|
 |
 |
 |
 |
|
Çiftlerin, doğum sonrasında dikkatli olması gerekiyor!
Evli çiftlerin, ilişkilerini mutlu ve sağlıklı bir biçimde devam ettirebilmeleri için dikkat etmesi gereken en önemli konulardan biri de, doğum sonrası cinsel hayat. Gerek doğumun ardından bebekle sık sık ilgilenme zorunluluğu, gerekse estetik kaygılar; yeni anne baba olan çiftlerin cinsel hayatını sekteye uğratıyor. Bu sorunların ortaya çıkmasının en önemli nedenlerinden birinin bastırılmış duygular olduğunu söyleyen uzmanlar, tedavi sürecinde psikoterapinin önemine dikkat çekiyor
Acıbadem Cinsel İşlev Bozuklukları Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Özay Özdemir doğum sonrası cinsel hayatla ilgili soruları yanıtladı:
Cinsel isteksizlik nedir? Doğum sonrasında gelişen cinsel sorunların altında neler yatıyor? Sorun ne zaman tedavi aşamasına gelir?
Cinsel isteksizlik ve ereksiyon kaybı, doğum sonrasında eşler arasında en sık görülen cinsel sorunları oluşturuyor. Doğumun ardından geçirilen uykusuz geceler, iki üç saatte bir tekrarlanan emzirme işlemi, bebeğin sık sık hastalanması derken, ailenin yaşantısı tam anlamıyla altüst olabiliyor. Bununla birlikte o güne dek sadece birbirine odaklanan çiftler, doğumun ardından neredeyse tüm ilgiyi çocuğa yöneltiyor. Bir yandan yeni bir yaşama uyum sağlamaya çalışmanın gerginliği, bir yandan da eşinden eskisi kadar ilgi görememenin yarattığı sıkıntı cinsel isteksizliğin oluşmasına yol açıyor.
Doğum sonrasında ortaya cıkan cinsel isteksizlik sorunlarında estetik kaygılar da rol oynuyor mu?
Doğum sonrasında daha fazla salgılanan ve bebeğin emzirilmesinde büyük rol oynayan 'prolaktin' hormonu da cinsel isteksizlik ve vajinal kuruluğa neden oluyor. Kadında doğal olarak bu hormonun aşırı salgılandığı emzirme dönemi boyunca, cinsel isteksizlik sorunu baş gösteriyor. Doğumla birlikte cinsel partner imajına bir de aile kavramının eklendiği düşünülürse; özellikle kadınlar annelik rolünü gereğinden fazla kutsallaştırabiliyor ve doğumdan sonra cinselliğe karşı mesafeli yaklaşabiliyor. Doğum sonrasında ortaya çıkan cinsel isteksizlik sorunlarında estetik kaygılar da son derece önemli rol oynayabiliyor. Estetik kaygılar yüzünden kendini beğenmeyen kadının sevişme sırasında zihnini sürekli bedeniyle meşgul etmesi, cinsel ilişkiden zevk almasını önlüyor. Bunun yanı sıra, eşini eskisi kadar bakımlı bulmayan erkek de cinsel yaşamdan uzaklaşıyor. Göğüsler ve vajina cinsel yaşamda erkeği en çok heyecanlandıran iki önemli bölge. Doğuma kadar sadece cinsel uyarı noktaları olarak algılanan vajina ve göğüsler, aniden bebeğin doğumunu ve beslenmesini sağlayan bölgelere dönüştüğü için; erkekler bunun sonucunda eşlerinden uzaklaşabiliyor. Ayrıca bebeğin doğumu, kadın ya da erkeğin o zamana dek bastırdığı ruhsal çatışmaları tetikleyebiliyor tetikleyebiliyor ve bu sorunlar cinsel isteksizliğe neden olabiliyor.
Disparoni nedir? Doğum sonrası gelişen disparoninin en önemli nedeni nedir?
Disparoni, kadında cinsel ilişkiye yineleyici biçimde ya da sürekli olarak genital ağrının eşlik etmesi şeklinde nitelendirilir. Bu sorundan yakınan kadınlar, acının verdiği korkuyla ilişki kurmaktan kaçınıyor. Hatta ağrının çok şiddetli olması, vajinismusa bile yol açabiliyor. Doğum sonrasında gelişen disparoninin en önemli nedeni ise, doğum yapan kadının sağlığına tam olarak kavuşmadan cinsel ilişkiye girilmesi. Bir diğer neden ise, cinsel isteksizlik sorunu yaşayan kadınlar ilişki sırasında uyarılma sorunu yaşadıkları için vajinal bölgelerinde yeterli ıslanma oluşmaması. Vajinadaki kuruluk da disparoniye, yani ağrılı cinsel birleşmeye yol açıyor. Bunun sonucunda cinsel isteksizlik daha da şiddetleniyor ve böylece bir kısır döngü oluşuyor.
