|
|
Lukoil'le kaçan Baku-Ceyhan ilişkisi
İki gün önce Sabah'ta, Rus petrol devi Lukoil yöneticilerinin Tüpraş'ı istemediklerini, ancak akaryakıt dağıtım pazarına girmek istedikleri yönünde bir haber yer aldı. Haber aslında Türkiye adına üzücü bir gelişmeyi işaret ediyordu. Fakat gözden kaçmışa benziyor. Rus petrol devi Lukoil, bundan yıllarca öncede Türkiye'de iç piyasaya girmek istiyordu. Arkasına Rusya yetkililerinin desteğini alarak, bu isteğini Türkiye'nin en yetkili makamlarına ileten Lukoil'e maalesef ANAP döneminde, ANAP'lı Enerji Bakanı 'hayır' dedi. Halbuki, Rusya Lukoil izin verilmesin karşılığında, Baku-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi'ne (BTC) desteklemeyi taahhüt ediyordu. O dönem, gündeme gelen Mavi Akım Doğal Gaz Boru Hattı'ndaki spekülasyonlar sebebiyle ANAP'lılar böylesine önemli bir adıma 'hayır' cevabını uygun gördüler. Aynı ANAP'lılar Mavi Akım'ın yapılması karşılığında da Rusya'dan, Türkiye adına bir şeyler talep etmemişlerdi. En azından BTC'nin desteklenmesini isteyebilirlerdi. Anlaşılan akıllarına gelmemiş.
Neden hayır diyorlar ki... İç piyasada BP, TOTAL, Shell gibi yabacı ana dağıtıcılara hiçbir sorun çıkarmayan yetkililerimizin, stratejik ilişkilerin doğup, gelişmesine katkı sağlayacak Lukoil'e 'hayır' cevabı vermelerine halen daha bir anlam vermiş değilim. Rusya ile komşuluk ilişkileri, Boğazlar, en önemli ticari partnerimiz gibi klasik söylemler bir yana liberalleşen petrol piyasası için Lukoil, üretim ve rezervleriyle ciddi bir hareket ve rekabet getirebilirdi. En azından bundan sonraki Rusya- Türkiye ilişkilerinde, ülke menfaatlerinde geleceğe projeksiyonlar tutularak bakılmasında fayda var. Bu sebeple Lukoil'in iç piyasaya girmesinde hangi argümanlar kullanılır, bilemiyorum. Ancak iç piyasaya girmesi kesinlikle desteklenmeli. Bu aşamada veya sonradan, Rusya'nın BTC'ye katılımı konusunda olumlu gelişmeler olacağını düşünüyorum.
|