|
|
|
|
|
|
Oyunculuk için tüm hayatımı değiştirdim
"Gelen şöhretle birlikte hayatımda her şey değişti. Ailemi ve en yakın arkadaşlarımı Ankara'da bıraktım. Gidip geliyorum ama eskisi gibi değil. Her şeye rağmen ben aynıyım...".
atv'nin sevilen dizisi 'Aşka Sürgün'ün Zilan'ı Beren Saat'in öyküsü, bir yetenek yarışmasında dikkatleri çekmesiyle başlamıştı. Yarışmanın ardından hayatındaki her şey çok hızlı gelişen Saat, kendisini bir anda Mahsun Kırmızıgül'le başrol oynarken buldu. Genç oyuncu, oyunculuk için okulunu bırakmış ve tüm hayatını değiştirmiş olsa da, bunun şokunu çabuk atlatmış gibi görünüyor. 'Türkiye'nin Yıldızları' adlı yarışmadan sonra Ankara'dan İstanbul'a taşınarak bir otelde yaşamaya başlayan Beren Saat, bu zor hayata işini sevdiği için katlandığını söylüyor. GÜNAYDIN'a konuşan başarılı oyuncu, çekimleri Midyat'ta yapılan dizinin set ortamından hoşnut olduğunu söylüyor. Saat'in en çok zorlandığı sahneler ise ağladığı sahneler. Ağlayacağı zaman kendi hayatından anıları düşündüğünü söyleyen Saat, "Herkesin hayatında düşününce burnunun direğini sızlatacak bir şey vardır" diyor.
* Bir yıl önce, yarışmaya katılmadan önce buraya gelebileceğinizi hayal ediyor muydunuz? Yarışmalarda dereceye giren birçok insan var ve birçoğu iş yapamıyor. Benimki biraz şans. Ben bu kadar beklemiyordum. Şans yardım etti. Bu işte kendine güvenerek de başlamak gerekiyor.
BİR ANDA GÖZÜM KARARDI
* Yarışmadan önce genç ama ünlü bir oyuncu olma hayaliniz var mıydı? Hayır ben daha önce hiç bu tür şeyler düşünmemiştim. İşletme okuyordum. Oyunculuğa, amatör tiyatrolar dışında bir ilgim yoktu. Bir anda 'Türkiye'nin Yıldızları' yarışmasını duydum ve katılmaya karar verdim.
* Nasıl karar verdiniz? Yanlış iş seçimi yaptım gibi geldi. İşletmeyi seviyordum, okulumu seviyordum ama bunun hayatımın mesleği olmayacağına karar verdim. Öyle bir anda gözüm karardı ve yarışmaya girme kararı aldım.
* Zilan hep mutsuz, durgun görünüyor, artık mutlu kızı oynamak istediğiniz olmuyor mu? Onun da inişleri çıkışları var. Zor şeyler yaşadığı için toparlanması zaman alacaktır Zilan'ın. Ama bu biraz merhamet duygusu uyandırdı insanlarda. Özellikle anneler, teyzeler sokakta yolumu çevirip sarılıyor hemen. 'Zilan'ım benim seni çok seviyoruz' deyip sarılıyorlar. İlk başta kan davasının bitmesi için evlendirilen bir kız Zilan. 'Ben olsam ne yapardım?' diye düşünüyorsunuz. Çok zor bir şey. Ama artık Zilan'ın da yüzü gülmeye başlıyor.
* Zilan'ın o suskun ve durgun halini oynarken ne düşünüyorsunuz? Çevrenizdeki birini mi, kendi hayatınızdan anıları mı? Ona pek ihtiyaç duymuyorum. Ağlayacağım zaman kendi hayatımdan bir şeyler düşünmeye ihtiyacım oluyor; ama karşınızda iyi biri oynadığı zaman çok kolay rol yapılıyor. Oynarken şöyle yapacağım, böyle yapacağım diye düşündüğünüz zaman duygu gidiyor zaten.
* Ağlamakta zorlanıyor musunuz? Evet, hele kendi başınıza ağlamanız gereken sahneler varsa burada oturup kendi hayatınızdan düşünüyorsunuz. Sonuçta ben de çok profesyonel değilim.
* Ağlayacak çok mu şey var hayatınızda? Herkes kadar vardır. Herkesin hayatında düşününce burnunun direğini sızlatacak bir şey vardır. Birini özlemişsindir, geçmişte üzüldüğün bir olay aklına gelir. Onlar ağlatır.
* Midyat'ta çekimler nasıl gidiyor? Burada kendimi daha çok Zilan gibi hissediyorum. Çünkü Zilan karakteri buraya ait. Bu konak, bu şehir beni daha çok havaya sokuyor. Burada ben Zilan oldum. Kostümler, ata binme... Biraz çok ilgi var, bu ilgi bizim çalışmamızı aksatabiliyor. Sahnenin ortasında da insanlar sevgisini göstermek istiyor. İşi aksatsa da keyifli.
'ARTIK HER ŞEY DEĞİŞTİ'
* Hayatınızda neler değişti, dizi ve gelen şöhretle birlikte? Her şey değişti. İş değişti, hayatımın planı değişti, gelecek hayallerim değişti. En başta da yaşadığım şehir. Ailemi, en yakın arkadaşlarımı Ankara'da bıraktım. Gidip geliyorum ama eskisi gibi göremiyorum. Ben değiştim mi, bilmiyorum. Aynıyım ben. İlişkilerim yine aynı...
* Hâlâ Cihangir'de bir otelde kalıyorsunuz, İstanbul'a yerleşmeyi çok da istemiyor gibisiniz... Öyle değil. İstediğim zaman dönebilirim. Bir de insanın dönecek bir yerinin olduğunu hissetmesi müthiş bir şey. Yaptığım işi sahipleniyorum. Bir yere köklerimi salmıyorum ama her yerde yaşıyorum. İstanbul'u da sevdim. Bir de burada sevdiğim işi yapıyorum. Her şeyi bırakıp sevdiğim iş için geldim. Burada neden mutlu olmayayım ki?
* Çekimler dışında nasıl zaman geçiriyorsunuz? Benim çekim dışında ya bir, ya da iki gün boş zamanım oluyor. O zamanlarda da yapılması gereken işler oluyor. Sosyal, kültürel etkinliklere hiç zaman ayıramıyorum. Aslında bu dizi işi, insanı biraz asosyal yapıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|