Veli Toplantısı
Kızımın matematik öğretmeni eve haftada iki gün ödev vermek için izin isteyince aklımdan "Bu kadarı fazla" düşüncesi geçti
Geçenlerde bir veli toplantısına gittim. Veli toplantısı değil bir hayat dersiydi. Hala etkisinden kurtulamadım dersem inanın. Sadece ben değil eşim de öyle. Hafta boyunca kendi okul deneyimlerimizle kıyasladık. Üstelik ben Türkiye'de, eşim İtalya'da eğitim aldığımız için aynı tepkileri vermemiz de şaşırtıcıydı. Bizimkiler İsviçre okuluna gidiyor. Yabancı dil eğitiminden, laik eğitim anlayışına kadar pek çok nedeni var bu seçimin. Ancak benim için en önemli nedeni kocaman bahçesi var, teneffüsleri uzun ve ders dışı faaliyetler de dersler kadar önemli. Veli toplantısına dönecek olursak, bizim ilkokul birinci sınıftaki kızımızın matematik, İtalyanca ve rehber öğretmenleri ile beraber 2 saatlik bir toplantı yaptık ki zannedersiniz ki doktorasını hazırlayacak. İtalyanca hocası elinde birtakım grafiklerle gelerek yıl boyunca okuma, dinleme, dikte, yazı ve benzeri konulardaki gidişatını göstererek bunları yorumladı. Aklıma, Gelibolu Gazi Osman Paşa İlkokulu'ndaki sınıfa asılı bir kartona çizilmiş elma ağacımız geldi. Biz okumayı söktükçe bu elmalar hafif hafif kızarırdı. Okumayı bir türlü sökemeyen ufaklıkların ise bazen kulakları çekilir, bazen de kafaları tokuşturulurdu. Alman okulunda okuyan eşim ise öğretmenleri Herr Kuch'un, laf anlamayanlara aşağı yukarı aynı muameleyi çektiğini hatırlıyordu. Toplantıda matematik öğretmenleri Frau Keller de yaklaşık 1.45 dakika süren öğlen arasında kızıma nasıl 10 dakika "özel ders" verdiğini anlattı. 'ZEN' ÇOCUKMUŞ Bu arada dikkatsizliğinden ortak bir biçimde öğretmenlerle yakınırken, rehberlik hocası şeytanın avukatlığını yapmaya başladı. "O çok 'zen' bir çocukmuş, öncelikleri ve değerleri bizden farklıymış, doğal ritmini bozmadan kaldırabileceği kadar ders vermek lazımmış". Bu arada matematik hocası bizden haftada iki kere eve ödev vermek için izin aldı. Çünkü genelde ev ödevi vermek yasak. Rehberlik hocası, matematik hocasını "fazla ödev verme" diye uyardı. İçimden "bu kadarı da fazla, bunlar ya bizimle dalga geçiyor, ya da tiyatro yapıyorlar" diye geçirdim. Bizden de epey bilgi topladılar. Ellerimizdeki verileri birleştirdik. Analizler, yorumlar yapıldı. Bir çocuk etrafında bu kadar "beyin fırtınası" koparmak da nesi. Toplantı sonunda önümüzdeki sene başında kızımın da katılacağı bir toplantı önerdiler. Ulaşması gereken hedefleri beraber konuşup, öğretmenleri ile beraber kendisine destek olacağımızı söyleyeceğiz. Maksat veledi gaza getirip, ne kadar ciddiye aldığımızı göstermek. "Dünya tersine döndü galiba" derken bir yandan da iyi ki dönmüş diye düşünüyorum.
|