KORKULAR CANLANIYOR
Vajinismus nedir?
Vajinusmus, vajinal kasların, penisin içeri girmesine engel olacak kadar sıkı şekilde kasılması olarak nitelendiriliyor. Örneğin cinsel ilişkide yeniden ağrı hissedeceği kaygısına kapılan kadın bir kaçınma davranışı olarak kendini istem dışı kasabiliyor. Bir başka neden de kadının ruhsal dünyasında yaşanan çatışmaların canlanması ile ortaya çıkan endişe, korku, kaygı duyguları oluşturuyor.
Doğumdan sonra vajinismus oluyor mu?
Olabiliyor. Buna ikincil vajinismus diyoruz. Yani kişi doğum öncesi cinsel birleşme yaşayabildiği halde sonradan bu sorunla karşılaşıyor. İki nedenden söz etmek mümkün: İlki doğum sonrasında değişmiş olan vajina yapısından (hormon düzeylerindeki değişikliklerden kaynaklanan vajina derisinde incelme, uyarılma sırasında olması gereken ıslanmanın olmayışı, kuruluk vs.) kaynaklanan fiziksel acı duymaya bir tepki olarak. Yani yeniden acı hissedeceğini düşünerek kasılma, girişe izin verememe ve kaçınma yaşanıyor. Diğeri tümüyle psikolojiktir. Kişinin o zamana dek bastırılmış olan ruhsal çatışmaları doğumla birlikte gün yüzüne çıkabiliyor (tetikleniyor) ve cinsel isteksizlikle birlikte vajinismus görülebiliyor.
Doğum sonrası ortaya çıkan cinsel sorunlar nasıl tedavi ediliyor?
Cinsel sorunların tedavisi, altta yatan nedene göre değişir. Kimi zaman kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile psikiyatristin birlikte çalışması yarar sağlıyor. Erkekte bir sorun varsa, devreye ürolog da girebiliyor. Önce kadın ve erkeğin iç dünyasında ne tür sorunlar yaşadığı belirleniyor.
Psikoterapi tedavisi nasıl yapılıyor?
Cinsel soruna yol açan faktörler tespit edildikten sonra çifte cinsel terapi uygulanabiliyor. Nefes ve gevşeme egzersizleriyle bazı cinsel egzersizler veriliyor. Genellikle 6-12 hafta sonrasında tedaviden başarılı sonuçlar alınabiliyor. Bunların yanı sıra, kadın ya da erkeğin iç dünyasında bastırılmış olan ruhsal çatışmalar ön planda ise tıbbi tedaviyle birlikte yoğun bireysel psikoterapi öneriliyor.
SEZARYENİN ETKİSİ
Hangi kadınlarda doğumdan sonra cinsel sorunlar görülüyor?
Anne olmakla ilişkili belirgin iç çatışmaları olan kadınlar hem gebelik sürecini daha zor yaşıyor, hem de doğum sonrası sorunlarla daha çok karşılaşıyor. Doğum sonrası depresyon, anksiyete (kaygı) bozuklukları ve cinsel işlev bozuklukları bu kişilerde daha çok görülüyor.
Doğum şekli doğumdan sonraki cinsel hayatı etkiliyor mu?
Evet. Sezaryen büyük bir ameliyattır. İyileşme süreci de daha uzun olacaktır. Cinsel yaşamdan kastımız cinsel birleşme ise, fiziksel açıdan kadın-doğum uzmanları her iki doğum şeklinde de altı hafta cinsel birleşmeden kaçınmayı önermektedir. Ancak bir neden sonuç ilişkisi olmamakla birlikte, klinik gözlemlerimiz normal doğum yapan kadınların daha az cinsel sorun yaşadığı şeklindedir. Şunu tekrar vurgulamak gerekir: Kast edilen, sezaryenin cinsel yaşam üzerine olumsuz etkisinden bağımsızdır. Gözlemlenen, sezaryenle doğumu seçmiş olan kadınların daha fazla sorun yaşadığıdır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
