|
|
Tek adamın kitabı
İnsanın çok iyi Yahudi, çok iyi Hıristiyan, çok iyi Müslüman olması veya kendini öyle zannetmesi, içinde bir Firavun beslemesine engel değildir. Nice allame ve nice softa biliriz ki, yalancıktan değil hakikaten tevazu sahibi olamadığı, kendini vazgeçilmez sanmaktan kurtulamadığı için görünürde 'kulunum' diyerek ibadet ettiği ilahı ile yarıştığının farkına dahi varamamaktadır. Adamın alnı secdededir ama tanrısına değil kendi kendisine tapınmaktadır: -Tanrım sen ne yücesin ki benim gibi bir büyük adam bile sana tapıyor. Kişi bu fısıltının kaynağını fark edebilse zaten kibrini ve vazgeçilmezlik saplantısını aşacaktır. Ancak bu sinsi fısıltı akan su gibi belli yönden veya yönlerden gelmeyip yoğun bir nem gibi her tüy dibinden insana sızdığı için fark edilmez. Gücün lanetlik zevkinden, insanların tapınır gibi ilgi göstermelerinden, şaşaadan ve tantanadan mayışan gizli Firavun, iktidar şehveti içinde sinsi nemin kendisine nüfuz edişini kavrayamaz. Bu Firavun duygu, siyasi liderleri -özellikle de bireyleşememiş insanların oluşturduğu camialardan gelmiş olanlarını- içten içe sahte güven zırhıyla kaplar. Böyle olunca dışarıdan kibir duvarını delmek imkânsız hale gelir. Bu kuşatılmışlık lideri tek adam şartlanmasına sürükler. O artık şirketini, cemaatini, hükümetini, ülkesini; her nereyi idare ediyorsa orasını bir tür 'yetişkin oyuncağı' olarak algılamaya mahkumdur. Bir çocuk nasıl oyuncağının bütün girdisini ve çıktısını merak eder, kurcalar ve inceler, böylece nihayetinde bozarsa, sözgelimi tek adamlık hastası siyasi lider de ülkesinde yaşanan her şeyi, -zıkkımın kökünü bileizlemek ve denetlemek dürtüsü ile hareket ederek mekanizmayı daha da bozar. Tek adamlık saplantısı lideri aslında kozmik bir bela mıknatısı haline getirir. Neden ve nasıl? Tek adamlık saplantısı içindeki lider kaçınılmaz biçimde kendini beğenmiş, saldırgan, küçümseyici, hatta hiçleyici davranır. Özellikle de gücünün doruğunda iken yönelim keskinleşir ve çöküş süreci başlar. Çünkü böyle davranmaya başlayan lider etrafında yağcı olmayan, kendi başına bir anlam taşıyan, bir çap arz eden, bireyleşmiş kimseye yer bırakmaz. Hızlı bir biçimde iyiler, nitelikliler ve kendi kendisine saygısı olanlar, kısacası bireylik kıvamına ermiş bulunanlar çevreyi terk ederler. Tek adam saplantısı içindeki liderin Firavunlaşarak salya-sümük benlik salgıları ile etrafını bulaştırmasına, ancak birey olamayan yağcılar ve suçlular sürüsü tahammül edebilir. Geçmiş olsun. Hikaye bitmiştir, erken zirve yapan küçük Firavun sona doğru sürüklenmeye başlar. Bu da son derece doğal görünümlü bir süreçtir. Özellikle siyasette tek adam saplantısı ile her işe burnunu sokan zavallı lider, aslında milyonlarca işin ve kişinin sorumluluğunu ahmakça üstüne almış olur. Nasıl mı? Siyaset, toplum hayatının kaçınılmaz temel gerçeği olan adaletsizliği azaltmak içindir. Ne güvenlik, ne kalkınma, ne şu, ne bu; siyasetin varlık sebebi önce de, sonra da adalet ihtiyacıdır. Sen tek adam saplantısına kapılmışsan ister istemez, her tarafı adaletsizlik üreten beşeri mekanizmaların bütün pislik ve zulümlerini gönüllü olarak üstlenmişsindir. Ne Tevrat, ne Zebur, ne İncil, ne Kur'an, tek adamlığın dört kitapta yeri yok. Onun rehberi Firavunname'dir.
|