|
|
Varto yaralarını hâlâ saramadı
Tam "ister inanın ister inanmayın" türü bir olay. Yaklaşık 2 ay önce İstanbul'da yaşayan Vartolular'ın dernek başkanı Avukat Orhan Tural aradı. "Yardımınıza ihtiyacımız var" diye söze başladı. Sonra da meramını anlattı. "Varto deprem kuşağında bir ilçemiz. Biliyorsunuz 1966'da büyük bir deprem yaşamıştı. Şimdi, Varto Belediye Başkanı Demir Çelik, Vartoluların bir daha büyük acılar yaşamaması için depremle ilgili hazırlık yapmak istiyor. Bu nedenle de deprem konusunda hem bilgi, hem de teknik araç gerece ihtiyacı olduğunu söylüyor. Bunun için büyük şehirlerde yaşayan hemşerilerine başvurdu. Biz de size soruyoruz, "Bize kim yardım edebilir? Ne olur bir çare bulun?" Anlaşılan Varto belediye başkanının çığlığı devletin duvarlarına çarpıp geri döndüğü için çaresizce bize başvuruyor. Bu başvuru üzerine deprem konusunda ciddi çalışmalar yapan, hatta kurduğu teknik laboratuvarla dikkatleri üzerine çeken Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'ü aradım. Öztürk, yardıma hazır olduğunu ve elinden geleni yapacağını söyledi. Sonrasını hep birlikte göreceğiz. Ancak, bu görüşmelerde ortaya daha vahim bir tablo çıktı. Tam da "Burası Türkiye" dedirtecek bir durum. Varto 1966'da 6.9 büyüklüğünde bir depremle neredeyse yerle bir oldu. İlçenin yarısı adeta haritadan silindi. Yaklaşık 3 bin insan yaşamını yitirdi. Ve aradan tam 39 yıl geçti. Varto Belediye Başkanı Demir Çelik'le konuşurken, insanı dehşete düşüren bir gerçeği dile getirdi: "Hâlâ yapılmamış konutlar var. 1966 depreminde vatandaşın hakkı olan konutların birçoğu özellikle de köylerdeki deprem konutları yapılmadı. Hatta bir ihale de bu yıl yapıldı. Gelecek yıllarda yapılacak olanlar da var. Aradan 40 yıl geçmesine rağmen hâlâ konutla ilgili sorunlar yaşanıyor." İnanılacak gibi değil. Düşünebiliyor musunuz, 40 yıl önceki bir depremin yaralarını hâlâ saramayan bir devlet var. Deprem evleri ihalesi bu yıl yapılmış. Daha yapılacaklar da var. Türkiye'yi kilitleyen, sorunlarını çözmeyen ve sürekli erteleyen bu sistemin yaratılmasında herkesin katkısı var. "Nerde bu devlet!" diye bağırmak bile işe yaramıyor. Sözün bittiği yer belki de burası...
|