|
|
Çocuklarınıza 'yapma' demeyin 'yap' anlıyor
Çocukların ailelere aykırı gelen bazı davranışları vardır. Heyecanlandığında parmağını emmek, silahlara ilgi duymak, aşırı hareketlilik gibi... Anne-babalar ise, genellikle sert tepki gösterip, kaba kuvvete başvurarak çocuklarını bu alışkanlıklardan vazgeçirmeye çalışır ...
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Yankı Yazgan, en iyi yöntemin çocuklara kurallar koymamak olduğunu, onları iyi bir şekilde gözlemlemeyi ve gerektiğinde uzman kişilere bayvurmak gerektiğini söylüyor. Prof. Dr. Yazgan, çocuklarınızla ilgili sizlerden gelen sorulara yanıt verdi... m "22 aylık bir oğlum var. Yapmasını istemediğim bir şeyi inatla yapmayı sürdürüyor. Yapma diye ısrarla söylediğim halde, o inadına yapıyor. Bunun önüne nasıl geçebilirim? 22 aylık bir çocuğa 'yap' ya da 'yapma' demeniz, aynı sonucu doğurur: 'Yapmasını'. Çocuk beyni, ne duyarsa duysun, 'eyleme geç' düğmesine basılmış gibi çalışır. Ben hiç ses çıkarmamayı öneririm. Şansınız en azından yüzde 50 olur. Tehlikeli bir durumsa, sözle vakit kaybetmeden, doğrudan müdahale etmek en kestirmesi...
İÇE KAPANIKLIĞA ÇÖZÜM "Yeğenim 13 yaşında erkek. Küçükken çok hareketliydi. Zaptetmek çok zordu. Yaklaşık altı aydır inanılmaz agresifleşti ve içine kapanık birisi oldu. Dersleri iyiydi ama şimdi ders de çalışmıyor. Asosyal mi olacak acaba? Ailesini dinlemiyor ama benimle diyaloğu çok iyi. Onu incitmeden konuşmak istiyorum. Nereden başlamalıyım? Çocuklar, hayatlarında bir dönemden diğerine geçerken, sarsıntılı değişimler yaşayabilir. Bir önceki dönemdeki hareketlilik, bir başka dönemdeki kapanıklığa dönüşebilir. Bazı çocuklar yaş dönüm noktalarını daha zorlukla aşabilir; bazıları da takılıp kalır. Yeğeninizin davranış değişikliği, üzerinde durulmayı gerektirecek bir sarsıntı sinyali veriyor. Varlığınız onun için bir kazanç; ama tek başınıza kalmayın, birileriyle akıl-fikir alışverişinde bulunun. Bir uzmandan fikir almak dahil...
"Sekiz yaşında bir kız çocuğum var. Bugünlerde kızımda sezinlediğim bir problem görüyorum. Şöyle ki, geçenlerde bir davete katılmıştık. Arkadaşlarımın çocuklarıyla oynamak istiyor. Ancak sanırım ilk tepkinin karşı taraftan gelmesini istiyor. Anlayamıyorum. Benim kızım diğer çocuklardan eksik değil, tersine fazla yanlarının olduğuna inanıyorum. Sizce neden böyle davranıyor olabilir?" Çocuklarımızın daha sosyal olmasını, aranan kişi olmasını arzu ediyoruz. Sosyal olmak kimimiz için sonradan öğrenilen, kimimiz için de yaradılıştan mevcut olan bir özelliktir. Ama, sosyal olmak bir zorunluluk mu, ne kadar öncelikli, sosyal olmamak (mahçup, çekingen olmak) ne kadar sorunlu bir durum? Her çocuk, her birey için ayrı ayrı düşünmeliyiz. Bazen de, beklemeliyiz.
SİLAHA ÖZENDİRMEYİN "Çocuğumun silah istemesi ne kadar sorun teşkil ediyor? Eline silah aldığı ve oynadığı zaman çok mutlu oluyor, ne yapmalıyım?" Tahmin edeceğiniz gibi silah tipi oyuncaklar ile yetişkinlikteki zarar verme ve şiddet davranışı arasında ilişkiler olduğu araştırmalarda gösterilmiştir. Bu elbette ki, her silahla oynayan çocuk katil ya da karısını-çocuğunu döven kişi olacak anlamına gelmez. Silaha özellikle ilgi duyan çocukların (ve büyüklerin) kendini kolay kolay emniyette hissetmeyen kişiler olabildiklerini, meseleleri kolayca üstlerine alındıklarını ya da isteklerinin gerçekleşmemesine tahammüllerinin hiç olmadığını da görebiliyoruz. Her silah taşıyan kişi böyledir, anlamına alınmaması gereken bu genellemeleri, ülkemizde dört evden birisinde silah bulunduğu gerçeği ile düşünmek daha doğru olur gibi geliyor bana. Bu tarz bir toplumsal yapıda, silah kullanmayı özenilecek bir şeymiş gibi gösteren durumlardan kaçınmak belki en uygunu... Herkesin hissedebileceği saldırgan duyguları, öfke ve kızgınlığı başkasına fiziki zarar vermeden ortaya koymayı öğrenebildiğinde, kaygı duymanıza gerek kalmaz.
"Yaramaz ve maymun iştahlı beş buçuk yaşında bir oğlum var. Yerinde durmuyor ama hiperaktif değilmiş. Bazen onu sadece tehdit ederek durdurabiliyoruz. Ne yapmalıyız?" Çocukların neredeyse beşte biri, tabiatlarının bir sonucu olarak, dur denince durmakta zorlanan, klasik yöntemlerin yeterli olmadığı, çok daha tutarlı ve düzenli bir hayat ihtiyacı olan yapıdadır. Bu tabiattaki çocukların bir bölümü 'hiperaktivite' (Dikkat dağınıklığı/aşırı hareketlilik/kendini tutamama) tanımıyla teşhis edilip, tedavi edilebiliyor. Bu tip bir tanı konması karamsarlığa düşmüş ve yolunu bulamayan birçok anne-baba ve çocuk için bir umut-fırsat da olabiliyor. En azından sizin yanlışlarınızdan ibaret bir sorun olmadığını görüp, bir uzmanın yardımıyla daha işe yarar yollar bulup çocuğunuzla ilişkinizi olumluya dönüştürme fırsatı doğuruyor. O sebeple, bu durumda çocuğunuza kazandırmak istediğiniz değer ve alışkanlıklar için hangi yolu izleyeceğinizi bir uzmandan öğrenmenizi öneririm.
|