| |
Ben karışmam
Başbakan Erdoğan'ın, türban tartışmalarına son vermek için referanduma gideceğine hiç ihtimal vermem. Referanduma giderim haaa, demişse bile, öfkesinden söylemiştir. Yoksa, çok stratejik meselelerin halka danışılması halinde, ne tür sonuçlar çıktığını, bilmez mi başbakan. Pekala bilir. Fransa'daki Anayasa referandumu sonucunda Chirac'ın ne hallere düştüğünü, daha 15 gün önce gördük. Halkımızın sağduyusuna güvenmediğim için böyle düşünmüyorum. Sadece, kendi halinde, kendi hayatını yaşayan halkımızın durup dururken "rahatsız edilmesine" bir anlam veremiyorum. İş sadece sağduyuya, veya solduyuya kalmış olsa neyse. Ama türbanda bir karar verebilmesi için, halkımızın oturup ciddi ciddi düşünmesi gerekiyor. Nasıl karar verirsem, Türkiye için daha iyi olur? Uzun iş yani. Zor da üstelik. Yıllarca dirsek çürütmüş, mektep medrese bitirmiş adamlar bile karar veremezken, halk nasıl karar verecek? Türban ile başörtüsünü nasıl ayırt edecek? Referandum sorusu nasıl hazırlanacak? Ya türbana "evet" çıkar da, ondan sonra zıpırın biri, şimdi de erkeklerin örtünmesi konusunu referanduma götürsek mi acaba derse, ne yapılacak? Netice itibariyle, işin cılkının çıkartılmasından endişe ederim yani... Ya referandumdan çarşaf çıkarsa? Türban yetmez kardeşim, burka (Afganistan örtüsü) istiyoruz! Kadına türban, erkeğe de sakal ile şalvar! Ben şalvar giymem, karıma da türban taktırmam, taktırmaya kalkarlarsa hadise çıkartırım. "Abdera usulü" tartışmalardan da hazzetmiyorum. Derdim, böyle bir stratejik karar anında halkımızın çekeceği ıstırapla ilgili... Ya şundadır ya bunda, helvacının damında... Sonra gelsin, gazete manşetleri: İzmir, türbana yüzde 95 ile hayır dedi... Konya'dan silme türban çıktı... İstanbul ikiye bölündü. Yüzde 49 hayır dedi, yüzde 51 evet dedi. Daha sonra? Filanca devlet dairesinde, türbanlı hanımlar terfi ettiriliyor, türbansızlara işten el çektiriliyor. Bilmemne fakültesinde, başı açık öğrenciler sınıfı geçti, türbanlılar toptan çaktı. Biz zannediyoruz ki, halkın önüne sandık konulduğu zaman demokrasi olmuş oluyor. Pek demokratik bir tatmin içerisine girmiş oluyoruz. Bizde böyle, demokrasi, özgürlükleri genişlettiği için istenmez, sadece "demokrasi olsun için" istenir! Bir konu daha var: Referandumdan, türbana hayır, çıkarsa bu ideolojik argümanı kullanmaktan pek hoşlananlar ne yapacak? Ne var yani türbanı halka sorup da meseleyi bağlamakta... Şunun şurasında ikide bir türban konusu etrafında kavga çıkartıp, idman yapmıyor muyuz bir güzel? Dip not: Geçen gün, bir öğretim üyesi dostumla konuşuyorduk. Sokakta küçük bir anket yapmışlar. Avukat nedir, hakim nedir, savcı nedir, diye sormuşlar... Cevaplardan birini vereyim de, Başbakan'ın kulağında bulunsun: Bir yurttaş, "Avukat ceza verir" demiş... Peki, hakim? O daha ağır ceza verir... Peki savcı? O gene hepsinin başıdır! Allah'tan halkımıza mübaşir nedir diye sormamışlar! "Yargıtay üyesi" falan çıkabilirdi, mübaşir...
|