| |
"Atma" değer
Biz Türkler'in katma değer yaratmaktaki maharetini bilemem ama "atma değer" yaratmakta bir numara olduğumuz tartışılmaz. Aslını sorarsanız, sadece atma değer değil, takma değerde de üzerimize yok, fakat iş katma değere gelince vaziyet mafiş! Katma değer gibi, gazetelerde her gün milyonlarca defa okuyup, "anlamadığımız" bir konuya girmek istemem. Zaten ekonomi cehaletimizin asıl sorumlusu da bizler değiliz, gazetelerde sayıları magazincileri geçmiş bulunan ekonomi uzmanları utansın. Ben, katma değeri tam bilmesem de şöyle olduğunu hissediyorum: Diyelim, bir bisiklet ürettiniz. Onun bir üretim değeri vardır. Fakat o bisiklet alınıp satılmadıkça, bir köşede bekletildikçe herhangi bir katma değer yaratılmayacaktır. Diyelim, bir çuval paranız var (ki hayali bir cihana değer) ama evde yatak odasında öylece bekliyor. Demek ki bir katma değer yaratmayacaktır. Bir "değer"in, katma değer yaratması için iki faktör gerekiyor, birincisi o ürüne bir değer ilave edilmiş olması, ikincisi ise ekonomik sirkülasyona girmesi... İşte size 100 puanlık bir soru: Bir cep telefonu ile geniş bir halk kitlesi karşı karşıya geldiği zaman yaratılan değer, katma değer midir, yoksa atma değer midir? Farz edelim 300 liraya aldınız bir telefonu. Sonra 250 liraya sattınız. Sonra sizden alan da 200 liraya sattı. Bu paraların değeri, katma değer olmaz ama bir şey oluşturur herhalde... İzmir'de yaşayan bir delikanlının 380 liraya alınmış cep telefonu çalınıyor. Gencin babası cep telefonunun bulunması için dava açıyor. İlgili kurumlar, cep telefonunun izini sürmeye başlıyorlar. Cep telefonunun, bir yıl içinde, Ankara, Gaziantep, Şanlıurfa, Sivas, Konya, İstanbul, Isparta, Kahramanmaraş, Denizli, Bingöl ve bunlara bağlı ilçelerde, kimler tarafından kullanıldığı belirleniyor. İfadeleri alınan 32 kişi savunmalarında, çalıntı olduğunu bilmiyorduk, diyorlar. Dava, delil yetersizliğinden düşüyor, bu kişiler beraat ediyorlar. Burada şimdi, çalıntı cep telefonu almak yanlıştır, ayıptır, demeyeceğim. Halkımızın, 380 liralık aynalı bir telefonu kelepir bulunca hücum etmesi şaşırtıcı değil. Elden ele kaça satıldığını da bilmiyoruz. Fakat kesin olan şu ki, bir telefon, tam 32 defa el değiştirip, inanılmaz bir "toplam fiyata" tırmanmış olmaktadır. Neredeyse orta halli bir otomobil fiyatı çıkacak. Bir de ilk alıcının 380 milyonunu koyun üstüne... İşte bu ekonomik dehaya saygı ve hayranlık duymamak ayıp kaçar. Bir garip cep telefonu nasıl bu kadar kıymetli hale geliyor. Halkımızın bir çalıntı telefona verdiği değer sebebiyle elbette... Her zaman inanmışımdır, Türkler'in yaratıcılığı değişik bir yaratıcılıktır. Biz, iki hidrojen atomunun nasıl birleşebildiği ve ortaya çıkan helyumun, ne işe yaradığı ile pek ilgilenmeyiz. Ama bize bir teneke helyum versinler, kendi imkanlarımızla evimizin banyosunda hem de, füzyon olayına girip bomba imal etmemiz işten bile değildir. Özür: Geçen günkü yazımda, med-fly denilen Akdeniz sineğinin "mutasyon" geçirdiğini yazmışım, aceleyle. Doğrusu metamorfoz olacaktı. Düzeltir özür dilerim.
|