TMSF Başkanı Ertürk, "Fon'la yapılan anlaşmanın suç delili olarak kabul edilmesi, tahsilatı zorlar. Protokol yapanlar, bunu bozarsa ne olacak" dedi.
Yeni Bankacılık Kanunu Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülüyor. Bundan tam 6 yıl önce yine banka sektörünü adam etme iddiasıyla kanun hazırlığı vardı. Bugünün iddiası ise geleceği kurgulamaktan çok tepkisel bir yaklaşımla geçmişle hesaplaşmaya dönük. TMSF ile ilgili maddeler bu hafta ele alınacak. En kritik noktalardan birini Fon'la borç ödeme protokolü imzalayan "batık banka patronları"nın kaderi oluşturacak. Sümerbank'ın eski sahibi Hayyam Garipoğlu'nun, TMSF'ye "350 milyon dolar ödeyeceğini" beyan etmesi, ilgili mahkeme tarafından "suçun ikrarı" olarak kabul edildi. Bu karar, TMSF'- nin tahsilat tahminini de ilgilendiriyor. Meclis'te görüştüğümüz TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, şunları söyledi: "İş planımızı zora sokan bir karar. Fon'la yapılan anlaşmanın suç delili sayılması neredeyse Fon'un tahsilat işini bırakması anlamına geliyor. Borçlu, 'İmzaladığım belge aleyhime dönecekse neden anlaşma yanaşayım?' diyecek. Protokol yapanlar, ödemelerini aksatır veya anlaşmayı bozarsa ne olacak?" Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ise konuya bir başka açıdan yaklaştı ve "TMSF protokolü neden suçun belgesi olsun ki? Aslında bir ihtilafın giderilmesi olarak değerlendirilmelidir" dedi.TMSF, 5020 sayılı yasanın verdiği süper yetkilerle şimdiye kadar Uzanlar, Erol Aksoy ve Ali Balkaner'in tüm mal varlığına el koymuştu. Bu karar dün de Murat Demirel için alındı. TMSF Başkanı Ertürk, cumartesi günü yasa müzakereleri sürerken, sürpriz bir şekilde Ankara'dan ayrılmıştı. Ertürk, şirketlere el koyma kararlarının handikaplarını sorduğumuzda ise "Bu işlemleri tesis etmemiz hukuki bir zorunluluk. Örneğin, Balkaner hakkında mahkumiyet kararı verilince borç ödeme projesinin muhatabı kalmadı" demişti.
KARARDAKİ EŞİTSİZLİK Bankacılık Kanunu'nun merak uyandıran bir diğer yönü ise İnterbank'ın eski sahibi Cavit Çağlar ile diğer eski banka patronlarının konumunda düğümleniyor. Banka hakim ortaklarının işlediği suç aynı olmasına rağmen Çağlar, "dolandırıcılıktan" hüküm giydi. Ancak yeni Ceza Kanunu'nda getirilen "etkin pişmanlık" hükmünden yararlandı. Kamuya verdiği zararı ödeme sözü vermesi ve TMSF'nin rızası ile cezası üçte iki oranında indirilip tecil edildi. Yani hapse girmekten kurtuldu. Diğer patronlara ise Bankalar Kanunu'ndaki "zimmet suçu"na dayanılarak dava açıldı. Kanun, bu suç için 6-12 yıl hapis cezası öngördüğü için mahkumiyet kararı kesinleşenler TMSF ile protokol yapsa dahi içeri atılacak. Bu durum Meclis'in de dikkatini çekti. Ancak, "Hortumcular affediliyor" sendromu nedeniyle eşitlik ilkesini zedeleyen bunu giderme aşmasında ihtiyatlı bir yaklaşım hakim. TMSF, tahsilat çabasıyla yakından ilintili olduğu için diğer patronlara da "etkin pişmanlıkla ceza ertelemesi getirilmesine" mesafeli durmuyor. BDDK, olaya taraf olmadığını düşünüyor. İlgili bakan Şener ile Plan Bütçe Komisyonu'- ndaki AKP'liler ise "Sorun Bankacılık Yasası dışında çözülmeli" veya "Tasarıya bir geçici madde eklenerek muhalefetin de katkısı ile adım atılmalı" seçeneği arasında gidip geliyor.