kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Antep Kadısı'nın kayıtları
Beş asırlık hukuk öyküsü

"Ahlak Oyunları" adlı kitap, 1540'taki mahkeme kayıtlarıyla dönemin toplumsal yaşamına ışık tutuyor.

Barış Gönüllüsü olarak 1960'larda Türkiye'ye gelen Prof. Leslie Peirce, Ayntab (Antep) sancağındaki mahkemenin bir yıllık kayıtlarıyla Osmanlı adalet sistemini, kadınları, cinselliğe bakışı inceliyor.


Antep Kadısı'nın kayıtları

40 yıl önce Barış Gönüllüsü olarak Gaziantep'te bulunan Prof. Leslie Peirce'ın kitabı Ahlak Oyunları, 1540'lardaki mahkeme kayıtlarıyla toplumsal yaşama ışık tutuyor.

Berkeley Üniversitesi'nden bir kadın profesörü, 1541 yılının Ayntab'ına yani Antep'e sürükleyen ne olabilir? Beş asır önce bu Osmanlı sancağına gelen Kadı Hüsamettin'in öyküsü, patlayan cinsel ahlaksızlık davaları ve Osmanlı adalet sistemiyle bu kadın tarihçiyi nasıl bir tesadüf buluşturabilir? Bunun için 40 yıl geriye gitmek, Kennedy'nin Barış Gönüllüleri'nden biri olarak Güneydoğu'da aylarını geçiren 21 yaşındaki Leslie Peirce'ın "gönül borcuna" göz atmak yeterli. Leslie Peirce de o çok tartışılan binlerce Barış Gönüllüsü'nden biri olarak 1961 yılından itibaren Anadolu'yu karış karış gezip ülkesine pek çok demografik ve sosyolojik bilgiyle döndükten sonra Ortadoğu ve özellikle de Türkiye üzerine uzmanlaşan tarihçilerden biri. Gaziantep'te kaldığı sürede aralarında sonradan Milli Eğitim Bakanı olacak ve "Oyarım ben o Talim Terbiyeyi" sözüyle siyasi tarihte iz bırakacak Vehbi Dinçerler gibi isimlerin de bulunduğu pek çok dostluk edindi. Lisans eğitimini Harvard'da, doktorasını Princeton'da tamamlayan Peirce halen Berkeley Üniversitesi'nde öğretim üyesi. Osmanlı ve Ortadoğu tarihi üzerine çalışan Peirce 1998 yılında Türkçe'ye de çevrilen ilk kitabı Harem- i Hümayun'la Türk Araştırmaları Derneği tarafından verilen M. Fuat Köprülü "En İyi Kitap" ödülünü aldı. 2001 yılında tamamladığı Morality Tales ise hem aynı ödülü ikinci kez aldı hem de Ortadoğu Araştırmalı Derneği tarafından Albert Hourani "En İyi Kitap" ödülüne değer bulundu.

MAHKEME, HUKUK VE İNSANLAR
Türkçe'ye Tarih Vakfı tarafından geçtiğimiz günlerde "Ahlak Oyunları" adıyla çevrilen kitap Osmanlı şeriye sicillerine dayanarak Ayntab yani Antep mahkemesinin bir yılını eksen alıyor. Ancak kitap bundan ibaret değil. Profesör Peirce bu eksenden yola çıkarak yerel yargı kültürünü, Ayntab halkının mahkeme üzerinden rejimle kurdukları ilişkiyi ve özellikle de kadınların hukukla karşılaşmalarının iz düşümünü inceliyor. Kitapta "çocuk gelin İne'nin ailevi açmazı", "Öğretmen Haciye Sabah'ın din sapkınlığı" ve "Köylü kızı Fatma'nın hamileliği"ne ilişkin üç öykü var. Bu öyküler kadınların hukukun çetrefil yollarındaki maceralarını anlattığı kadar, adalet, toplum ve imparatorluk gibi sorulara de cevaplar barındırıyor. Antep'e, dönemin bu düzenli Osmanlı sancağındaki mahkemenin 1540-1541 tarihleri arasındaki faaliyetine odaklanan bu mikrotarih çalışması iç içe geçmiş üç izlekten oluşuyor. Peirce bu izlekleri "mahkeme ile mahkemeye işi düşenlerin ilişkisi, hukuk ortamına yansıdığı kadarıyla kadın erkek ilişkileri ve Osmanlı yargısında Ayntab'ın yeri" olarak sıralıyor. 1540'ların Aralık ayında mahkemeye gelen bir davada kadı çocuk yaştaki bir kızın anlattıklarını kayıtlara geçirdi. İne isimli bu çocuk-gelin Tanrıvirdi adlı çocuk yaştaki damatla birlikte babasının evinde oturuyordu. Ancak çocuk gelin İne mahkemede damadın babasının kendisine tecavüz ettiğini anlatıyordu. Ancak damadın babası daha önce namuslu bir adam olarak tanınıyordu ve İne de bu olaydan önce adamın kötü niyetinden hiç söz etmemişti. Bu dava damadın 1000 akçe değerindeki hediye ineği geri alması ve mahkeme önünde "İne'yi üçten dokuza boşadım" demesiyle sonuçlandı. Ayntab kadısının önüne 6 Haziran 1541 tarihinde gelen bir başka davada sanık Haciye Sabah adlı bir kadın öğretmendi. Haciye Sabah evinde kızlar için açtığı din dersi sınıfında erkeklerin de bulunmasına izin vermişti. Kadın onların kızlara ders vermesi için tuttuğu erkekler olduğunu söylüyordu. Ancak mahkeme kadın ve erkeklerin bir araya getirilmesini "yasaya aykırı ve akıl almaz" olarak değerlendirmişti. Kadın halkın önünde aşağılanma ve kentten kovulma cezasına çarptırıldı. Ancak Haciye Sabah'ın öyküsü burada bitmeyecekti. Sonradan ortaya çıkan iki komşunun tanıklığı derslerde sapkın öğretilerin uygulandığı kuşkusunu ortaya çıkarmıştı. Bu tanıklara göre kızlar kendilerini zikre o kadar çok kaptırıyordu ki küçük bir kız sallanırken kendinden geçip damdan düşmüştü. Komşuların tanıklığına bakılırsa bu kuşkulu olayların içinde "cinsel uygunsuzluk" şüpheleri de vardı. Bir yıl boyunca beş cinayet, iki toplu ırza geçme ve sayılamayacak kadar zina, ve iftira olayının yaşandığı şehirde bu sansasyon yaratan bir suçtu. Haciye Sabah on iki peşli kırmızı başlık giydikleri için "Kızılbaş" olarak adlandırılan ve sapkın olarak nitelenen Safevi müritlerinden biri olmakla suçlanıyordu.

