100 vekilin hesabı...
Baraj şartı olmadan, 100 milletvekilinin partilerin aldıkları oya göre dağıtılması, "temsilde adaleti" sağlar mı? TBMM'de temsil edilen siyasi parti temsilcilerine göre evet... Ancak, bunun tersi görüşü savunanlar da var. Bunlardan biri de SHP lideri Murat Karayalçın. SHP'nin dün yapılan 2'inci Olağan Kurultayı'nda Karayalçın, formülü "Demokrasiye sığmaz" diye niteledi. Karşı çıkışını şöyle gerekçelendirdi: "Bir partinin yüzde 1 oyu; 400 bin oy demektir. Bir parti, 400 bin oy ile bir milletvekili çıkaracak, diğeri 4 bin oy ile bir milletvekili alacak. Ben bunu kabul etmiyorum, bu böyle biline..." Karayalçın'ın hesabına göre 100 milletvekili de toplam seçmen sayısına göre dağıtılacak. Yani, 40 milyon seçmen üzerinden hesaplandığında, yüzde bir; 400 bin oya denk gelecek. Örneğin, bu formül geçen seçimde uygulanmış olsaydı; Oyların yüzde 1'inden fazlasını alan DSP (%1.22), YTP (%1.15) ve BBP (1.02) Meclis'e bir milletvekili dahi gönderemeyecekti. Çünkü 400 bin eşiğinin altında kalmışlardı. DSP 384 bin, YTP 363 bin, BBP de 322 bin oy almıştı. Buna karşın, AKP ve CHP ile birlikte, baraj altı kalan DYP, MHP, GP, ANAP ve SP, 100 milletvekilini paylaşıp Meclis'e girecekti.
Çiçek'in hesabı Her ne kadar Başbakan Erdoğan, 100 milletvekilinin dağılımına ilişkin Karayalçın'ın hesabı bağlamında bir formül getirmedi. Erdoğan, hafta içindeki açıklamasında, "Yüzde 1 alan da 1 milletvekili ile temsil edilsin" demekle yetindi. Ancak, bu hesabın Erdoğan'ın söylediği gibi mi, yoksa Karayalçın'ın okuduğu gibi mi olacağı konusunda AKP'de de farklı görüşler var. Nitekim, Adalet Bakanı Cemil Çiçek sohbetimizde, "100 milletvekili dağılımının iyi formüle edilmesi gerekir" dedi. Çiçek, AB'den yüzde 10 barajının aşağı çekilmesine dönük talepleri de anımsatarak devam etti: "Yüzde 10 barajını koruyalım diyorsak, 100 milletvekilinin dağılımına ilişkin formül AB'den gelen talepleri de belirli oranda karşılar. Çünkü, AB ülkelerinde yüzde 7 ile yüzde 5 arasında baraj uygulanıyor.Ancak 100 milletvekilinin dağılımına ilişkin hesabı da iyi yapmalıyız, koalisyonların kapısını tekrar açmamalıyız. Temsilde adalet derken, tek parti iktidarıyla yakalanan yönetimde istikrarı da bozmamalıyız." Çiçek, bir şart daha koştu: "Anayasa, Siyasi Partiler ve Seçim yasalarında değişiklik yapılırken, bunun seçim geliyor diye algılanmaması lazım..."
Arınç: Hazırım 1995 seçimlerinde uygulanması için hazırlanan 100 milletvekili formülü Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olsa da AKP'nin gündeminde sürekli yer almıştı. TBMM Başkanı Bülent Arınç da AKP kurulduktan hemen sonra Grup Başkanı sıfatıyla formülü tekrar gündeme getirmişti. Arınç, önceki gün DYP lideri Mehmet Ağar ile birlikte sohbet ederken, "Bu formülü biran önce uygulamaya koymalıyız" dedi. Arınç, gerekçesini de şöyle dile getirdi: "Birileri sürekli baskıyla bir şeyleri bize yaptırmadan, bizim de bazı şeyleri yapabildiğimizi göstermemiz lazım. Yoksa, yine baskıyla bir şeyler yapıyor olacağız..." Arınç'ın sözünü, Ağar tamamladı: "Doğru söylüyorsunuz. Maşallah; IMF, AB, Dünya Bankası diye yapmadığımız kalmadı..." Meclis Başkanı ise gelecek yasama yılının başında düzenlemeyi yapmaları gerektiğinin altını çizdi. Arınç, bu konuların konuşulacağı Uzlaşma Komisyonu'nun kurulamadığını belirterek şu çağrıda bulundu: "Öyle görüyorum ki siyasi partilerimiz formüle sıcak bakıyor. Eğer, isterlerse uzlaştırıcılık görevini üstlenmeye hazırım..." Bakalım, siyasi partiler yaz tatili sonrasında buna ne diyecekler...
|