kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Dili tam bilmeden konuşmak ve yazmak mümkündür
Muhalefet modelleri de farklıdır
ŞAKA - Adres

Dili tam bilmeden konuşmak ve yazmak mümkündür

Biz gazete köşe yazarları, tüm meslek sahiplerini işlerini iyi yapamıyorlar diye eleştiririz.
Geçenlerde bir kuşku düştü içime. "Acaba ben mesleğimin gereklerini tam olarak yerine getiriyor muyum" diye düşündüm. Bizim mesleğin en öncelikli gereği de "Türk dilini iyi bilip, yanlışsız kullanmak" değil mi?
Türkçe, gerçekten çok karmaşık bir dil. Masamın üzerinde sürekli bir Latince, bir Yunanca sözlük var. Arkamdaki kitaplığın raflarında Pars Tuğlacı'nın "Okyanus"undan başlayarak sayısız sözlükler bulunmakta. Osmanlıca, İngilizce, Rusça, Arapça, Fransızca, Almanca, Farsça sözlükleri de el mesafemde tutarım hep. Dilimizde her gün kullanılan kelimelerin kökenlerine, ancak bu şekilde inebilirim.
Ama yine de kendimi yetersiz buluyorum. Babamın kuşağı lise sona kadar hem Farsça, hem Arapça, hem Almanca, hem Fransızca öğrenimi görmüş Türkçe'nin yanında. Arap alfabesini de, Latin harflerini de bilirler, Osmanlıca da yazıp, okurlarmış.
Biz sade Türkçe öğrendik. Dilimize yerleşmiş kelimelerin kökenlerini pek bilmiyoruz. Çok roman falan okuduysak, el yordamıyla doğru kullanmaya çalışıyoruz kelimeleri.
Hayati Develi'nin "Osmanlı Türkçesi Kılavuzu" kitabına takıldım geçen gün. Bu gün çoklukla kullandığımız kelimelerin kökenlerine, türevlerine inmeye çalıştım. "Aksam-ı Seb'a", "Sıfat-ı Müşebbehe" gibi kavramlara girdim. Size bazı örnekler vereyim. Bunlara bakarak "Türkçe'yi ne kadar biliyorum" sorusuna cevap verin kendinizce.
- Arapça'da "Yaklaşmak" fiilini K, R, B asli harfleri oluşturuyor. Bunlardan türeyen bazı kelimeler arasında "Kurban" ve "Akraba" da var.
- Arapça'da "İlm", ilim, bilgi anlamına geliyor. Bundan türeyen "Talim" öğretmek, "Alim" bilgin, "Malum" bilinen, "Muallim" öğretmen demektir.
- "Ketebe" (yazdı) fiilinin türevleri "Katib" (Yazan), "Mektub" (yazılan)dır. Bunun gibi Arapça'daki "öldürdü" kelimesinin karşılığı "Katele"dir. Bu durumda öldüren "Katil", öldürülen ise "Maktul"dur.
- Her gün kullandığımız kelimelerin kökenlerini biliyor muyuz dersiniz? "Cehl" bilgisizliktir. Cahil ve meçhul, bunun türevleridir. "Sarf" harcamadır. "İsraf" boş yere harcamadır. "Kerem" cömertliktir, "İkram" ağırlamaktır.
- Şekil (Şekl)- Teşkil, Yalan (Kizb)- Tekzib, Büyük (Kebir)- Kibar (Büyükler), Olgunluk (Kemal)- Tekamül, Geçme (Sebkat)- Müsabaka, v.b.
Hiç "Esmer"in "Sumret"ten geldiğini, bağlanış anlamına gelen "İtikad"ın kökeninde "Akd"ın olduğunu, "Ebleh"in Arapça'da aptal anlamına gelen "Belahet"ten türediğini, "Ahmak"ın bönlük karşılığı olan Arapça'nın "Humk"undan çıktığını, bu kelimeleri kullanırken aklınız getirdiniz mi?
Arapça'da "Culus" oturmak, "Meclis" de oturma yeri. Mescid secde edilen yer. "Gafr" örtme, "Miğfer" de başlık. "Zibl" çöp, mezbele çöplük. "Veladet" doğum, milad doğum zamanı.
Hayati Develi'nin kitabında Farsça kelimeler ve Osmanlı Türkçesi'nden örnek metinler de var ama bunlara yerimiz kalmadı.
Ne dersiniz. Konuştuğumuz, kültürümüzün en temel öğesi olan dilimizi biliyor muyuz, kelimelere hakim miyiz? İki kuşak önce yazılanları anlayabiliyor muyuz?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Her gün alfabeye yeniden başlamak bıktırıyor   / 07-07-2005
 Bütün uluslararası gerginlikler böyle olsa   / 06-07-2005
 Büyükelçi olabilen diplomatı emekli mi edeceğiz?   / 05-07-2005
 Mutlaka okunması gereken üç kitap   / 04-07-2005
 Mesleki alınganlıklarda ölçü kaçmamalı   / 03-07-2005
 "Hortumcuları koruyorsun suçlaması" fobisi...   / 02-07-2005
 Petrol fiyatı Kral Fahd'ın sağlığına da endeksli   / 01-07-2005
 Türkiye'de malın Karadeniz'de gemin Romanya'da karın   / 30-06-2005
 Hakan Şükür kimlere gol atamaz?   / 29-06-2005
 Eleştirilmeyi hangi iktidar sever ki?   / 28-06-2005
EMRE AKÖZ
Utandıran yavaşlık
Salı günü mimar Prof. Ahmet...
MEHMET BARLAS
Dili tam bilmeden konuşmak ve yazmak mümkündür
Biz...
İLKER SARIER
Ders çıkarma hastalığı
Bizim medyada meslektaşların...
SAVAŞ AY
Ahmet Özhan'ın solaryum masrafı ve TRT
Pandora'nın...
MAHMUT ÖVÜR
'Cumhuriyet karşıtlığı yok'
İstanbul Şehir Rehberi'nde...
HINCAL ULUÇ
Trafik mi?.. Ört ki ölem!..
Bebek'ten Ortaköy'e...
250 bin euro kaldı
250 bin euro kaldı
10 numara arayan G.Saray, Partizan'ın orta sahası Sasa İliç'le...
Papatya falı
Papatya falı
Kovaçeviç ve Biscan'ı alamayan Beşiktaş, Zurawski'yi de Celtic'e...
Son söz Meclis'indir
TBMM Başkanı Arınç türban ve laiklik konularında isim vermeden...
Krizin gözü kör olsun
Koalisyonlar istikrarsızlığın tohumlarını ekti. Ve o tohumlardan da...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu