|
|
|
|
|
|
Yolda görenler hâlâ sırtımı sıvazlıyor
'Çocuklar Duymasın' dizisiyle şöhreti yakalayan Pınar Altuğ, özel hayatındaki problemleri geride bırakarak kendisini yeniledi ve hayatını bir düzene koydu: İnsanlar yaşadıklarımı değil, beni sevdiler. Zamanla da benim aynı olduğumu gördüler. Hâlâ yolda gördükleri zaman sırtımı sıvazlıyorlar.
Pınar Altuğ 1994 yılında aldığı 'Türkiye Güzeli' unvanına rağmen 'Çocuklar Duymasın' dizisine kadar sıradan bir güzel olarak kaldı. Ancak 'Meltem' karakteri ona şöhretin kapılarını ardına kadar açtı. Küçük büyük artık herkesin tanıdığı bir isim haline geldiği sıralarda ise özel hayatındaki karmaşa kariyerinde de ilginç bir kesintiye neden oldu. Umut Elçioğlu'yla yaptığı evliliğin sona erişinden ona şöhreti getiren diziden ayrılışına kadar her şeyi sorgulandı, didiklendi. Yaşadığı sarsıntıdan kurtulduktan sonra oyunculuk ve sunuculuk kariyerine devam etti. Şimdilerde hem özel hem de iş hayatında yüzü gülüyor Altuğ'un. Eskiyi de geride bırakarak yoluna devam ediyor. Hatta önümüzdeki yayın dönemine hazırlanıyor; 'başıma gelen bir şanstı' dediği 'Çocuklar Duymasın'a benzer başarılı bir çalışma için Gani Müjde ile birlikte...
* 'Çocuklar Duymasın'dan sonra mesleğinizde duraklama dönemine girdiniz. Bunu neye bağlıyorsunuz? Türkiye'de 'Çocuklar Duymasın' kadar patlayan ikinci bir proje yok. Çünkü o proje kolay kolay kimsenin kendiyle kıyaslayabileceği bir proje değildi. Bir daha Türkiye'de onun gibi bir proje olur mu bilmiyorum. O özel bir projeydi ve benim için büyük kısmetti.
HİÇ MASKE TAKMADIM * Birol Güven'in diğer sit-comlarını başarılı bulmuyor musunuz? Birol'un diğer işlerini 'Çocuklar Duymasın' kadar başarılı bulmuyorum. Tamam belki iyi şeyler yapıyor ama 'Çocuklar Duymasın' çok başkaydı. Ayrıca ne Birol'un ne de başka birinin işi o diziyle kıyaslanamaz.
* Diziden olaylı bir şekilde ayrıldınız ve sonra rol aldığınız 'Omuz Omuza' isimli dizi yayından kaldırıldı. Başarısızlıkta kendinize pay çıkarıyor musunuz? Dizilerin bir ömrü vardır. Biz 'Omuz Omuza'ya kısa bir proje diye başladık. 39 bölüm bile sürmesini beklemiyorduk. Benim dizim üç dört bölümde yayından kaldırılsaydı, evet 'başarısızlık' derdik ama bu başarısızlık değil...
* Yaşadığınız olaylar sonunda imajınızın bozulduğunu ve bunun size başarısızlık getirdiğini düşünüyor musunuz? Benim hiçbir zaman imaj endişem olmadı. Ben hiç maske takmadım. Aman 'ben böyle davranayım, beni böyle sevsinler' demedim. İnsanlar yaşadıklarımı değil, beni sevdiler. Zamanla da benim hâlâ aynı olduğumu gördüler. Hâlâ yolda gördükleri zaman sırtımı sıvazlıyorlar. SETE PIRIL PIRIL GİDERİM
* Uzun yıllardır oyuncu kimliğinizle ekranlarda boy gösteriyorsunuz. Yeni yüzler, yeni yetenekler karşısında kaybolma kaygısı yaşıyor musunuz? Yeni bir projenin içindeyim ve Gani Müjde bu işte bana o kadar inanıyor ve güveniyor ki. Halbuki ben bu yaz çalışmayacaktım çünkü geçen seneden bu yana hiç durmadım. Ama bu çalışmaların dönüşü oluyor. Çünkü 'Çocuklar Duymasın'ın birinci bölümünü izlediğimde seyircilerin bana iyi tahammül ettiğini anladım. Ben kendimi geliştiriyorum. Herkesin yeri çok farklı. Herkes kendi kulvarında yarışıyor.
* Geçmişte yaşadığınız üzücü olaylardan kendinize ders çıkarmışsınızdır. Özel hayatınıza daha çok dikkat etmeniz gerektiğini düşünüyor musunuz? Zaten ben bu fikrin yanlış olduğunu düşündüğüm için 'Çocuklar Duymasın'dan ayrıldım. Artık izleyenlerin beni oynadığım karakterle özdeşleştirmesini istemiyorum. Bir dönem özdeşleştirmelerine izin verdim ama o toyluk dönemimdi. Ben işime karşı saygısızlık yaparsam o sorun olmalı. Yani alkol alıp, sabahları sette ayakta duramıyorsam, sabaha kadar gezip, çekime kanlı gözlerle geliyorsam bu yaptığım saygısızlık olur. Ben her sabah setime pırıl pırıl gidiyorum.
GÜLŞEN YÜKSEL - MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|