Bir Acı Sergi
Kolombiyalı ressam Botero'nun sergisinde Ebu Garib mahkumlarına uygulanan işkence var
Geçtiğimiz hafta Latin Amerikalı gazeteci arkadaşlarla Roma'da açılan Fernando Botero'nun Ebu Garib mahkumları üzerine düzenlediği sergiyi gezdik. Sergi Roma'nın merkezinde Venedik Sarayı'nda yapıldı. Açılışa da çok sayıda VIP katıldı. Roma'da ender sayıda ressam bu kadar sükse yapar. Kolombiyalı ressam Fernando Botero; Paris, New York arasında mekik dokumakla birlikte, Floransa yakınlarında Pietrasanta'da yazlarını özellikle heykel yaparak geçiriyor. Dolayısıyla İtalyan sanat ve siyaset dünyasında da "buradan biri" gibi kabul ediliyor. Yaklaşık 170 kadar eserin yer aldığı serginin Ebu Garib ile ilgili kısmı benim alışmadığım bir Botero'yu yansıtıyor. Belli ki genellikle rahat ve kıyak yaşamdan doygun, etine buduna, tırnakları kırmızı ojeli 1950'lerden kalma burjuva hanımları tuvaline resmeden Botero'nun Ebu Garib olayları karşısında vicdanı sızlamış. Aksini de düşünebilirsiniz. Yani bu kadar medyatik, dünyanın vicdanını ve demokrasi inancını sarsan bir olayı tuvale malzeme edip gündem olmak. Elbette Botero'nun yaklaşımı bu değil, zaten tabloların hepsini bir müzeye hibe edeceğini ve başkalarının acılarından tek kuruş kazanmak istemediğini de açıkladı.
TUVALDE İŞKENCE Fernando Botero'nun hoş, ironik, dingin ve bazen melankolik tablolarından sonra Amerikalıların, Ebu Garib hapishanelerinde Iraklı esirlere uyguladıkları insanlık dışı işkenceleri tuvaline taşıması gerçekten şaşırtıcı. Sanatçının bir tek üçlü eserinde (trittico) işkencecinin acımasız yüzünü görmek mümkün. Bir tek bu üçlemede cellat elini kirletmemek için giydiği eldiveni, kanlı sopası, öfkeden şişmiş ensesi ile ayakları bağlı, merhamet dilenen kurbanının üstüne çökmüş, onuru ezilmiş insanlığını yok etme çabasında. Kurbanın aşağılanmış, yarı çıplak vücudu, kırmızı gömleği, kanlı çuval geçirilmiş başı Botero'nun fırçası ile "olay burnunuzun dibinde oluyormuş gibi canlı". Botero'nun diğer bütün resimlerinde işkence yapan eller, vücutlar anonim. Belki de savaşın bütün acılarının anonim ve sıradanlığını yansıtmak için.
İLHAM NEW YORKER'DAN Botero'ya Ebu Garib'i resimlerine yansıtma ilhamını veren de "New Yorker" dergisi. Kolombiyalı ressam New York'tan Paris'e Atlantik üzerinden uçarken, "New Yorker"da okuduğu Ebu Garib üzerine bir yazıdan ve gördüğü fotoğraflardan sonra geçirdiği vicdan sarsıntısı ile harekete geçmiş. Hostesten istediği kağıtlara cebindeki kalemiyle hızlı bir biçimde konularını çizen ressam, halen "Palazzo Venezia"da yer alan resimlerinin de ilk hazırlık eskizlerini yaratmış. Venedik Sarayı'nda Botero'nun son 15 yılda ürettiği 170 eser yer alıyor. Ebu Garib ile ilgili bölüm serginin "kanlı yüreğini" oluşturmakta. Bu bölümde 15 kadar büyük formatta tablo, 30 dizayn ve suluboyalar yer alıyor. Kolombiya gibi bir ülkeden gelen ressamın şiddetin ne demek olduğunu şahsen bildiği de belli. Başkent Bogota'da 90'lı yıllarda Botero'nun bir heykeli suikastte paramparça olurken 27 kişi de hayatını kaybetti. Yine de Botero Amerika ve Latin Amerika'daki şiddetin kaynağının farklı olduğuna dikkat çekiyor. "Latin Amerika'daki şiddet cehaletten doğuyor" diyen ressam "belli bir demokrasi ve adalet modeli dayatmak isteyen Amerika'dan böyle bir sapkınlığın beklenmediğini" vurguluyor. Botero'nun son 15 yılda ürettiği eserleri Roma'da Palazzo Venezia'da 23 Eylül'e kadar sergilenecek.
|