Alemlere fena daldık
Gaipten yani görünmez alemlerden haber alma-haber verme merakı hepimizi pek sardı. Artık fal hizmeti vermeyen kafelere "kafe" denmiyor. Gerçi son zamanlarda profesyonel medyumlara pek ihtiyacımız yok ya... Çünkü dediğim gibi bu 'merak' hepimizi öyle sarıp sarmaladı ki, kiminle konuşsam bu aralar ya 'Kanalları çok açık' ya 'Rüyaları çok çıkıyor' ya da 'Baktığı fallar tutuyor'. Ben dahil! Havaya girdim yemin ederim. Ama hakikaten rüyalarım birer aksiyon filmi... Hem de uzun metraj... Fakat nedense genelde yaşanacak olumsuzluklar malum oluyor rüyalarımda.
IŞIK VE SEVGİ Öyle gamlı baykuş bir kişi de değilimdir ama... En azından olmamaya çalışırım. Neyse... Fakat dedim ya hakikaten son birkaç yıldır kiminle tanışsam aramızda, "Sizden bir enerji akımı alıyorum" veya "Auranız çok parlak" ya da "Bakışlarınızdan pozitif elektrik aldım" gibi cümleler geçiyor. Elektronik postalar, telefon görüşmeleri eskiden "Hadi eyvallah birader", "Görüşürüz kanka", "İyi akşamlar, öpsün seni tavşanlar" diye biterken artık, "Işık ve sevgi seninle olsun" diyoruz. Örneğin az önce bu hafta ne yazsam ne yazsam diye bönük bönük ekrana bakarken kapıdan içeriye bir kadın kafası uzandı. Boş bulunmuşum "Bismillah" deyip damağımı çektirdim. Kadıncağız da benim korkmama korktu. Sonra aramızda şöyle bir diyalog geçti. Kadın: "Ay çok pardon sizi korkuttum ama bir haber alacaksınız biliyor musunuz?" Ben: "Hıı? Nasıl? Ne? Siz, siz kimsiniz ki?" K: "Ben aslında ilan parasını yatırmaya gelmiştim ama sizin odanızın önünden geçtikten sonra birden geri dönüp içeri girme ihtiyacı hissettim." B: "İyi de niye? Ve tekrar sormak durumundayım siz kimsiniz?" K: "Ben reklamcıyım. Ama aynı zamanda da medyumum!!! Ve sizin bugün bir haber alacağınızı hissedip odanıza girerek bunu söylemek istedim." (Korkudan iyi haber mi kötü haber mi diye soramadım.) K: "Fakat sizin de hisleriniz çok kuvvetli, bunu hissedebiliyorum. Buyurun kartımı. Bir gün buluşalım, ben size su falı bakayım siz de bana kahve falı bakarsınız." B: "Yok ben anlamam faldan falan" dedim...
ÇEKTİ GİTTİ Ama dinlemedi. (E tabii kadın ne de olsa medyum. Hissetti benim her gün az şekerli içip, 'Acaba bugün günüm nasıl geçecek?' diye fincana burnumu dayadığımı...) Geldiği gibi pat diye çıkıp ilan servisine doğru ilerledi. Şimdi ben o gittiğinden beri telefonun başından ayrılmıyorum. Dakika başı elektronik postalarımı kontrol ediyorum, msn'in mavi çubuğu yanıp sönsün diye bekliyorum. Haber gelecekmiş! Dur bakalım... Çok fena sardık bu işlere... Çook...
|