| |
Personel rejimi
Bakanlar Kurulu'nun son toplantısında AB konuşuldu... ABD konuşuldu... Ama en çok "personel rejimi" konuşuldu... Hükümet bu konuda reform yapmak istiyor. "Nasıl bir reform" diyecek olursanız... Yanıtı çok uzun. Birkaç maddede özetleyecek olursak: * Aynı eğitimde olan, aynı işi yapan, aynı kıdemde bulunan personel arasındaki ücret farklılığının giderilmesi. * Bir performans ölçüm sistemi getirilmesi... Ve kamu personelinin performansının ölçülmesi. * Yükselmelerde bu ölçünün esas alınması.
Reform yasası çıkınca "emekliliğe hak kazanmış personelin" durumuna bakılacak. Eğer "performansı iyiyse" sorun yok. Ama düşük performans ise... "Resen emekliye" sevk edilecek. "İki şey" söyleyeceğiz: 1. Personel rejimi yamalı bohçaya döndü... Reform şart. 2. Ama bu konu oldukça hassas... Ve kamuoyunda çok tartışılacak.
"İki şey daha" söyleyeceğiz: 1. Performans ölçüm sistemi (sicil verme olayı) zaten var. 2. Askerler, yükselmeyi "sicile göre" yapıyorlar... Siviller ise sicile pek önem vermiyorlar. Ve bir soru: "Yeni sistemde" performans nasıl ölçülecek? Eğer bunun objektif kriterleri olmazsa, iş yine "sulanacak." Her iktidar "kendine göre bir ölçüme" gidecek.
Dün öğle yemeğinde eski bakanlardan Hüsnü Doğan'la birlikteydik. "5 yıldan uzun süre" Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığı yaptı. Milli Savunma Bakanlığı da var. "Ben tek performans ölçüm sistemi bilirim" dedi: - Liyakat... İşi, layık olana vereceksin.
Hüsnü Doğan bir anısını anlattı. 1986'da boş bulunan 11 milletvekilliği için ara seçim yapılmıştı. ANAP "seçimi 11-0 alacağız" demişti. Ama "6'da kalmıştı. " Seçimden sonra ANAP yönetimi toplanmış: - Neden 6'da kaldık?.. Nerede hata yaptık?.. Şimdi hangi önlemleri alalım? Konuşanlar demişler ki: - Artık "dört siyasi eğilimi birleştiren bir siyaset izliyoruz" demeyelim... "Sağ parti olduğumuzu" ilan edelim. Turgut Özal, parti kurucularından Hüsnü Doğan'a dönmüş: Sen ne diyorsun? - Efendim sağ, sol işini karıştırmayalım... Biz milliyetçi, muhafazakar, sosyal adaletçi, serbest piyasa ekonomisinden yana bir partiyiz... Öyle kalalım. Özal "toplantı sona erdi" demiş: - Hüsnü doğru söylüyor.
Hüsnü Doğan'a sorduk: - Çankaya'dan dönen atama kararnameniz oldu mu? - Bir defasında Cumhurbaşkanı (Kenan Evren) benim bir kararnamemi imzalamadı. - Ne yaptınız? - Durumu Başbakan'a (Özal) arz ettim. - Özal ne dedi? - Çankaya'ya kendin çık, Kenan Paşa ile konuş dedi. - Sonra? - Gittim... Sayın Evren neden imzalamadığını söyledi... Ben yaptığım işin doğruluğu konusunda Cumhurbaşkanı'nı ikna ettim... Hemen imzaladı.
Uzun sözün kısası... Personel yasası da değişse, yeni performans ölçüm sistemleri de getirilse "emanet ehline verilmediği sürece" tartışmalar devam edecek.
|