Sosyetik 'Heidi'
Sosyete dünyasının ünlü ismi Neslihan Kozanoğlu, Cumhuriyetköy'deki çiftliğinin bahçesinde uzun süredir çiftçilik yapıyor. Topuklu ayakkabılarıyla tarla sürüp, inek sağıyor.
Yasemin Kozanoğlu, "Ünlüler Çiftliği"ne yarışmacı olarak katılmıştı. Ama üvey annesi Neslihan Kozanoğlu, uzun süredir gerçekten bir çiftlikte çalışıyor. Eşi Ahmet Kozanoğlu ile yaşadığı Cumhuriyetköy'deki muhteşem malikanenin bahçesinde "hobi" olarak çiftçilik yapıyor. Ürettiklerini Semra Özal, Jale Yılmabaşar gibi ünlü isimlere satan Kozanoğlu, kazandığı parayla öğrencilere burs veriyor, köydeki yoksul hastalara yardım ediyor.
Hangi sebze ve meyveleri yetiştiriyorsunuz? Enginar, kıvırcık, nane, havuç, maydanoz, salatalık... Yani, mevsimine göre hemen her şeyi... Bunlar benim ektiklerim. Ayrıca meyve ağaçları da var bahçede. Bunların hepsinden reçel, pekmez, marmelat yapıyorum. Asıl tarlalarım ve ahırlarımsa köyün dışında. Burası numunelik gibi kalıyor.
Siz "sosyete" olarak anılıyorsunuz. Bu işleri nasıl öğrendiniz?
Sosyetenin bunları yapabilecek kapasitede olması lazım zaten. Mesela Prens Charles... Ondan daha asil biri geliyor mu aklınıza? O da çiftçilik, ekolojik tarım yapıyor. Ama Türkiye'de herkese sosyete diyorlar.
Ürettiklerinizi neden satıyorsunuz? Paraya mı ihtiyacınız var? Önce ailem için üretiyordum. Baktım başarılı oluyorum, akrabalarıma da vermeye başladım. Sonra daire genişlemeye başladı. Fakat ürettiklerimi hediye ettiğim insanlar bana karşı mahcup olmaya başladı. "Parasını vermek istiyoruz" dediler. Oradan gelecek paraya ihtiyacım olmadığı için, aklıma insanlara yardım etmek geldi. Kazandıklarımı, hastaların tedavilerinde ve çocukların öğreniminde kullanmaya başladım.
Bugüne kadar kaç öğrenci okuttunuz?
Sekiz tanesi mezun oldu. Üç kız liseden sonra evlenmeyi tercih etti. Geri kalanlar üniversiteyi bitirdi. İsimlerini vermem hoş olmaz. Ama içlerinde bilgisayar mühendisi, stilist, anaokulu öğretmeni var. Şu an ilköğretim ve üniversite seviyesinde 10 öğrencim var.
TARLADA DA BAKIMLI
Ürünlerinizi kimler alıyor? Yaklaşık 25 aile var: Kutlutaş'ın sahibi Nurettin Koçak, seramik sanatçısı Jale Yılmabaşar, Nilgün Dereli, Semra Özal, Meral Kozakçıoğlu, Yona Grunberg... Bazen ürettiklerimi köydeki hanımlara da veriyorum. Onlar da bana oyalar, tülbentler, yemeniler veriyor.
Fotoğraf çektirmek için mi böyle giyindiniz?
Hayır, hep böyle giyinirim. Güzelliğime çok düşkünüm. Aynen bu elbiseyle süt sağarım. Topuklu ayakkabılarımla tarlaya girerim. Kadın her yerde her zaman güzelliğine düşkün olmalı.
|
