| |
Bilkent platformu
Bugün 22 Haziran... Eğer "aksine bir karar alınmazsa" Meclis 9 gün sonra (1 Temmuz'da) tatile girecek... 2 Temmuz'da da iktidar milletvekilleri Bilkent' te toplanacaklar. Toplantının gündemi: 1 yılın değerlendirmesi. AKP'nin "Kızılcahamam kampında" milletvekilleri, Bakanları eleştirmişti. O eleştirilerden sonra "gelinen nokta" da yine 2 TemmuzBilkent toplantısında konuşulacak.
1 yıl yoğun geçti. Ekonominin global parametreleri olumlu. Ama vatandaşın cebine yansıyan bir şey yok. Yatırımlarda artış gözleniyor. Ama işsizlikte azalma yok. Hükümet yabancı yatırımcıya davet üzerine davet çıkarıyor. Ama ciddi bir yabancı sermaye girişi yok.
AB konusuna gelince... Yapılan temas, atılan nutuk, verilen söz çok. Ama ortada olumlu bir görüntü yok. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu eski komiseri, Türkiye'yi AB'ye taşıyan adam diye bilinen Verheugen bile "Türkiye'nin üyeliğinin ucu açık... İlle de tam üyelik şart değil" diye yan çizmeye başladı.
1 yıl önce Batı bizi "Ermeni soykırımı" diye sıkıştırmıyordu. Hele Almanlar'ın gündeminde "böyle bir şey" hiç yoktu. Şimdi ne oldu da "hava tersine dönüverdi?" Alman Dışişleri "675 sayfalık" bir kitap yayınladı. Fiyatı "40 euro." Konusu "Ermeni soykırımı." "Tek yanlı... Önyargılı" bir yayın. Güya Alman Dışişleri "tarihi belgeleri" açıklıyor. Kitabın "zamanlaması" ilginç. 24 Haziran'da Almanya'nın Karlsruhe kentinde "bütün eyaletlerin İçişleri Bakanları" toplanacaklar. "Bizi" konuşacaklar. Hani 2000'den sonra "çifte vatandaş" statüsünü elde eden 100 bin insanımız var ya... "Onların durumunu" ele alacaklar. Bu Türkler "Alman vatandaşlığından" çıkarılıyor. Almanya'ya "sanki bugün girmişler gibi" işlem yapılıyor. İşsiz olanlar (yüzde 25'lik kesim) Türkiye'ye dönmeye zorlanıyor. Bir yıl önce "böyle bir şey" yoktu.
AB yolculuğunda büyük güvencemiz Almanya idi. Büyük dostumuz Başbakan Schröder'di. Ama Schröder "güç kaybediyor." Rakibi Bayan Merkel güçleniyor. Ve Bayan Merkel "AB üyeliğimize karşı."
Acaba Schröder, sonbahardaki seçime kadar "derlenip, toparlanır, güçlenir mi" diye beklenirken... Partisi çatlayıverdi. Schröder'i Başbakanlığa taşıyan, onun ilk kabinesinde "süper bakanlık" yapan, sonra gidişatı beğenmeyip bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa eden, sosyal demokratların karizmatik ismi Lafontaine "yeniden kolları sıvadı." "Schröder'e karşı bir siyasi oluşumun" içinde yer aldı. Lafontaine de "AB üyeliğimize karşı."
Bir süre sonra ne olacağını söyleyelim. Avrupa'daki Türkler'e denilecek ki: - Al şu teşvik primini, ülkene geri dön, başının çaresine bak.
"Rüzgarın tersten estiği, otobüsün rampada zorlandığı" bir döneme rastlayan Bilkent toplantısını çok önemsiyoruz.
|