| |
Sine-i millet
Türk siyasetinin bir çocukluk hastalığı var... Zaman zaman muhalefetten "sinei millete döneriz ha" diye bir ses yükselir... Aklımıza geliveren iki örnek: * Özal, Çankaya'ya çıkarken, böyle diyenler oldu. * Fazilet Partisi kapatılırken de. Sinei millete dönmek "topluca Meclis'i boşaltmak... Milletvekilliklerinden istifa etmek... Milletin bağrına dönmek" demek.
Günümüzde bu söylem "zevzekliktir." Hani "ağzı olan konuşuyor" diye bir TV reklamı vardı ya... İşte "öyle bir şeydir." Sinei milete döneni, millet acaba "hoş geldin" diye kucaklar mı?
1946'da çok partili sistemin ilk seçimi yapıldı. Demokrat Parti, Meclis'e girdi. İktidarda CHP vardı. Bir yıl sonra Meclis'e bütçe tasarısı geldi. Başbakan Recep Peker, bütçeyi sundu. Muhalefetin sözcüsü Adnan Menderes'ti. Menderes "adını ilk kez o tarihteki, bütçe eleştirisiyle" duyurdu. Konuşması "birkaç yıl sonra ona Başbakanlık yolunu açacak ağırlıktaydı." Recep Peker "eleştiriyi hazmedemedi." "Ölçüyü kaçıran" bir yanıt verdi: - Sayın Menderes'in, psikopat bir ruh halini yansıtan bütçe konuşması...
Demokrat Parti Genel Başkanı ve muhalefet lideri Celal Bayar ayağa kalktı. DP sıralarına döndü: - Arkadaşlar, Meclis'i terkediyoruz.
Celal Bayar'ın (ve tabii DP'nin) tavrı, "sinei millete dönmek" değildi. "Meclis müzakerelerine katılmamak" tı. Hemen Cumhurbaşkanı İsmet İnönü devreye girdi. Muhalefet lideri Bayar'ı "Köşk'te ağırladı." Başbakan Recep Peker de "ileri gittiğini kabul eden, Menderes'in gururunu okşayan" sözler etti. Ve Demokrat Parti, Meclis müzakerelerine katılmayı sürdürdü.
"O dönemde" özgür seçim yoktu. Oylar "açıkta" kullanılıyor, sayım ise "gizli" yapılıyordu. Demokrat Parti'nin, büyük kongresinde tarihi bir karar alındı: - Artık hür ve serbest seçim yapmanın zamanı gelmiştir... Demokraside esas olan gizli oy, açık tasniftir.
"Gizli oy, açık tasnif" ilkesinin kabul edilmemesi halinde, DP "ne yapacağını" da karara bağladı: Bu oyunun oyuncusu olmayacak ve sinei millete döneceğiz.
Yine Cumhurbaşkanı İnönü devreye girdi. İktidar ile muhalefet, siyasi tarihe "12 Temmuz beyannamesi" diye geçen belgeyi imzaladılar. "Hür ve serbest seçim... Gizli oy, açık tasnif ilkesinde" anlaştılar. Demokrat Parti de "sinei millete dönmekten" vazgeçti.
"O tarihte" sinei millet söylemi halkı heyecanlandırıyordu. Şimdi ise "kimse ciddiye almıyor." Çocuksu bir yaklaşımla, "sinei millet" konusunu pişirip pişirip gündeme taşımakta ne yarar var?
Siyaset, uzlaşı sanatıdır. "Sinei millet" sözünü ilk sarfedenler ile bu söyleme muhatap olanlar bile uzlaştıktan sonra...
|