Sahra'ya hayat veren Nil
"Çölde bir kum tepesine oturursunuz. Hiçbir şey görmez, hiçbir şey işitmezsiniz. Ve birden karanlıkta bir şey ışıldar. İşte o zaman çölde bile bir kuyunun saklı olduğuna inanmalısınız." İşte böyle der Küçük Prens'in yazarı Saint Exupery....
Sahra Çölü'nün incecik sapsarı kumlarına oturup tabiatı dinlemeye başladığınızda, şimdiye kadar gördüğünüz, bildiğiniz tüm sesleri ve tüm ışıkları unutuyorsunuz. Çöl manzarası, bildiğiniz hiçbir manzaraya benzemiyor. Saydam bir gökyüzünün altında uzanan uçsuz bucaksız sarı tepeler, 45 derece sıcakta bir hayale dönüşüyorlar sanki. Etrafınızda sadece iki renk var: Sarı ve mavi.
ZÜMRÜT RENGİ Arapça'da "çöl" anlamına gelen Sahra, tarih öncesi dönemde bir denizmiş, ardından bir bataklığa dönüşmüş. Bugün ise, Atlantik'ten Akdeniz'e ve Kızıl Deniz'e uzanan, 10 ülkenin içinden geçen, dünyanın en büyük çölü. Bu kupkuru manzarada ilk yerleşimler M.Ö. 9000 yıllarına uzanıyor. Ardından gelen tüm dönemlerde de, bu çölün çevresinde, tabiat şartlarının zorluğuna, çetin iklime rağmen dönemlerinin en parlak medeniyetleri ortaya çıkıyorlar. Bu medeniyetlerin topraklarına su, ilahlarına ilham veren ise, o mucizevi Nil Nehri oluyor. 6600 kilometrelik nehrin çöle nasıl hayat verdiği, en iyi şekilde, Mısır-Sudan sınırında, uçaktan görünüyor. Kurak toprakların ortasında birdenbire, zümrüt rengi bir sicim gibi ortaya çıkan nehrin çevresi bereketli topraklar, ağaçlar, envai çeşit renklerdeki çiçeklerle dolu. Nil, eski Mısırlılar tarafından hayat ve hasat Tanrısı Osiris ile özdeşleştirilmiş. Onlar, her yıl yatağından taşıp, kurak topraklarına doğurganlık getiren nehre Hapy adını vermişler. Hapy, 5000 yıllık Mısır mitolojisinin en önemli figürlerinden biri olmuş, çünkü fazla taşkın olduğu dönemler de, cılız kaldığı mevsimler de halk için felaket demekmiş. İnanışa göre gizli bir mekanda yaşayan Hapy, bir erkek bedeni taşımakla beraber, anaçlığı temsil eden dolgun göğüslere de sahipmiş. Kafasında ise, Nil'in iki kutsal bitkisi olan papirus ve nilüfer yapraklarından bir taç taşırmış. Nil Nehri'nin mitolojideki bir başka kullanımı da kutsal kayıklar. Eski Mısırlılar, ölülerin ruhlarının güneşe ulaşabilmesi için kayıklarla taşınması gerektiğine inanırlarmış.
NEHRİN HEDİYESİ Mekanların da, insanlar gibi enerjileri olduğuna inanıyorsanız, neden bazı coğrafyaların tüm ruhaniyetlere ev sahipliği yaptığını merak ediyorsanız, tarihin her döneminde inançların kesişme noktası olmuş Nil Nehri'nin, o kupkuru Sahra Çölü'ne nasıl hayat verdiğini görmenizi dilerim. "Mısır'ın tüm Tanrıları, insanlığa Nil Nehrinin hediyesidir" demiş Herodot. Sahra çöllerini yıkayan bu "zümrüt rengi mukaddes" suları görmek, benim için de hayatın en büyük hediyelerinden biri oldu...
Sedef Ecer
|