KIZLARLA ERKEKLER OYNUYOR
Mahkeme kayıtlarına bu sapkınlık bir komşunun tanıklığıyla geçmişti: "Kara Sabah adıyla bilinen yoksul kadın, aynı avluyu paylaştığımızdan bize komşu olur. Evinde kızlar, gelinler ve kadınların katıldığı toplantılar yapıyor. Nazih oğlu İbrahim'le yetişmenleri iki genci parayla tutmuş ve onu bu kızların ve gelinlerin yanına bir gözeten olmaksızın salıyor. Adama vaaz verdirdiğini söylese de, aslında uğursuz şeylerden söz ettiriyor. Bu kızlar ve gelinlerle din konusunda konuşmalar yapmasını sağlıyor. Kendi müritlerini yanına topluyor ve yasaya aykırı eyleme itiyor. Ayinlerde kızlar gelinler, kadınlar ellerini sallayarak dönüyor ve salınıp dans ederken kendilerinden geçiyorlar..." Haciye Sabah'a kadın satanlara verilen halk önünde küçük düşürme ve kentten kovulma cezası verildi. Kadı Hüsamettin bu cezayı verirken Osmanlı düzenine muhalefet eden Safevi'lerin sapkın sayılmasını soruşturmamış bir ölçüde muhalefeti dengelemişti... Meselenin arka planında farklı anlayışlar vardı ve Haciye Sabah davası "ahlaksal görüşlerin çatışması" halinde azınlığın hiçbir zaman üstünlük kazanamadığını gösteren seçkin bir örnekti. Prof. Leslie Peirce Ahlak Oyunları'na benzeri pek çok dava tutanağının satır aralarından dönemin ruhunu, çatışmalarını, cinselliğe bakışı, ahlak ve adalet anlayışını ortaya koyuyor.

Cengiz ERDİNÇ

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Fasl-ı şahane gibi bir hayat
 Avrupa'dan İstanbul'a 'Yeni Sanat'
 Hormon tartışması yeniden alevlendi
 Harvard'a giriş kapısını yapay zeka projesiyle açtı
 Ayasofya'da alarm sistemi çalışmıyor
 "Kimseyi 20 çocuğumuz olduğuna inandıramıyoruz"
 'Uzun saçla güreşmek zor ama bana yakışıyor'
 Şampiyonların huzurevi Şampiyonların huzurevi
 Chirac'ın Brütüs'ü
 Kurtköy yarışa hazır ya siz?
 Hayatın nakış ustaları ressam dostlarım
 Yıkanmayan eller mi bebekleri öldürdü?
 Hanım... Hanım... Bu çocuğun babasını da getir!
 Çernobil'den çıkan masal kahramanı
 Müzenin içinde acı Aztek çikolataları
 Hayattaki tek 11 Eylül sanığının günlüğü
 Bu kitapla babamı yeniden keşfettim
 Anadolu'nun 40 yıllık sanatkarları buluştu
 Bu üniversiteye gidenin işi hazır
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Aşk ve nefret. İnce bir çizgi...
Onlarınki gerçek bir...
MEHMET ALTAN
Perşembe ölen kim?
Perşembe günü 30 Haziran'dı... Hür...
ÖNCEL ÖZİÇER
Peki kendime 'Rüzgarın kızı' diyebilir...
REFİK DURBAŞ
Seferis, çocukluğu ile buluştu
Yorgo Seferis, 13 Mart...
O Picasso'nun gülen kadınıydı
O Picasso'nun gülen kadınıydı
Dora Maar, ünlü ressam Picasso'nun 'ağlayan kadını'ydı. Bugün 79...
Dünya mimarları İstanbul'u kurtarın
Dünya mimarları İstanbul'u kurtarın
Yabancı mimarlar İstanbul'da doğanın iyi korunmadığı, yeşilin çok az...
Basklılar yemeden günde kaç saat durabilir?
İspanya'da hep yeniliyor, içiliyor, konuşuluyor... Dinlendikten...
Sofrada başka dalında başka güzel kiraz
Rengiyle, tadıyla başdöndürücü bir meyve kiraz... Bu yıl doya doya yedik.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.