÜLKELER "İnsan üzerinde deney" başlıklı 90. maddede "İnsan üzerinde bilimsel deney" yapılmasından söz ediliyordu. Çocuklarla ilgili bir düzenleme bulunmuyordu. Bunun üzerine AKP Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl bir kanun teklifi hazırladı. Teklifte çocuklar üzerinde bilimsel çalışma yapılması, şartlarla kabul ediliyordu. Teklif, Adalet Alt Komisyonu'nda tartışmalara neden oldu. CHP'li üyeler, "Gelir düzeyi düşük Türkiye gibi ülkelerde bunun kötüye kullanılabileceği" gerekçesiyle yoğun itirazda bulundular. Ancak, ana Komisyonda CHP'liler de nedense değişikliğe sıcak baktılar. Alt komisyon üyesi, CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, gerekçeyi şöyle anlattı: "Alt komisyonda 'Çocuklar üzerinde tıbbi deney yapılmasın' dedik. 'Türkiye gibi gelir düzeyi düşük olan ülkelerde çocuklar kobay olarak kullanılıyor, üzerinde tıbbi deney yapılıyor' diye istemedik. Adalet komisyonunda farmakoloji hocaları geldi tıp fakültelerinden. Bu hocalar 'tıbbi deney' deyince bunun içine aşı da girer. Aşılar mutlaka çocuklar üzerinde denenir, yetişkinler üzerinde denenmez. O zaman Türkiye de hiçbir yeni aşı geliştirilemeyecektir. Bütün dünyada belli koşullar var, o koşulların olması lazım. Aşılar özellikle çocuklar üzerinde denenir' dediler. Bunun üzerine anne babanın onayı ile yapılabilir konuldu." Komisyon üyesi milletvekillerinin de dediği gibi bu karar çocukların sağlığı için alınmıştı. Tamamen zararsızdı yani! Komisyonda tartışmalar yaşanırken söz alan CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç'un sözleri, ki meclis tutanaklarına da geçmiştir, bu iddiayı destekliyor. Ne diyor Haluk Koç? "Bakın deney deniyor. Ben deney sözüne itiraz ediyorum. Deney denince, insanlar sanki o en sevimli, en kıymetli varlıklarımızın bir meta gibi, bir araç gibi, deney olarak kullanıldıklarını algılıyor. Bu yanlış. Burada belirtilen deney sözü, çoğunlukla bir ilaç uygulamasıdır yoksa acı çektirici bir başka olay süreci değildir. Yeni geliştirilen ilaçlar bu süreçlerden geçtikten sonra ancak ilaç ruhsatı alabilirler. Bütün ilaçlar bu aşamadan geçmiştir. Bunda çelişki görecek, korkacak, ürkecek herhangi bir şey yoktur."
RUHSATSIZ İLAÇLAR KULLANILIR Türkiye'de canlı denekler üzerinde yapılar araştırmaları arşivleyen ve bu konuda bir çok çalışması bulanan Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Onursal Cin'in söyledikleri ise milletvekillerinin "Doktorlar istedi, biz yaptık" bahanesini doğrular nitelikte değil. "Öncelikle size ilaç olmaya aday bir kimyasal maddenin ilaç olma sürecinde hangi klinik çalışmalardan geçtiğinden söz etmek istiyorum. İlk çalışma hayvanlar üzerinde. İkinci çalışma insan denekler üzerindedir. Bu deneklerin üzerinde yapılan araştırmaların sonucuna göre ruhsata başvurulur. Yani canlılar üzerinde denenen yeni ilaçlar hiçbir zaman önceden ruhsat almış ya da denenmiş ilaçlar değildir." Onursal Cin büyük ilaç firmalarının kimyasal madde araştırmalarını gelişmekte olan ülkelere kaydırdıklarını da doğruluyor. "Türk hukukunda çocuklar üzerinde salt bilimsel amaçlı deney yapmak TCK'da sessizce değiştirilen bu madde sayesinde olmuştur. Hekimliğin temel yasa düzenlemelerinden biri olan Tıbbi Deontoloji Tüzüğü 11. maddesinde bu tip deneyleri kesin bir dille yasaklamakta, sadece iyileştirme denemelerine izin vermektedir. Özetle yasada yapılan düzenleme hekim ya da tedavi amaçlı deneylere izin vermekteydi. Niye bu kadar gürültü koparıldı?"
DEV İLAÇ FİRMALARI YAŞADI "Niye?" diye elbette Dr. Onursal Cin'e de sordum. Yanıt yine ürkütücüydü. "Yasanın bu maddesine karşı çıkan güç odağı ilaç firmalarıdır. İlaç sektörü 3. fırka ile artık sağlıklı çocuklar üzerinde deney yapamayacağı için önemli bir rant kapısını kaybetmektedir. Türk ilaç sektörü bildiğiniz gibi, tamamen dışa bağımlıdır. Bırakınız ar-ge'yi Türkiye'de akredite edilmiş ciddi bir biyo eşdeğerlik merkezi bile yoktur. Yabancı firmalar 100-150 dolar karşılığında kendi ülkelerinde yapamadıkları deneyleri çocuklarımız üzerinde yapmaktadırlar. Ayrıca bugüne kadar Türk firmaları özgün bir ilaç geliştirememiştir. Zira bunun çok pahalı ve donanım gerektiren bir iş olduğu malumdur. Bu gerçekler bizzat İlaç Endüstrisi İşverenler sendikası'nın internet sitesinde bile mevcuttur. Önümüzdeki 20 yılda Türklerin yeni ilaç bulması mümkün değildir. Bunları anlatmamdaki sebep bu yasanın Türk değil, yabancı ilaç firmalarının işine geldiğidir. Yaşadılar artık. İlaç firmalarının Afrika'daki zenci çocuklara yaptıkları deneyler şimdi Türkiye'ye taşınacak gibi gözüküyor. Çocuklarımızı koruyalım."
Şenol ATEŞ/ANKARA
|
|
|
|
|
|
|
|
|